Spoiler içeriyor
Bu filmi defalarca izlemişimdir ancak ne kadar iyi bir film olduğunu yeni yeni farkediyorum. Nereden başlasam bilemiyorum. Hikaye anlatımı, efektler, slow motion sekanslar... Guy Ritchie şov yapmış resmen. Holmes'in de filmde dediği gibi "esrarlı bir kedi-fare oyunu" izliyoruz film boyunca.…devamıBu filmi defalarca izlemişimdir ancak ne kadar iyi bir film olduğunu yeni yeni farkediyorum.
Nereden başlasam bilemiyorum. Hikaye anlatımı, efektler, slow motion sekanslar... Guy Ritchie şov yapmış resmen. Holmes'in de filmde dediği gibi "esrarlı bir kedi-fare oyunu" izliyoruz film boyunca. Belli ki ilk filmden güzel kazanmışlar. Çünkü bu filmde çok görkemli sahneler mevcut.
İlk filmde gıyaben bahsedilen ve filmin sonunda işaret edilen Profesör James Moriarty bu filmde arz-ı endam ediyor. Jared Harris çok iyi bir oyuncu zaten ama Moriarty karakterinin resmen vücut bulmuş hali olmuş. Karakterin ağırlığını, tehditkar havasını ve dehasını çok iyi yansıtmış. Tabii bunda yazarların ve yönetmenin de katkısı var.
Moriarty çok iyi bir antagonist örneği. Onun kaynaklarından ve zekasından korkutmayı güzel başarıyor film. Ve Holmes ne kadar zeki olsa da karşısındakinin de en az onun kadar zeki ama ondan daha tehlikeli olduğunu hissediyoruz. Ve filmde karşılaştıkarı anlarda birbirlerine olan saygıları, nezaketten ödün vermemeleri çok güzel ve kaynak eserle tutarlıydı.
Bu seride sevdiğim noktalardan biri de; kaynak esere kıyasla Dr.Watson'un daha ön planda, daha aktif olması. Vakalarda; Holmes'in, kendisinden meslektaşım diye bahsetmesine rağmen hep bir izleyici gibi kalıyordu. "Meslektaş" sözünün hakkını bu filmde veriyorlar.
Önceki filme yaptığım yorumda Guy Ritchie'nin atmosfer oluşturma becerisine hayranlığımdan bahsetmiştim. Bu filmde ise daha da iyi bir atmosfer ve çok daha iyi bir görsellik ve efektler var. İlk filmde oluşturulan Victoria İngilteresinin yanına Avrupa da ekleniyor.
Filmin diyalogları çok güzel yazılmış. Özellikle Holmes ve Moriarty'nin karşılıklı diyalogları harika. Zaten bu iki dahinin yavan diyalogları olması beklenemezdi. "Beni taç takarken görmelisin tatlım" gibi gerizekalı diyaloglardan sonra bu filmdeki diyaloglar ve karşılıklı akıl oyunları, gözümde daha da değerli hale geldi. Film boyunca iki karakterimiz hem gerçekten hem de metaforik olarak satranç oynuyorlar. Film son kısmındaki satranç sahnesi de bana göre filmin zirvesi. Film boyunca atılan tohumların meyve vermesini izlemek diğer bir deyişle pay-off kısmı çok tatmin edici. Kağıt üstünde bu kadar iyi olan bu unsurlar, RDJ ve Jared Harris'in muhteşem oyunculukları ile birleşince ortaya epik bir sekans çıkıyor. Bu seri ile tanıştığımız; Holmes'in dövüşleri önceden simüle ederek kazanması özelliğinin, "bu oyunu bir tek sen oynayabildiğini mi sanıyorsun?" denilerek, Moriarty cephesinde de görmemiz çok iyiydi.
Bahsetmeden edemeyeceğim bir şey daha var: Orman sekansı. İzlediğim en iyi şeylerden biriydi. Çekim tekniklerine gerçekten hayran kaldım.
Sözün özü; Yönetmeliğiyle, oyunculuklarıyla, görselliğiyle çok iyi bir film olmasının yanında kişisel olarak çok sevdiğim bir film. Mutlaka izleyiniz.