Filmin ana konusundan biraz farklı yönüyle başlıcam ben düşüncelerimi paylaşmaya ilk odaklandığım o oldu çünkü.. Eğer sevdiğiniz insan benim gibi OKB hastası ise o kişiye herkesten daha hassas, ince düşünceli davranın narin bir çiçekmiş gibi.. İnsanlar genelde amaan takıntılı işte…devamıFilmin ana konusundan biraz farklı yönüyle başlıcam ben düşüncelerimi paylaşmaya ilk odaklandığım o oldu çünkü..
Eğer sevdiğiniz insan benim gibi OKB hastası ise o kişiye herkesten daha hassas, ince düşünceli davranın narin bir çiçekmiş gibi..
İnsanlar genelde amaan takıntılı işte diyip basite alır okb hastalarını.takıntıları yüzünden sizi değiştirmeye çalıştığını düşünebilirsiniz tıpkı filmdeki kızın sevdiği çocuğa yapmak istediği gibi. Ama aslında sizi değiştirmeye çalışmazlar sadece olması gerekenin olmasını isterler ve sadece onu anlamanızı beklerler..
Bunun için herkesten daha fazla hassas davranır ve çaba sarfederler..
Hastalığın aşamaları: ilk etapta çok çabalarlar mükemmelliyetçiliğin sınırını zorlarlar, olması gereken şekilde olana kadar her yolu denerler, ufak bir umuda tutunabilir mutlu olabilirler aslında, sımsıkı tutundukları o dalı asla bırakmazlar..Ama sonunda başarısız olurlarsa eğer çaresizlik aşaması yani son evrede o dalı bırakıp intihar ederler adeta.. Yani herşeyden vazgeçerler ve bu sonu olur o kişinin..
Tıpkı filmdeki kızın hastalığından ötürü "tedavi olmak için yaşadım hep" demesi gibi okb hastalarıda son evreden sonra yaşamak için yaşarlar sadece..
Yani özetle takıntılı bir sevdiğiniz varsa ve size sımsıkı sarılmışsa, o tutunduğu tek dal siz iseniz, onu incitmeyin. İntihar etme sebebi siz olmayın çünkü hayat çok kısa..Hatta bazen ölmeden önce bile sevdiğinizi terketmek zorunda kalabilirsiniz, hayatın size sunduğu tek yol bu olduğu için..
Belki çok yakınınızda olacak ama dokunamayacak ve hatta sesini bile duyamayacaksınız..
Hala onunla geçirebilecek, dokunabilecek, gözlerinin içine bakabilecek vaktiniz varsa kıymetini bilin ve o kısa zamanı ziyan etmeyin..
Sevdiğinizi söyleyin her fırsatta korkmayın gülümseyin, mutlu edin mutlu olun, nefes olun ona, kırdıysanız kırıldıysanız vakit kaybetmeden konuşun..
Sevdiğimi söylersem şunu bunu yaparsam şımarır yüz bulur diye düşüncelerle yaşanan ilişki zaten gerçek sevgiyi barındırmıyordur. Sevgi hesap kitap işi değildir. Ego, kapris, gurur, bencilliğe Aşkta Sevdada yer yoktur.
Eğer sevdiğinizden ve sevildiğinizden eminseniz duvar örmeyin sevdanıza veya önceki duvarlarınızı yıkın bunun adı değişmekse bırakın değişsin huyunuz korkmayın..
Unutmayın! İleride sevdiğinizi kaybettiğinizde yapamadıklarınız yada yaptıklarınızdan, söyleyemedikleriniz yada söylediğiniz cümlelerden pişman olmaktan daha kötü değildir değişim..
Filmi bu şekilde özetleyebilirim.. Ben bir kaç sahnesinde ağladım, tabi hangi ruh halinde izlediğiniz ve kendinizden birşeyler bulmanıza bağlı beğenip beğenmemeniz..