Film hakkında ne düşündüğümden tam olarak emin değilim ama değinmek istediğim birkaç nokta var: 1)Filmin yerli sinema için farklı denilebilecek bir senaryoya sahip oluşu çok değerli. Filmdeki birçok kusuru görmezden gelmemize sebep de bu olabilir. Filmin konusu zaten Ashab-ı Kehf…devamıFilm hakkında ne düşündüğümden tam olarak emin değilim ama değinmek istediğim birkaç nokta var:
1)Filmin yerli sinema için farklı denilebilecek bir senaryoya sahip oluşu çok değerli. Filmdeki birçok kusuru görmezden gelmemize sebep de bu olabilir. Filmin konusu zaten Ashab-ı Kehf kıssası üzerine kurulu olduğu için film bir sürü dini/tasavvufi motif içeriyor. Bunlara dikkat edip anlamaya çalışmak çok güzel olsa da hem senaryonun kendisinde hem de bu motiflerin senaryoya yerleştirilişinde çok fazla kopukluk var. Bence bu, filmin akıcılığını kesmiyor ama izlerken göze çok batıyor.
2)Filmde en en en sevdiğim nokta sürekli detaylara dikkat etmemiz gerektiği. Daha en başta, izlemeye başlarken zaten bu düşünceyle başladığım için her ayrıntıya gerçekten dikkat kesildim. Ve gerçekten çok fazla detay var. Sürekli asıl sahnenin arkasında gördüğümüz karakterler, replikler, nesneler... Mesela, sanırım bu çok dikkat edilmeyen bir detay olmuş, hikaye ilerledikçe ana karakter Sine'nin masasındaki kupanın üzerinde sırasıyla 1, 2, 3 yazması. (spoiler vermeden bu kadar anlatılıyor.) Derviş Zaim'in hakim olarak rol alması da bu kategoriye girer diye düşünüyorum. Sonuçta filmin bu özelliğini çok beğendim.
3)Malesef oyunculuklar çok acemi duruyor. Hepsi olmasa da genel olarak böyle. Aslında öyle olmadığını bildiğimiz oyuncular bile öyle duruyor, neden anlamadım. Replikler çok basit. Derviş Zaim'in amatör diyebileceğimiz bir yönetmen olmadığını biliyoruz ama filmin geneli de çok çok amatörce duruyor. Bunu bilerek yapma ihtimalini de düşünsem de film için biraz hayal kırıklığı olmuş malesef.
4)Filmde dini/tasavvufi birçok öge bulunsa da bunlar dışında da konulara değiniliyor elbette. Rüşvet, para hırsı ve çıkar ilişkileri, bunlara karşı durup durmama ikilemi, islam sanatı-mimarisi eleştirileri... Bunların çoğu, kısmen mimarlık konulu bir film oluşundan kaynaklanıyor tabi. Yalnız bu konular filmin masalsı verilmeye çalışılmasından olacak kaybolup gitmiş sanki. Onun yerine ister istemez daha çok dikkat edeceğimiz yön, tasavvufi yönü ve Zaim'in deyişine göre "özgürlük, determinizm, kader üzerine sorular sormaya çalışan bir film" oluşu. Yalnız bu iki tarafın aynı anda verilme çabası iki tarafı da eksik ve havada bırakmış gibi.
Çok fazla olumsuz yönden bahsettiğimin farkındayım ama ben yine de hepsine rağmen filmin izlenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sıkılır mısınız, hiç beğenmez misiniz bilmem ama filmin farklı oluşu ve bu bakımdan yeni kapılar açma ihtimali dikkate değer. Hem bu kadar eleştirmeme rağmen film izledikten sonra kafamı uzun süre kurcaladı ve devam da ediyor. Bu benim için bir kriter, filmin beni ne kadar düşünmeye sevk ettiği. Bu yüzden özellikle de ilgililerinin, hem konuya, motiflere hem de bağımsız sinemaya ilgililerin, izlemesi gerektiğini düşünüyorum.