You know how people say "You're okay in my book" or "In my book, that's no good" Well, I actually have a book. Takip ettiği bir grup kadını öldürmeye çalışan psikopat bir katil olan dublör Mike, arabasına Death Proof adını…devamıYou know how people say "You're okay in my book" or "In my book, that's no good" Well, I actually have a book.
Takip ettiği bir grup kadını öldürmeye çalışan psikopat bir katil olan dublör Mike, arabasına Death Proof adını vermiştir. Bu araba sayesinde televizyon dizilerinde dublörlük yaparak geçinir. Tarantino, bu karakteri soğukkanlı bir katil gibi gösterirken ayrıntılar eşliğinde derin bir fon inşa ediyor. Mike parasız, dikiş tutturamamış birisidir. Aktörün kendisi değil, onun dublörü, silik bir gölgesidir. İzleyicinin hiçbir zaman duyup bilmeyeceği bir kişidir. Mike'ın hayatını tam olarak bilmesek de, Mike’ın çevresiyle – özellikle de kadınlarla – olan ilişkisine bakacak olursak onun bir katil olmasının zemininin nasıl hazırlandığını da anlayabiliriz: Herkes Mike’ı bilmekte fakat onu gerçekten tanımamakta ve tutkusunu kimse anlamamaktadır.
Uzun diyalogların yer aldığı filmde adrenalin ve gerilimi hemen beklerken Tarantino bitmek bilmeyen sohbetlerle bir süre boyunca bir yanıltma yaratıyor. Filmde kızların uzun ve doğal konuşmaları bir süre ön plana çıkıyor. Bu sohbetler karakterlerin gerçek dünyasını görmemizi sağlarken aynı zamanda sonradan olacakların daha büyük bir etki yaratmasını sağlıyor. Filmin içinde geçen toplumsal cinsiyet göndermeleri de dikkat çekiyor. Filmde her ne kadar erkek bir başrol oyuncusu görsek de kadınlar daha çok ön planda duruyor. Filmde belirli aralıklarla gerçekleşen ayrı olayların olması farklı bir etki yaratmış. Ne olacağını kestiremediğim, sonunda şaşırdığım bir yapım oldu. Tarantino'nun tarzını sevdiğim için genel olarak beğendim.