Geçen gün "minimalizmi neden bıraktım" başlıklı bir video gördüm. Kadın depresyona girmiş sonra alışveriş yapmış, rahatlamış. Sonra da demiş ki "aa minimalizm bana göre değilmiş." Bu noktada söylemek isterim ki minimalizm sizin asla alışveriş yapmamanız gerektiğiyle alakalı bir düşünce sistemi…devamıGeçen gün "minimalizmi neden bıraktım" başlıklı bir video gördüm. Kadın depresyona girmiş sonra alışveriş yapmış, rahatlamış. Sonra da demiş ki "aa minimalizm bana göre değilmiş."
Bu noktada söylemek isterim ki minimalizm sizin asla alışveriş yapmamanız gerektiğiyle alakalı bir düşünce sistemi değil. En pahalı ürünleri, en iyi yerlerden alabilirsiniz. Amaç, hayatınızdaki duygusal boşluğu eşyalar ile doldurmaya çalışmamanız, ve eşyalara anlam/değer yüklememeniz. Bir eşyanın hayatınızda bir işlevi varsa, ona sahip olmak en doğal hakkınız. (Bu işlev manevi de olabilir.) Bir çalışma masasına, bir sehpaya ihtiyacınız olduğunu fark ediyorsanız, "ay ben minimalistim sehpa alamam" demeniz biraz aptal işi. Evde tek bir kaşık tek bir yatakla yaşamak zorunda değilsiniz. Misafir karşılayacaksınız, bulaşık yıkayamadığınız günler olacak. Tabii ki yedekleriniz olacak.
Fakat, "ne kadar çok olursa o kadar değerliyim" mantığıyla alıyor olmamalısınız. Ne kadar güzel ve farklı giyinirsem o kadar beğenilirim, evim arabam olursa o kadar mutlu olurum.. Minimalizmin hayır dedikleri bu düşünceler.
Bu noktada diyebilirim ki minimalist olmak için bir sınır, bir çizgi falan yok. Ben uzun süredir minimalistim. 20 tane yüzüğüm var çünkü bayılırım bir sürü yüzüğü aynı anda takmaya. Fakat boş zamanlarımda alışveriş sitesi gezmem, amaca hitap etmeyen, belki bir gün lazım olur dediğim ıvır zıvırlarım yoktur. Giymediğim / dolabın arkasında unuttuğum hiçbir kıyafetim yok. Kütüphanelerde bulunmayanlar hariç kitap satın almam. Rafta durup öyle süs gibi beklemelerine anlam veremem çünkü. Elimdekiler eskimeden çeşit çeşit kıyafet almam. Dünyanın kısıtlı kaynaklarına saygılı olmaya çalışırım. Minimalizmin sınırlarını kendi içimizde belirliyoruz. Eşyalar için yaşamak yerine, eşyaların SADECE yaşamımızı kolaylaştırması ve güzelleştirmesini amaçlıyoruz.
Belgeseli çıktığı saat içinde falan izledim. Zaten uzun süredir bekliyordum. Bir önceki belgesellerinden farklı bir şey anlattıklarını söyleyemem. Bildiğim ve gördüğüm şeyler. Fakat minimalizm yolculuğunda, belgeselin içinde de söyledikleri gibi, sebebinizin taze kalması gerekiyor. Bu açıdan bakınca, evet niyetimi ve kararlarımı yeniden hatırladım ve kafama yerleştirdim diyebilirim.
Zaten bu tarz belgeselleri izlerken garip bir keyif alma halinde oluyorum. Kısacıktı. Reklamların korkunçluğu ve tüketimin çılgınlığıyla alakalı gerçekleri tekrar hatırlamış oldum. Bu gezegen ve kaynaklari çok kısıtlı. Ve biz her yıl dünyanın yenileyebileceği miktardan çok daha fazlasını tüketiyoruz. Biz bittik bittik.