Raf Yorumu: zynpxD (@zynpxd)

"We all need memories to remind ourselves who we are." Bir sigorta şirketinde çalışan Leonard’ın hayatı bir akşam karısının öldürülmesi ve kafasına aldığı darbe sonucunda değişiyor. Bu darbe sonucu kısa süreli bellek kaybına uğrayan Leonard, olaydan önceki hayatını hatırlıyor fakat…devamı"We all need memories to remind ourselves who we are." Bir sigorta şirketinde çalışan Leonard’ın hayatı bir akşam karısının öldürülmesi ve kafasına aldığı darbe sonucunda değişiyor. Bu darbe sonucu kısa süreli bellek kaybına uğrayan Leonard, olaydan önceki hayatını hatırlıyor fakat olaydan sonra yeni anı oluşturamıyor. Geriye kalan hayatının temel amacı karısının katilini bulmak olan Leonard hastalığı sebebiyle çözüm yolu olarak başta fotoğraf çekip altına notlar yazarken, sonradan unutmaması gereken bilgileri vücuduna dövme yapmaya başlıyor. Film, ilk bakışta basit bir intikam filmi gibi görünebilir, ama Leonard'ın hastalığı ve Nolan'ın kendine özgü stili filmi farklı kılıyor ve izlerken ne kadar orjinal olduğunu anlıyorsunuz. Leonard'ın 15 dakikada bir sıfırlanan hafızası nedeniyle hastalığını biz de onunla beraber yaşıyoruz; çünkü Leonard ne hatırlıyorsa biz de onu izliyoruz. Film, geriye dönük ilerlediği için oldukça kafa karıştırıyor. (Nolan Alert!) Filme kronolojik olarak hikayenin sonundan başlayıp önce geriye, ardından ileriye doğru bir yol alıyoruz. Biz hikayenin başladığı noktaya geldiğimiz anda, siyah-beyaz bölümler kronolojik sıra ile ileriye doğru giderken, renkli kısımlarda geriye doğru yol alıyor. Filmin sonuna doğru bir noktada bu iki kısım kesişiyor. Bu şekilde filmin en sonuna gelindiğinde Leonard’ın hikayesinin nasıl başladığı aydınlatılmış oluyor. Yine de filmde açıklanmayan birçok nokta ve detay olduğu için pek de aydınlatıcı olduğu söylenemez. Yazımdan da anlaşılacağı üzere çok dikkat gerektiren bir film, hatta Nolan baştan uyarısını bu şekilde yapmış: "Eğer Memento'nun 3 dakikasını kaçırırsanız bütün filmi kaçırmış olursunuz!" Hiçbir karakter izlerken güven vermediği için sonuna kadar kimin doğru söylediğini anlamadım. Bir süre sonra hayal ile gerçek birbirine karıştığı için neye inanacağımı da şaşırdım fakat filmin sonu beni çok tatmin etti. Tekrar tekrar sıkılmadan izlenebilecek, bulmaca gibi bir başyapıt. "You don't want the truth. You make up your own truth."