⭐ 8/10 Öncelikle kitaba girmeden önce neyin ne olduğu ve kimin kim olduğu, kiminle bağlantısı olduğunun gösterildiği şema iyi olmuş. Doğru konuşmak gerekirse aklımda kalmadı çünkü iki buçuk sayfalık bir şemadan söz ediyorum, nasıl aklımda tutayım? Ama yine doğru konuşmak…devamı⭐ 8/10
Öncelikle kitaba girmeden önce neyin ne olduğu ve kimin kim olduğu, kiminle bağlantısı olduğunun gösterildiği şema iyi olmuş. Doğru konuşmak gerekirse aklımda kalmadı çünkü iki buçuk sayfalık bir şemadan söz ediyorum, nasıl aklımda tutayım? Ama yine doğru konuşmak gerekirse o şemanın az buz yardımı oldu diyebilirim. Ayrıca bundan önce kasabanın haritasının verilmesi de güzel olmuş, ama siyah beyaz değilde renkli olsaydı netlik açısından daha iyi olabilirdi.
Umm şimdi kitaba geçebilirim sanırım. Eğer yukarıda ki satıra eklemeyi unuttuğum bir şey yoksa (kesin vardır), başlıyorum.
İlk 200 sayfa: Genel olarak iyiydi. Biraz yavaş ilerledi ama çok değil, sıkmadı. Ve bu 200 sayfada sıkılmazsanız - ki bu 200 sayfa karakterler ve hareketleri hakkında epey yardımcı oluyor - devamı muhteşem. Hatta şunu söyleyebilirim, 200'ün içindeyken bile olaylar başlıyor.
King, bazen Barbie diye bir karakter yaratmış olduğunu unutmuşcasına sayfalarca Barbie'den haber alamıyoruz, sonra hatırlamış gibi aniden ortaya çıkıyor ve aynı şekilde Rusty diye bir karakter yokmuşcasına sayfalarca Rusty kayboluyor ve tekrar, aniden ortaya çıkıyor. Sonra Julia kayboluyor ve boom! Julia ortaya çıkıyor. Başka karakterlerde var. Anlıyorum her bölümde veya farklı karakterden sonra ki gelecek iki üç bölümde bu kayıp karakterler konulamaz fakat bahsettiğim bu değil işte. Uzun bir süre var arada ve âdeta karakterleri özleten derecede bir boşluktan söz ediyorum. Şaşırtıcı cidden...
481'nci sayfaya gelene kadar yapılan bazı yazım yanlışlıklarını, koyulmayan harfleri ve koyulmayan noktalama işaretlerini es geçip olabilir, diyordum. Kitap kalın ve bazen yanlış yapılabilir, eksikler veya fazladan koyulmuş harfler gözden kaçabilir fakat yine de olmaması gereken bir durum. Neyse bunu anlarım. 481'e geldiğimde, çok bariz, daha dördüncü kelimeden itibaren sayfa açık açık göze çarpan ve anlam bozukluğu yaratacak şekilde yazılmış cümleler ile dolu. Sayfa baştan aşağı yanlışlarla doluydu. Sanki çevirmen bıkmışda biran önce bitirip uyumak istiyormuş gibi aceleyle yazmış. Öyle bir acelecilik, kelimeler iç içe ve yanlış olduğu için anlaşılmazlık vardı sayfada. Okurken güldüm, ama hoşnut olmadığımı belirten bir gülmeydi bu. Üstelik bu tek bir sayfayla da kalmıyor. Göz ardı ettiğim yanlışlarıda ele alırsam; kitap baştan aşağı bariz bir şekilde göze çarpan hatalarla dolu.
Yukarıda ki duruma örnek:
“Üye Rennie'nin Brenda'nın evineelişini...”
“...Paketin üstü bir toz tabakasıyla kdaplıydı...”
“Hangiğı` tanrılara?...”
Norrie, ona evdendekgi... Soluk pamukluü
DökülVen saçlarıyla...
Böyle böyle örnek vere vere bitmez, inanın bana. Ama yinede sabır çekip okumaya devam ettim...
Diziyle karşılaştıracak olursam;
Başlangıcı bile diziden epey farklı. Anlıyorum, diziyle kitap tamamen aynı gidemez fakat kitaba sadık kalınması daha hoş olurdu. Yani tamam, tamamen değil fakat en azından birazı sadık kalınsaydı.
