Bakın bu film, sinemanın bir sanat olduğunun somut kanıtıdır. Herkesin anlamasını beklememeniz gereken bir filmdir aynı zamanda. Bana göre, herkes için farklı bir yorumlamaya açık olan ama asla anlamsız olmayan, süresi yerinde, heyecanı dozunda, az diyaloğa rağmen son dakikaya kadar…devamıBakın bu film, sinemanın bir sanat olduğunun somut kanıtıdır. Herkesin anlamasını beklememeniz gereken bir filmdir aynı zamanda.
Bana göre, herkes için farklı bir yorumlamaya açık olan ama asla anlamsız olmayan, süresi yerinde, heyecanı dozunda, az diyaloğa rağmen son dakikaya kadar sıkmayan ve "acaba mı" dedirten harikulade bir film.
Biraz yönetmenden bahsetmek isterim çünkü film bitince "lan bu film kiminmiş" hayranlığı yaşıyorsunuz (en azından ben yaşadım). Birkaç filmi zaten listemde duran ama asla öncelik vermediğim Denis abinin bir de kısa filmi olan Next Floor'u (11 dakikacık) keşfettim. Onu da izledim ve Platform filminin buradan esinlenildiğini düşünüyorum. 11 dakikada güzel mesajlar.. Abimizi tebrik ediyorum.
Oyuncular ve oyunculuklar... tabiki de başrolü tebrik etmezsek büyük ayıp olur. Sarah Gadon'ın oynaması da cezbetmiyor değil ama niye bu güzelim kadını sönük rollerde oynatıyorsunuz?
Kitaptan uyarlama bir yapım fakat sadece fikir olarak alınmış o yüzden çok da bağdaşmadığı söyleniyor.
Filme bakacak olursak spoiler vermeden yazmak istiyorum ama imkansız gibi bir şey. Üzerine farklı fikirlerin ve yorumların çıkacağı bariz. Sinema babalarımızı örnek almış desek yeridir. Kullanılan sarı tema ortamı o kadar iyi lanse etmiş ki söylenecek söz yok.
Bir de Bazı seyircileri hiç anlamıyorum. Metafor seviyorsunuz ama gözünüze sokulunca öff diyorsunuz. Anlamayınca da e incelemesini inceleyeceksem neden filmi izliyorum diyorsunuz. Karar verin kardeşim. Bu yönetmenler size daha ne yapsın?
>>>> Kendi fikrimce spoiler<<<<<
(((Her şeyden önce belirtmek isterim ki, adamımız psikolojik olarak sıkıntılı. Kendisine tıpatıp benzeyen birini görünce verdiği tepkiler ve tripler gayet normal. Ne bekliyorsunuz? Aa ikizim diyip boynuna atlamasını mı? Hani adamın ruh sağlığı sıkıntılı ya fark etmediyseniz diye not düşmek istedim)))))
Bu filmi biraz daha bilinç dışı ele almak bence daha mantıklı olacak. Adam ya da Anthony tek bir karakter bunda hem fikiriz sanırım ama ana karakterin hangisi olduğu bence açıklığa kavuşmuyor ve güzel kısmı da bu gibi. Adamımız yaşadığı hayattan, baskıdan, dayatmalardan, birine bağlanma korkusundan, düzgün bir evlilik düşüncesinden o kadar sıkılmış ve korkuyor ki kişilik bölünmesi yaşıyor. Hatta karakterimiz biraz özgüvensiz. Aldatıyor ama aldatılma korkusu da yaşıyor. Peki biz bunu 'Split' filmindeki gibi gerçekten görüyor muyuz yoksa yaşanan şeyleri sadece adamın kafasında olan düşünceler şeklinde mi görüyoruz? Bence bu bir rüya hali gibi tanımlanabilir. Anthony karakterine sahip olan kişiyi artık kafasında bitirdiği için ve Helen'in de "kalmanı istiyorum" demesinden sonra kafasındaki senaryoda Anthony kaza yapıyor ve ölüyor. Bu tamamen adamın kafasında kurduğu bir olay ve biz bunu adamın bilinç altındaki şekliyle izliyoruz. Artık o karısını aldatan, oyunculuk hayalleri olan adamı düşüncelerinde ölümle bitiriyor.
Ek olarak yorumum ise şöyle; Anthony aslında bir tarih öğretmeni ama yarı zamanlı hayali olan oyunculuğu da icra ediyor ve karısını aldatan bir tip. Fakat karısının hamile kalmasıyla birlikte oyunculuğu bırakıyor ve bağlanmak, sadık olmak zorunda kaldığı bir evliliği var. Bu durum Anthonyi psikolojik olarak sıkmış olmalı ki kafasında Adam'ı yani karısının aslında olmasını istediği kişiyi yaratıyor. Ve filmin sonunda da karısının olmasını istediği kişiyle yola devam ediyor. (Baskıyı burdan bile gözümüze sokulmadan yansıttığını anlayabiliriz)
Film bittikten sonra örümcek olayı pek kafama yatmamıştı ama incelemelerden sonra hayatındaki kadın baskısına bir atıf olduğunu öğrendim. Buna rağmen ilk başlarda filmde aşırı olarak kadınların (annesi ve karısı) baskı yaptığı düşüncesi kafama yatmamıştı fakat bazı yorumlar okudum ve fikrim değişti. Hatta yeni bir bakış açısı kazandım. Yönetmenin bu baskıyı gözümüze sokarcasına yapmak yerine ince detaylar vererek yaptığını düşünmeye başladım. Bunlarla birleşince çarpıcı bir sonla bitiyor. Farklı yorumlar olabilir ki yoruma açık olması amaçlanmış bence.
Film evet kafa karıştırıcı ve düşündükçe kayboluyor, işin içinden çıkamıyor gibi oluyorsunuz ama bu bir filmi kötü yapmaz hatta sanatı güzel bir şekilde kullandığını gösterir.
Bunları da okuyup hala çöp bir film diyebiliyorsanız ya da az da olsa hala bir şeyler anlamıyorsanız (o kadar açıklamaya rağmen) o sizin her şeye bahane bulmanızdan ya da filme oluşan ön yargınızdandır. Kendi içinde çelişkili yorumlar yapanların da daha dikkatli eleştirilerde bulunması dileğiyle..