Kendi kalemimden "Venüs'e Mektup"u burada paylaşmak istedim. Okuyanlara teşekkürler. :)) Venüs yalnızlıkla mücadele etmekten yorulmuş bir halde artık bırakmak istiyordu. Üzülmeyi bırakmak, hayal etmeyi bırakmak, düşünmeyi bırakmak, kendine acı çektirmeyi bırakmak... Ama istemek yetmez bir şeyler yapmak gerekir. Ne yapacağını,…devamıKendi kalemimden "Venüs'e Mektup"u burada paylaşmak istedim. Okuyanlara teşekkürler. :))
Venüs yalnızlıkla mücadele etmekten yorulmuş bir halde artık bırakmak istiyordu. Üzülmeyi bırakmak, hayal etmeyi bırakmak, düşünmeyi bırakmak, kendine acı çektirmeyi bırakmak... Ama istemek yetmez bir şeyler yapmak gerekir. Ne yapacağını, kendi bataklığından nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Ona yardım edecek kimse de yoktu çünkü kimse görmüyodu içindeki çığlıkları, sessizce ağlamalarını. Herkes kendi yolunda gidiyordu, sadece kendi iç seslerini duyarak. Venüs hep diğer insanların iç seslerini duymaya çalışmıştı, insanları merak etmiş; hislerini, düşüncelerini, yaşayışlarını öğrenmek istemişti. Acaba onu merak eden var mı diye düşünüyordu her zaman. Ama hep ilgisiz bakışlarla karşılaştığı için insanların başkalarına gülen yüzlerini, ışıldayan gözlerini gördükçe o gözlerin aynı şekilde kendisine de parlamasını beklemekten yorulmuştu. O parıldayan gözler sahici miydi, gerçekten insanlar mutlu muydu birlikte bilmiyordu ama en azından öyle gözükmek bile ona cazip geliyordu. Venüs kendini somutlamayı başaramamışken tamamen soyutlanamadağı için de acı çekiyodu. Soyutlanmak... Nasıl bir şey bilmiyordu da. Ama düşününce herkesten uzak, imreneceği mutlu yüzleri görmeden kimsenin varlığını bilmeden sadece boşlukta yapayalnız hiçbir şey düşünmeden kendini bırakmak. Venüs gerçekten uzayda Venüs gibi sadece bir gezegen olmayı hayal ediyordu bazen. Duyguları düşünceleri olmayan bir cisim acı da çekemezdi. Dünyayı sadece uzaktan izlerdi, hiçbir şey düşünmeden sadece izlerdi. Hiçbir şey hissetmeden sadece izlerdi. Kendi varlığından nefret etmeden sadece izlerdi. Venüs, Venüs olmak istiyordu. Venüs gezegeni gibi en parlak olmak istiyordu. Ve en sıcak gezegen olan Venüs olmak istiyordu. (Herkesin onu soğuk bulmasına karşın.) Ama bu da imkansız ve saçma bir hayalden başka bir şey değildi. En imkansız gelmeyen hayalleri bile imkansızlaşmıştı onun için sanki. Artık hiçbir beklentiye girmek istemiyordu. Artık insanlardan ilgi beklemek istemiyordu. Artık sevilmeyi beklemek istemiyordu. Artık insanların ona gözleri parlayarak bakmalarını beklemek istemiyordu. İstedikleri gibi istemedikleri de gerçekleşmiyordu. Venüs niye yaşıyordu? Dışarıdan bu kadar normal görünürken, hiçbir sorun yokmuş gibiyken neden kendini bu kadar sorunlu hissediyordu? Bunu kendine kendisi mi yapıyordu? Düşünce şeklini nasıl değiştireceğini bilmiyordu? Kitap okumak, dizi izlemek kendini oradaki karakterler yerine koymak ve o dünyalarda yaşamak istiyordu. Ne kadar çok şey istiyorsun Venüs. Bırak artık istemeyi. İsteyince olmuyor. Bir şeyler yap. Venüs lütfen bir şeyler yap. Yapmak zorundasın. Mutlu olmak zorunda değilsin. Ama yaşıyor olduğun sürece zamanın boş olmadığını anlamalısın. Bir piyano melodisi gibi bir melodi oluşturmalısın, kendi hayatının melodisini. Sadece senin duyabileceğin, sadece senin iliklerine kadar hissedip duygudan duyguya gireceğin bir melodi. Diğer insanlar bu melodiyi duymasa da olur, o melodiyi paylaşamasan da olur, biliyorum paylaşmayı çok seviyorsun özellikle zevk aldığın seni mutlu eden, hüzünlendiren şeyleri başkalarıyla paylaşmak onların da güzel hissetmesini sağlamak istiyorsun. Ama bu hayat senin, kendi melodin senin. Melodini duy. Melodini hisset. Melodini çalmayı öğren. Melodinden zevk al. Zevk sadece seni mutlu eden şeyler değildir, insan hüzünlenmekten de zevk alabilir. Hüzünlenmekten korkma. Sana insan olduğunu hatırlatan duyguları sev. Onlar melodini özel yapan şeyler. Bir tek sana özel. Sen bir tanesin Venüs. Senden başka bir Venüs daha yok. Kendi değerini bil. Kendini kendin için daha değerli kıl. Venüs seni seviyorum. Sen de kendini sev olur mu?
-M🌛