Spoiler içeriyor
CESUR MU BU YENİ DÜNYA? Merhabalar merhabalar, bayadır yoktum. Cesur Yeni Dünya' dan bahsetmek istiyorum ilk olarak. Okursanız sevinirim. En son yaptığım alıntı o kadar güzel ve açıklayıcı ki düşüncelerime son şekli verdi, bu kadar yıl bu kitabı nasıl gözden…devamıCESUR MU BU YENİ DÜNYA?
Merhabalar merhabalar, bayadır yoktum. Cesur Yeni Dünya' dan bahsetmek istiyorum ilk olarak. Okursanız sevinirim. En son yaptığım alıntı o kadar güzel ve açıklayıcı ki düşüncelerime son şekli verdi, bu kadar yıl bu kitabı nasıl gözden kaçırdım diye de beni üzdü. Sadece o kısmı okusanız da kafi.
Huxley bu romanı 1932'de yazmış, dönemine göre gerçekten çok iyi, ancak gelecek dünyasının tasarımını eksiksiz anlatmak kolay değil elbette, şöyle ki internet söz konusu bile değil. Ama bu hiç önemli değil.
Anlatılanlar bundan daha fazlası. Yoksulluk savaş gibi olgular kalkmış buna karşın aile kavramı felsefe sanat gibi kavramlar da kalkmıştır. Sadece bunlar da değil, bilim mesela. Çünkü değişim, her yeni şey yıkıcılık potansiyeli taşır. En önemli şey istikrar olmuştur. Bunu engelleyen her şey ise ortadan kaldırılmalıdır. Peki sonuç ne mi? İşte herkes mutlu. Herkesin istediği de bu. Bir alıntı yapayım: "O günlerde insanlar, iştahlarının bile kontrol altına alınmasına razıydılar. Huzurlu bir yaşam uğruna her şeyden ödün verebilirlerdi. O günden beri de kontrolü sürdürmekteyiz."
Ama bence değil, çünkü mutluluk hiç zevkli, heyecanlı bir şey değil. Cesur Yeni Dünya' da bunlar (gerilim, üzüntü, heyecan, aksiyon...) yok maalesef. Aslında var da, yapay olarak. Bu da saçma bence. Teoriği geç, artık pratik olarak bile mümkün olmayan şeyi film ile sağlıyorlar. "Elinizde salt duygudan başka hiçbir malzeme olmaksızın sanat eseri yaratıyorsunuz." deniyor. Bu da neyin gerekli olduğunun bilinmesi demek. Mesela bu sitemin devamlılığını sağlayan denetçilerden Mustafa Bond, ona hem acıdım hem de onun için sevindim. Neyin doğru olduğunu bilmesine rağmen bunu yapamıyor. Herkesi düşünüyor ve herkes mutlu olmak zorunda. Ama sıkıntı şu ki kimseye tercih sunulmuyor. Gerçi zamanında sunulmuş (sosyal deney yapılmış), sonuç aynı. İstisnalar da yok değil. Kendi benliğini ön plana çıkarmış kişiler var ve çözüm de hazır. Adaya gönderiliyorsun, kendin gibilerle bir aradasın.
Seviniyorum, çünkü bunun farkında(bunu kendime göre söylüyorum, her şeyin bilincinde olsam harika olurdu). Ama şunu da eklemem lazım bir önceki paragrafta bahsettiğim kontrol çok da kötü bir şey değil. Ebeveynlerimizin bizi düşündüğü gibi toplum bir çocuk olarak görülüyor. Dolayısıyla herkes masum, aynı çocuklar gibi. Şahsen bir bebeğin, çocuğun en sevdiğim tarafı bu. Bir yandan üzülmek, bir yandan da imrenmek elde değil.
Çok daha fazla şeyden bahsedilir de ne desem eksik kalacak kelimelere dökülmüyor. Biraz da gelinen yerden bahsetsem iyi olacak. "Gözyaşları içeren bir şeye ihtiyacınız var sizin" diyor John(Vahşi), "değişmek için. Burada hiçbir şeyin bedelli yeterince ödenmiyor.". Doğru da diyor. Mesela erdem... Artık herkes erdemli olabilmekte. Çünkü herkes şişeden itibaren, şişede bile şartlandırılmakta. "Geçmişte bütün bunları, sadece büyük bir çaba göstererek ve yıllar süren ahlak eğitimiyle başarabilirdiniz." diye ekliyor denetçi. O da haklı. Ancak tercih sunulmuyor. Gerçi sunulmasını ister miydik? O da ayrı muamma. Hani merak insanı öldürür denilir ya onun gibi. Acaba her zaman çocuk olarak mı kalmak lazım. Bizi düşünen bizi eksik etmeyen...
Peki sunulsa... Eminim ki içten içe Cesur Yeni Dünya' da bulunmak isteyenler olacaktır. Bazen bazı şeyler herkese ağır gelebilir. Basitlik, hafiflik demek huzur demektir. Basitlik mümkün olmasa da zaten bizim insan olarak en önemli yeteneklerimizden biri unutmaktır bence. Eninde sonunda istemsizce huzura ulaşmak isteriz. Ama işte bu hiç yüce bir şey değildir.
Sonuçlar da pek yüce değildir zaten. Yıllardır bunu düşünürüm. Yaklaşık 1.5 yıl önce sırf bununla alakalı bir şiir yazmıştım ve kesinlikle bu dünyada bulunmak istemezdim. Neden mi? Mutluluğu hiç özel bir yanı yok çünkü, sıradan bir şey, sıkıcı bir şey.
"Elbette görünecek. Izdırap karşılığında kazanılan şeylerle kıyaslandığında, şu
andaki mutluluk çok sefil kalır. Ve tabii ki istikrar, istikrarsızlık kadar
gösterişli değildir. Mutlulukta, şanssızlığa karşı verilen mücadelenin ihtişamlarından hiçbiri yoktur. Günahla mücadelenin, veya ihtiras ya da şüphe
nedeniyle ölümüne alt üst oluşların görkemini bulamazsınız mutlulukta.
Mutluluğun yüce bir yanı yoktur."
Daha konuşulacak çok şey var da yaz yaz bitmez. Çok yazdım bile. Bireyin topluma yabancılaşması, şartlandırma, bilim, Shakespeare, aşk, cinsellik, üreme, totalitarizm, Ford, soma, denetçiler, istikrar, tanrı inancı ve çok daha fazlası.
Teşekkürler
Not: Ayrık bölge keşke o kadar kötü gösterilmeseydi ve sonunu beğenmedim. Kolayına kaçılmış sanki.