Hem yereceğim hem öveceğim çünkü bazı noktalar bana batmaya başladı. Bu sebeple diziyi 3.sezon 2.bölümünden sonra bıraktım. Belki biraz aradan sonra tekrar başlarım. Öncelikle öveyim. Dizinin görselliğine muhteşem açılarına diyecek yok. Oyuncular da büyük oranda çok iyi oynamış. Hikâyenin detaylandırlıması,…devamıHem yereceğim hem öveceğim çünkü bazı noktalar bana batmaya başladı. Bu sebeple diziyi 3.sezon 2.bölümünden sonra bıraktım. Belki biraz aradan sonra tekrar başlarım.
Öncelikle öveyim. Dizinin görselliğine muhteşem açılarına diyecek yok. Oyuncular da büyük oranda çok iyi oynamış. Hikâyenin detaylandırlıması, ve bu sayede izleyiciyi distopyanın gerçek olabileceğine ikna etmesi yerinde. İlk bölümden itibaren bu distopyaya inandırıyor.
Kadınlar için bi distopya olması itibariyle tüm erkeklerin kötü, tüm kadınların ise iyi olacağını düşündüm. Ki kadın bir izleyici olarak böyle bir şey olsa rahatsız olurdum. Dizide durum hiç böyle değil; hem iyi hem kötü kadın ve erkek karakterler mevcut.
Kötülüğün, kadın düşmanlığının, cinsiyetten değil iğrenç zihniyetten kaynaklandığını çok iyi anlatıyor.
Karakterlerin derinliğine inilmiş. Yan rol olanların dahi geçmişi, korkunç dönemden önce ne yaptıkları anlatılmış. (Benim izlediğim bölümlere kadar Aunt Lydia'nın geçmişi yoktu sırf onun için 3.s.8. bölümü izlemek istiyorum.) Karikatürize tipler yok. Yani mutlak iyi- mutlak kötü tipler az sayıda.
Bu tarz iktidarların gücü eline yavaş yavaş alması açısından Gilead düzeninin sinsi sinsi oluşması iyiydi. Ufak tavizler devasa hak kayıplarına neden oluyor. Önemsiz gördüğümüz birçok şey daha büyük kötülüklerin ön hazırlığı oluyor. Günlük hayatta normal karşılanan kadın erkek ayrımlarına, masum görünen (örn: "karıma ben bakarım") gibi birçok söylemin ve davranışın yanlış olduğunu açıklıyor.
En iyi performans bence Yvonne Strahovski (Serena Joy) idi. Katı bir kadınken de mükemmel hayal kırıklığına uğramış bir kadınken de... Başrol gibi overacting e boğmadı izleyiciyi. Pure oyunculuktu. Ann Dowd (Aunt Lydia) ve Madeline Brewer (Janine) diğer favorilerim ❤
Yergi kısmım spoiler içerecek ona göre devam edin
SPOİLER!!!
Öncelikle başarolün gereğinden fazla öne çıkarıldığını düşünüyorum. Bazı sahnelerin gereksiz yere uzatıldığını düşünüyorum. Overacting konusunda ise beni rahatsız eden her duruma aynı mimikleri sergiler hale gelmesi. İlk bölümlerde gayet iyi geliyordu ama ilerledikçe rahatsız edici gelmeye başladı. Bunlar şahsi fikrim, size hoş gelmiş olabilir elbette.
Distopya bu kadar gerçekçi kurgulanmışken bunu zedeleyen tek bir kişi var :))))) tabi ki June. Bir distopya düşünün güç sahibi olan üst sınıftan erkeklere bile yasaları çok sert biçimde uyguluyor. Zaten üst sınıftaki kadınımız, Serena da bu katı cezalardan kurtulamadı. Dizide sisteme itaatsizlik yapan kim varsa en sert şekilde gerekirse ölümle cezalandırılıyor, insanlar uzuvlarından oluyor. Fakat başrol ne yaparsa yapsın, sistemin apaçık bir şekilde isyankarı olmasına rağmen doğru dürüst ceza çekmiyor?!?!? Böyle kadın düşmanı bir diktatörlükte bu kadar isyankar bir kadının yaptığı itaatsizliklerden ufak dayaklarla, falakalarla "yırtması" mümkün mü? E ben inanmıştım bu distopyaya yazar/yönetmen böyle yaparak zedeliyor bunu.
Bir diğer durum ise yine June'un ultra ikna ediciliği ajdjdjxjjd Birini ikna etmek için bir iki cümle söylemesi yetiyor. Bir kişiyi de ikna edeme be kadın! Peygamber böyle ikna edici olsaydı tüm dünyada tek din olurdu sjsjdjjdjd
Demek istediğim bu korkunç evrende June' un sivri ve ses çıkaran bir tip olması elbette beklenen istenen bir şey. Ama dediğim iki durum onun gerçekliğini zedeliyor. Karakteri hissetmemi engelliyor.
June gibi aşırı ikna edici ve korkunç yasalara yakakanmayan biri olsam kendi başıma mücadele ederdim. Nasıl olsa bir şey olmuyor shsjdjdj
Ha bir de dizinin 5. sezonunun da onay aldığını duymak beni üzdü. Az ve öz, kaliteli iş yapmak varken daha çok para kazanmak uğruna dizinin kalitesini düşürecekler anlaşılan. Dediğim gibi, belki daha sonra yeniden izlerim, dediğim konularda diziye çok kırgınım (tavşan dağa küstü shdjdjdjfj)
Şimdilik 8/10