Yaklaşık 4-5 yıldır her gün dolu dolu film ve dizi seyrederim. Fark ettim ki öyle mutlu biten, herkesin hedefine ulaştığı, şöyle ya da böyle mutluluğun her şeyden önemli olduğunu belirten filmler ara sıra beni ne kadar etkilese de can evimden…devamıYaklaşık 4-5 yıldır her gün dolu dolu film ve dizi seyrederim. Fark ettim ki öyle mutlu biten, herkesin hedefine ulaştığı, şöyle ya da böyle mutluluğun her şeyden önemli olduğunu belirten filmler ara sıra beni ne kadar etkilese de can evimden vuramaz. Gerçekler önemlidir benim için. Çünkü her şey mutluluk değildir. Acıdır hayat, başarı her şeydir benim için. Ayrıca ciddiyet, dram isterim. Başarı uğrunda neler yapılabilecek, nelerden fedakarlık edebilecek; bunu görmek isterim. İşte burada Fate/Zero devreye giriyor. Olur ya kurguda, hikayede başarılması zor bir durum olur, sonra -sen yaparsın- sözleri... Ardından karakterler her şeyin altını üstüne getirir ve tehlikede olanı kurtarırlar. Mutlu son... Bu animede böyle olmadı işte(İnş anlatabilmişimdir). Bunu görmek 4-5 yılda belki 10 defa nasip oldu bana. Şimdi diğer şeylerden bahsedersek; ağır ilerliyor ve ana karakter biraz arka planda kalmış diyebiliriz. Ben şahsen bu tür gizem, dram, suç, fantezi, aksiyon severim(bir de şöyle karanlık, umutsuz bir havası olduğunda benim için tadından yenmez ki bu da öyle). Sıkıcı gelebilir bazılarına, bazıları için de mükemmeldir.