"İzliyorum" butonunu "izledim"e çevirirken oluşan iç burukluğu ve dolu dolu gözlerle yazıyorum bu yorumu. İlk sezondan sonra "Bu böyle nereye kadar gidecek ya?" diye aylarca ara verip sırf can sıkıntısından yine başladığım diziye bu kadar bağlanacağımı kim tahmin edebilirdi ki.…devamı"İzliyorum" butonunu "izledim"e çevirirken oluşan iç burukluğu ve dolu dolu gözlerle yazıyorum bu yorumu. İlk sezondan sonra "Bu böyle nereye kadar gidecek ya?" diye aylarca ara verip sırf can sıkıntısından yine başladığım diziye bu kadar bağlanacağımı kim tahmin edebilirdi ki.
Dizinin türü mockumentary, yani sahte belgesel. Oyuncular sürekli kameraya konuşuyor, arada bir bakış atıyor, sürekli izleyiciyle iletişim halindeler bir bakıma. Ancak ilk sezon tamamen bu formata alışmaya çalışmakla geçiyor ve izleyince "Bu muymuş bu kadar övülen dizi?" diye hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Sadece 6 bölüm olmasına rağmen bitmek bilmeyen sıkıcı bir sezon bu. Burada bırakmayıp bir 10 bölüm daha dişinizi sıktığınızda ise bir bakıyorsunuz artık siz de ofisin bir parçası olmuşsunuz.
Aslında oldukça sıradan bir konusu var dizinin: Bir ofiste gerçekleşen olaylar. Kulağa inanılmaz sıkıcı geliyor evet ama karakterlerle bağ kurmaya başlayınca böyle basit bir temanın bile ne kadar eğlenceli işlenebileceğini fark ediyor insan.
Dizide bütün karakterlerin iyisi ve kötüsü, her birinin kendine has yanları var. Kimse bütünüyle mükemmel değil ve bu bakımdan gerçek hayatla çok bağdaşıyor. Öyle ki ofisin olmazsa olmazı Michael Scott'ın bile seveni olduğu kadar nefret edeni de var. Benim favori karakterim kim emin değilim ama sitcom tarihinin belki de en orijinal karakteri Dwight Schrute benim gözbebeklerimden biri oldu bu dizide, sadece çok eğlenceli diye değil, dizinin başından sonuna kadar en çok yol kat eden kişi olduğu için. Bir de ofisin komik gizemi Creed'den bahsetmeden geçemeyeceğim... Onun gençliğini anlatan spin off bir film çıksa ilk izleyenlerden biri olurum o kadar söyleyeyim.
The Office 7. sezondan sonra dinamizmini kaybetse de -izlemiş olanlar şu an üzülerek kafa sallıyor olmalı- son sezonda gayet güzel toparlamıştı bence. Dizinin ilk bölümünden beri süregelen bir karakter gelişimine şahit olsak da son sezon bunun en net biçimde yaşandığı sezondu bana göre. Karakter gelişiminden bahis açmışken, bitirir bitirmez ilk iş gidip ilk bölümü tekrar izledim ve çok duygulandım gerçekten... Eski zamanlardan bahseden dedeler gibi "Nereden nereye..." diye içlenmekten alamadım kendimi. Tüm bu serüven boyunca ne kadar çok şeye şahit olmuşuz yahu. Kaçak bakışmaların güçlü aşklara, nefret dolu düşmanlıkların en büyük dostluklara, tahammülsüzlüklerin anlayışa dönüşmesini izlememiş; biz de yaşamışız adeta. Bütün bunlar ise ağır ağır olmuş, ilmek ilmek işlenmiş; bir çırpıda gerçekleşen yakınlaşmalardan bahsetmiyoruz yani. Az önce de bahsettiğim gibi Dwight bu anlamda beni en çok etkileyen karakter oldu.
Ofisi özleyeceğim. Zaten vakit buldukça rastgele bir bölüm açıp tekrar o ortama dönmeyi düşünüyorum ama bu diziyi ilk kez izliyor olmayı çok özleyeceğim.
Bu kadar uzun olmasını beklemiyordum -that's what she said- ama konu The Office olunca kendimi tutamadım, uzattıkça uzattım... Kusuruma bakmayın sevgili raf halkı, iyi seyirler ve de iyi geceler.