Spoiler içeriyor
Tiyatro da oynanan bir eser filme dönüşmüş, iyi ki de dönüşmüş. Ben keyifle hemen izledim. Yılmaz Erdoğan sevgimden ve onun hep iyi işler yapacağına olan inancımdan dolayı spoiler yemeden izlemek istedim. + Sen bu fotoğraf işinden niçin devamlı surretle kaçıyorsun…devamıTiyatro da oynanan bir eser filme dönüşmüş, iyi ki de dönüşmüş. Ben keyifle hemen izledim. Yılmaz Erdoğan sevgimden ve onun hep iyi işler yapacağına olan inancımdan dolayı spoiler yemeden izlemek istedim.
+ Sen bu fotoğraf işinden niçin devamlı surretle kaçıyorsun İzzet?
- Sen niçin zırt pırt fotoğraf çektiriyorsun?
+ Çünkü unutulmak istemiyorum.
- Ben de hatırlanmak istemiyorum.'
Hikaye Çok güzel hareketler 2' den tanıdığımız Atakan Çelik'in bir youtuber isyanı ile başlıyor. Diğer yotuberler tatile giderken biz neler yapıyoruz diye isyan ediyor. Huzur evinde röportaj yapmak için bir kadının karşısına oturuyor. Kadının 4 basamaklı rakamları kafasından carpabildigini duymuşlar bunun için gelmişler çekime, acele de ediyor youtuber. Ama kadın tüm bu aceleci tavrın karşısında
' Sen hiç ateş böceği gördün mü?' diye sorarak hikayesini anlatmaya başlıyor. Çok uzun bir süre değil bu olayların yaşandığı an filmde belki ama o an şeyi hissettim. Yeni nesil olarak ne kadar aceleci, ne kadar sonuç odaklıyız. Hikayeden çok işimize yarayan ulaşmaya çalışıyoruz. Ne hikayeler kaybediyoruz belki de.
Ana karakterimiz, hikaye anlatıcımız Gülseren. Doğumundan başlayan bir hikaye anlatıyor. Karakterimiz çok zeki bir çocuk, büyüdükçe küstah bir öğrenci oluyor. Sanırım en kıskandığım kısmı karakterin babası ile olan ilişkisi. O kadar güzel ki. Kendisi de diyor zaten
'Hayattaki en büyük şans babanızın en yakın arkadaşı olmasıdır.'
Gülseren karakterini Ecem Erkek canlandırıyor ve yakışmış. Hikaye hüzünlü, geçmiş hikayesinin yanında çok da eğlenceli, farklı,asi, dik başlı, güçlü de bir karakterin hikayesi.
Babası çok cana yakın, ticarete hevesli bir adam, çok da iyi bir baba.
Annesi klasik bir Türk annesi. Kızının evlenmesi için çabalayan, asi tavırlarına karşı, hacı hoca seven biri.
Ara sıra günümüze dönüp Atakan Çelik ve yaşlı Gülseren'i görüyoruz. Bence Atakan çok tatlı olmuş, mimikleri güzeldi.
Karşıt düşünceye sahip amca ve dayı var çevresinde. Atesit, çok dinci, komünist, faşist....
Karakterleri güzel işlemisler bence. Her yan karakteri kızımızın hikayesinde bir yerde görüp o dakikalar içinde benimsiyoruz.
Karakterimiz kendi hayatını yaşarken dışarıda sağcı solcu kavgaları oluyor. Daha da ilerliyor işler ve darbe sürecine giriyorlar. 80 darbesi. Tutuklamalar, kaçışlar.... Bir hayat hikâyesi anlatıldığı için tüm yaşananlardan kısa kısa bahsediliyor hikaye genelinde.
Mükemmel ötesi bir film, Yılmaz Erdoğan'ın en iyi hikayesi falan diyemem lâkin izlemesi keyifli ağlamalı, gülmeli hoş bir filmdi.
Yılmaz Erdoğan'ın ' Ben şaka sevmem, ortaokuldan beri bilinçli olarak hiç şaka yapmadım. ' repliğine nedense çok güldüm, alakasız.
Bazı sevdiğim replikleri şuraya sıralayayım hemen:
'Kadın olmak bir ceza mı baba?'
'Hem eğlenip okuyamıyor muyuz baba?'
'Bu ülkede neden zeka hep dayak yer?
'Ciddiyete iman etmişiz. Nerede görsek öldürüyoruz neşeyi, sevinci.'
'Ben eski benden kalan bir yıkıntıyım.'
'Hayallerini gerçekleştiremeyen adam eksik adam sayılır.'
'Hep daha bir yalnız uyanırım ben çarşambaları'
'Sen yalnızlığı yakından gördün mü hiç?'
'Ya yanında olsaydım, kalbinde olmasaydım.'
'Tanrım, ben şimdi ne yapacağım?'
'Bir sürgün, ülkelerinin hapishanelerini bile özler.'
'+İlk görüşte hoşlanmaya inanır mısınız?
- İnanırım.'
'Hayatımızda hiç bir şeyin mükemmel olmaması ne kadar da mükemmel değil mi?'
'Adettir benim sevdiklerim erken ölür.'
' Kendi sevgisizliğinin içine hapsettin hepimizi.'
Bolca replik yazdım evet ama Yılmaz Erdoğan'ın tüm filmlerinde günlük konuşmanın içinde geçen o anlamlı cümleyi aramayı çok seviyorum. O yüzden filmin yarısı burada ahahhaahha
-Olumsuz yanları olarak yaşlandırma makyajı olayını çok sevmedim sanırım. Filmin genelinde gözüme en çok takılan teknik durum bu yaşlandırma makyajıydı 🤦 Ben sevdim ama bazılarınız karakterlerin daha uzun ve derin tanımak isteyebilirsiniz.
Arada küçük küçük geçtiği dönemin filmlerinin afişini falan göstermişler. İlyas Salman, Yılmaz Güney... Çok hoş bir detaydı. 🤍
'Lambalar sadece ışık verir ama ateş böcekleri aydınlatır.'
Ya siz hiç ateş böceği gördünüz mü?
7,5/10