🗝️Nesneler arasında sürüklenen ataerkil kuşağından fırlamış sıradan bir bireyin pozitif ahlaki yolculuğunu özetliyor The Power of the Dog. Phil 'i canlandıran aktör Benedict Cumberbatch bunda etkisi göz ardı edilemeyecek derecede payı büyüktür. Yakılan bir gül, bir zırh çamuru, eyer ve…devamı🗝️Nesneler arasında sürüklenen ataerkil kuşağından fırlamış sıradan bir bireyin pozitif ahlaki yolculuğunu özetliyor The Power of the Dog. Phil 'i canlandıran aktör Benedict Cumberbatch bunda etkisi göz ardı edilemeyecek derecede payı büyüktür. Yakılan bir gül, bir zırh çamuru, eyer ve halat. Birlikte büyüyerek yetişkinliklerine merdiven dayamış iki kardeşin kafa uyuşmazlığıyla başlıyor aslında. Tıpkı hayatımızın bir anımızında yol ayrımında kaldığımız gibi George 'un içindeki ses Phil ile yavaş yavaş uzaklaşmaktan yana olduğunu söylüyor. Phil' de olduğu gibi George 'da da kelebek etkisi işlevi film boyunca sürüyor.
🗝️Bahsetmemiz bir diğer karakter Peter Gordon. Babasının ölümü, annesiyle kendisini derinden sarsan bu iki ailenin tek bir amacı vardır ki. O da dar boğazda kalmadan, sefalet içinde sürmeyen huzurlu ve rahat bir yaşam sürmektir. Ama zamanla Peter, Phil 'in problemli kararlarına her ne kadar gösterişsiz bir ilişki yaklaşımında bulunsa da ikisinin arasındaki bir itimat sorusu film boyunca soru işareti bıraktıracaktır. Bu da Jane Campion' ım kurduğu durgunluk anlarındaki gerilim çıtasını kademeli bir şekilde yükselttiğine şahit olacaksınız. Bu sayede Campion ufak rötuşlarıyla seyirciyi geçmişe götürerek karakterlerin defalarca çatışmalarını sorgulamalarını sağlıyor. Bütün bunları kırsal bir Western tadında bırakmasında bir diğer sebebi, Phil' in zaman zaman Rose 'a karşı rekabetçi ve ezici bir yaklaşım sürmesinden, gizliliğini herkesten koruyup başkalarının veya etrafındakilerin tüm kaderlerini, geçmişlerini ve zaaflarına hakim olmasından söz edebiliriz. Phil üstünlük havasını daima hissettirmeyi elden bırakmaz. Halbuki filmde Phil 'in iç yüzü hakkında giderek bilgi sahibi olduğunuzda ve gelişen olaylar sebebiyle onun aslında kendini kabul ettirme mücadelesinden ibaret olduğunu anlayabilirsiniz. Özellikle krizlendiği sahnede fena bir açıklık vermişti. Belki de film başından beri onun bir tür bağımlı olduğuna işaret ediyordu.
🗝️Phil 'in Peter' a olan güveni seyirciyi ilk başta şaşırtmasının basit bir sebebi var aslında. Çünkü Phil göründüğü gibi birisi tam olarak değildi. Özellikleri çok farklı, inanılmaz zeki, homoseksüel güdülerini sorunsuzca saklayabilen birisidir. Oysaki Phil 'i sahne sahne analiz edecek olursanız aldığı kararlar karşısında geri adım durmayan, pazarlığa gelemeyen aksi takdirde yumruğu masaya sertçe vurmaktan çekinmeyen oldukça ilginç bir karakter. Jane Campion belki de bu western dünyasındaki birtakım duygusal anlayışlaırı ve bu toplumda yetişen insanların yaklaşımlarını ele alabileceğini düşünerek çekmiştir. Öte yandan bu aynı isimli uyarlamaya kendi tarz ve üslubunu katarak diğer 2021 senesi yapımı diğer filmlere sizlere benzemem edası veriyor.
🗝️Müthiş bir imgeleme çalışması diyebiliyorum ne zaman baksam ve oturup izlesem. Bu üçüncü izleyişim ve ilk defa bu kadar şahane buldum desem yalan olmaz. Güçlülük ve güçsüzlük kavramlarına yeni bir ışık getirmek istemiş Jane Campion. Fakat sadece ışık getirmekle yetinmeyip seyirciyi acımasızca yanıltmaktan da çekinmiyor. Geride bıraktığımızda yalnızca nesneler kalıyor. Halat, yanan bir gül ve çamurdan bir zırh yerini başka anlara miras bırakıyor. Phil 'in Rose' un piyanodan çaldığı parçaya enstrümanıyla eşlik ettiği an, Peter 'ın sigarasını paylaştığı an ve ona emanet ettiği, elinde tuttuğu bir halat.
🗝️Romantizmden en çok uzak kaldığı filmi olabilir Jane Campion' ın. Normalde işleniş bakımından "kendinden vazgeçiremeyeceği bir üslup" olarak nitelendirilse de yeniliklerinin beraberinde, western havasında yaratıcılığını getirerek gönlümde büyük bir taht sahibi olmayı başarmıştır. Gerçekten takdir ediyorum.
🗝️The Power of the Dog senenin en iyi filmi!
🗝️92/100