Bu film hakkında ne kadar yazılıp çizilmiş... Uzun zamandır izlemeye çekiniyordum çünkü konusu çok germişti beni. Çekindiğim kadar varmış hatta çekindiğimden fazlasıymış diyebilirim. Filmin en vurucu yanı gerçek bir hikayeden esinlenilmiş olmasından öte, her gün duyduğumuz, gördüğümüz ve bazen de…devamıBu film hakkında ne kadar yazılıp çizilmiş... Uzun zamandır izlemeye çekiniyordum çünkü konusu çok germişti beni. Çekindiğim kadar varmış hatta çekindiğimden fazlasıymış diyebilirim.
Filmin en vurucu yanı gerçek bir hikayeden esinlenilmiş olmasından öte, her gün duyduğumuz, gördüğümüz ve bazen de maruz kaldığımız şeylerin birleşimi olması. Yani aslında bir hikayeden yola çıkıyormuş gibi görünse de, bu birçoğumuzun hikayesi. Bakışlar, söylemler, ifadeler çok tanıdık. Fiziksel olmasa bile sözlü veya bakışlarla uğradığımız tacizin bir buçuk saate yedirilmiş versiyonu gibi. Üstelik bundan da fazlası... ve hala gerçek niteliğinde.
Film, her gün aynı bara gidip vakit geçiren bir grup genç arkadaşın hikayesini anlatıyor. Bir gece barın kapatılacağı saatte beş adam, bara girip olay çıkarıyor ve barda son kalanlar olan bu genç arkadaş grubuna şiddet uygulamaya başlıyorlar. İşkence ediyorlar, tecavüz ediyorlar... Saatlerce gitmelerine izin vermiyorlar. Bu olayları gerçekten neredeyse tüm detaylarıyla ve tüm rahatsız ediciliğiyle işleyen film, flashbacklerle bu adamların mahkeme sürecini de konu alıyor. Konudan daha fazla bahsetmeyeceğim, zaten internetten araştırabilirsiniz ama film hakkında hissettiklerimi anlatayım.
O kadar rahatsız edici bir film ki anlatamam ve bu yönüyle acayip başarılı zaten. Farkındalığınızı, duyarlılığınızı kesinlikle artıracak; eskiden okuyup geçtiğiniz, ertesi gün unuttuğunuz haberlere karşı hissettikleriniz kesinlikle çok değişecek. İstemsizce daha yoğun empati yapacak ve daha çok üzülüp yaralanacaksınız. Filmin atmosferi o kadar iyi tasarlanmış ve tüm kötü adamlar o kadar muhteşem oynamış ki kendimi filmin içine hapsolmuş şekilde buldum. Hatta başıma ağrı girdi ve atladım bazı sahneleri. Sürekli duyduğunuz haberleri canlı canlı izlemek gibi bir şey bu.
Nejat İşler, Hakan Boyav, Serdar Orçin ve Erdal Beşikçioğlu... İnanılmaz bir oyunculuk. Bu adamların hepsini çok sevmeme rağmen hepsinden ayrı ayrı tiksindim; o kadar iyi oynamışlar. Özellikle kaç yıllık Nejat İşler hayranı olarak bana böyle hissettirebilmesi, hayranlığımı daha da artırdı.
Müzikleri ayrı sevdim. Tam filmin atmosferine, içeriğine göre seçilmiş hepsi.
Film yapmak istediği her şeyi yapmış. Tüm o rahatsız edicilik, tiksinti ve karakterlerle istemsizce kurulan empati buram buram hissediliyor. Kaldı ki gerçek hikaye bundan çok daha farklıymış bildiğim kadarıyla. Senaryo yine hafifletilmiş yani asıl olaya göre.
Son sahnesi bana göre en vurucu noktalarından biridir. Çünkü yorumlarda da söylendiği gibi Nejat İşler’in o sahnedeki bakışı çok tanıdık, çok gerçekçi. Yürürken, sevdiklerinizle muhabbet ederken, bir kafede öyle otururken bile rahatsız edici bir şekilde üstünüze dikilebilecek bir bakış. Filmde çok var aslında o bakıştan ama özellikle son sahnedeki gerçekten de gündelik hayatın içinden bir kesit gibi hissettiriyor insana. İşte o bakışları değiştirebilsek aslında belki de okuduklarımız, duyduklarımız ve gördüklerimiz çok değişebilir. Çünkü o sahnedeki bakışın altında yatan şey aslında aşağılık kompleksi ve insanların karşısındakine sebepsizce duyduğu öfkenin, kinin en büyük sebebi belki de. Filmdeki tema da buna yoğunlaşmış durumda zaten. Olan hiçbir şeyin görünüşte bir sebebi yok; aslında tek sebep bu adamların sahip olamadıkları şeyler yüzünden sahip olabilenlere duydukları kıskançlık ve suçlama duygusu. Biz de bu hislerin getirdiği hırsın şiddete dönüşünü izliyoruz.
İçim içime sığmadı izledikten sonra ve çok övdüm çünkü bence yapmak istediğini çok iyi başarmış bir film ama asla “Kesinlikle izleyin.” diyebileceğim bir film değil. Hatta psikolojik olarak izlediklerinizden çabuk etkilenen biriyseniz izlememenizi tavsiye ederim. Çünkü gerçekten aklınızdan çıkmayacak bazı sahneleri olabilir.
Film hakkında söylenebilecek çok şey var aslında ama şimdilik ancak bu kadar yazabilirim sanırım. Zaten internette çok fazla şey yazılıp çizilmiş, araştırabilirsiniz.
Not: Filmin sonunda içeri sopayla dalan bir Zeki Demirkubuz ve Çağan Irmak göreceksiniz. Üstelik filmin başında da bar sahnelerinden birinde Teoman’ı fark edeceksiniz. Şans eseri arkada çıkmış olma ihtimali var...ddhjdjds