Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler. Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.…devamıÇocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler.
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizle bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever."
Aslında ebeveynler iyi niyetli davranarak çocuklarının içsel motivasyonlarını sağlamak adına ödül tekliflerinde bulunur. Ancak ödül yöntemini kullanan ebeveynler bir süre sonra, çocuklarının isteklerinin sonu gelmediğini fark ederler. Dolayısıyla ödüller işe yaramaz.
Ödül yaptığı bir işten, bir davranışından dolayı çocuğa verilen armağandır. Çocuğa arzu edilen iyi bir davranış sergilemesi sonucunda o davranışı pekiştirmek için ödül verilebilir. Bu davranışı sergilemesi için önceden vaatlerde bulunmak ise ödül aracını rüşvete çevirebilir. Burada önemli olan çocuğun davranışı bir ödül uğruna değil kendi iradesiyle yapmasıdır. Bu durumda ödüllendirilen içsel motivasyon ve sorumluluk duygusu olacaktır. Çocuğa istenilen bir davranışı yapması durumunda ödül teklif etmek bir zaman sonra çocuğun o davranışı yerine getirmek için daha fazla şey istemesine neden olabilir. Ama unutmayın! Ödül, sadece bir araçtır. Çocuğa bunu yaparsan; seni ödüllendiririm dediğiniz, çocuğa verebileceğiniz rüşvettir.
Çocuk kitap okumuyor. Anne, "Kitap okursan çikolata vereceğim" diyor. Kitabı gelecek hediye için seviyor. Oysa ki kitap okursa kitabın ona verebileceği ödülden mahrum yetişiyor.
Bugün kalemle ödüllendirilen bir çocuk gelecekte kalemle yetinmiyor. İstekleri her geçen gün artabiliyor.
Çocuğa özgüven aşılayan bir ailede yetişen çocuk " Ben, ben olduğum için kabul görüyorum ve değerliyim". demesi çocuğa verebileceğiniz en değerli ödüldür.
"Ben, ben olduğum için kabul görüyorum ve değerliyim" hissiyatıyla düşünemeyen bir çocuk başarısıyla kabul gördüğünü düşünür. Bu da çocuğun özgüvensiz, başarısız olmaktan korkan kontrol edilebilir ve ebeveynler istemeseler de "sen güçsüzsün" mesajı veriyorlar.
"El ne der?" " El alem ne der? " Ebeveynlerin en büyük korkusu. "Kızım testiyi kırmadan kızımı döveyim. Kızını dövmeyen dizini döver. Oğlunu dövmeyen kesesini döver. Vs.vs...
Geçmişten günümüze gelmiş kontrol etme, hayatı onlara bırakırsak, hayata hazırlanamayacakları endişesi...
Çocuğa ödül vererek şımartılmaması, sorumluluk, özgüven, sevgi aşılanması, kitabımızın ismi gibi "BENİ ÖDÜLLE CEZALANDIRMA" farkındalığı artırmak için ebeveynlere klavuz niteliğinde bu kitabı okuyun. İster ebeveyn olun, abla olun, ağabey olun,bir öğretmen olun kitapta bize verilmek istenen mesajı bulacaksınız.
Çocuk eğitimi anlayışınızı değiştirebilecek kitap...
Özgüvenli, bilinçli, sorumluluk sahibi hayata adımlarını daha sağlam basabilen nesiller yetiştirmek için öncelikle bizlerin bilinçli yetişmemiz gerekmez mi? O halde "Beni ödülle cezalandırma" kitabımız klavuz niteliğinde bizlere birer başlangıç olabilir. Okuyun, okutun..