Örneğin Barbie yoldayken değil, daha kasabadan çıkamadan (bir ormanda) kubbe düşüyor. Barbie birini gömmüyor o esnada. Kubbe'nin bir ineği değil, dağsıçanını ortadan ikiye ayırışını görüyor. Barbie ve Julia'nın ilişkisi farklı işliyor, Barbie ve Julia birbirlerini üstünkörü bile olsa tanıyorlar. Kasabadaki bir çok insan Barbie'yle sonradan değil, önceden tanışmış oluyorlar çünkü Barbie 3 ay gibi bir süre içinde zaten kasabadaymış. Fakat Junior Rennie ve tayfası (+ babası) Barbie'den nefret ediyorlar. Ve Barbie onlardan defalarca dayak yemiş kitapta. Kedi köpek gibiler fakat Barbie onlara oranla daha sakin elbette.
Her neyse. Kitapta ki karakterlerin yarısı dizide yok. Kitapta ki olayların yarısı dizide yok. Bu da kitaba göre benim gözümde diziyi sıkıcılaştırdı. Yok yani, kitapta ki gerilim ve o sıkışmışlık hissi yok, hissedilmiyor dizide. Aslına bağlı kalınan tek karakter Koca Jim Rennie. Kitapta ki gibi ketum, kaba, pis ve çıkarcı. Diğerleri başkalaştırılmış dizide.
Sevdiğim üç karakter var.
* Eric “Rusty” Everett
* Dale Barbara (Junior'ın deyişiyle “Baaarbie”)
* Dışarıda kalanlardan biri olan Albay Cox.
Rusty sen mükemmelsin adamım. Keşke gerçek olsaydın da tanışabilseydim seninle. Kitap haricinde ayrı bir bağım varmış gibi hissediyorum bu karaktere karşı. Sanki hep hayatımda varmış, her gün yan yanaymışız gibi. Bir nevi karaktere bağlandım. İyi ki dizide yok, onu kendime göre hayal ettim. 🌿
Gerçi Barbie ve diğer birçok karakteri dizideki halleriyle hayal etmemek kolay oldu benim için. En basit örnekle; Barbie sarışın ve hafif kilolu değil benim hayalimde. Siyah saçlı, boyuna oturan kilosu var ve yüzü dizidekine göre biraz daha zayıf. Giyim tarzı da dizidekiyle uyumlu değil. Ve dizideki gibi kendini beğenmiş değil. Kesinlikle değil. Ayrıca Barbie aşçı. İnanamıyorum ama kitapta aşçı. Evet.
Kitapta radyocular yok. Başlarken en büyük kaygım ve beni biraz düşündürüp üzen bir şey vardı, o da radyocukarın gözünden de yazılmış olmasıydı ama hayır, yoktu ve nasıl rahatladım anlatamam. Ortada bir radyo kulesi var, yayın yapılan bir yer var ama o karakterler kitapta zerre kadar yer almıyor. Bir süre sonra en sevdiğim yer Andy'nin kafayı bulduğu ve Şef'le kurduğu yarı komik yarı garip diyaloglar oldu. Andy'yi de sevdim aslında. Henry de var mesela. Henry'yi hafif görüyorlardı ama hayır, hem zeki, hem cesaretli, hem de Rennie'nin yerine geçmesi gereken biriydi fakat... Neyse, okumayı düşünene spoiler olmasın şimdi...
Genel olarak iyiydi fakat sonunun bu kadar uçta bitmesi beni üzdü. O, bu, haa o şekilde ve hıı bu var ondan böyle falan tarafı çok açıkta kalmış. King sonunu tam olarak ve tatmin edecek bir şey bulamamış gibi hıı tamam bu olsun, oradan buradan hatıra olur demiş de yazmış gibi. Başı da biraz sıkıcıydı zaten. Yavaş yavaş olacak ama gereksiz detaya da yer verilmeseymiş. Bazı boş bölümler de vardı.
Neyse sonuç olarak bitti. Keyif aldım (hem bu kadar uzun bir romanı okuduğumu ve bitireceğimi düşündüğüm, hem de gerçekten keyif aldığım için). Türü ve King'i sevenler okuyabilir. Okuyacak olanlara keyifli okumalar. 🌿