🗝️2013 yılında okuduğum bir gazete haberinde Robert Pattinson 'ın oyunculuğu fiilen bırakacağını ve bundan sonraki kariyerine devam etmeyeceğini açıklamıştı. O yıllarda diğer hollywood aktörlerine kıyasla oldukça geride kalıyordu. Yalnız tek bir avantajı vardı ki o da yakışıklılığından ötürü karizmatik duruşu,…devamı🗝️2013 yılında okuduğum bir gazete haberinde Robert Pattinson 'ın oyunculuğu fiilen bırakacağını ve bundan sonraki kariyerine devam etmeyeceğini açıklamıştı. O yıllarda diğer hollywood aktörlerine kıyasla oldukça geride kalıyordu. Yalnız tek bir avantajı vardı ki o da yakışıklılığından ötürü karizmatik duruşu, fiziği, ve mimikleriydi. Diğer tarafta ise gittikçe büyüyen bir fan topluluğu. Öte yandan Dylan O'brien, Toby Kebbell, Jim Sturgess, Shia LeBeouf ve Logan Lerman gibi isimlerin gelecek vadeden, giderek yükselen, önümüzdeki yıllarda bizlere güzel şeyler izletebilecek yapımlardan ziyade, harika performanslar sergileyerek çıtaları zorlayarak patlama seviyesine erişebiliceklerini ön görürken, Robert Pattinson' ın ise yolunun sonu gözüktüğü söylemem pek de zor olmamıştı. Daha sonraları yeniden ve tamamiyle inşa etmeye kalkışan, sanırım aradığı ritmi bir gün yakalama umuduyla dolup taşan Robert Pattinson 'ın ikinci periyot zamanlarına gelip çatmıştık. Derken Good Time filmiyle etkileyeci performans sergilemiş ve bu sayede yavaş yavaş art-house sinemasıyla yavaş yavaş tanışmaya başlamıştı. Kendisi bir röpartajında ucuz bütçeli filmlerle çalışmanın gerçekten bir mutluluk getirdiğini ve memnun kaldığını dile getirmişti. Bu sayede son derece başarıya aç bir oyuncu olduğunu ve The Lighthouse ile beraber önemli potansiyel taşıdığını hissettirmeyi başarmıştı. Aynı yıl, Oscar 'a tek bir dalda adaylık konulması dikkat çekmişti. William Dafoe ile rol aldığı filmde sergilediği inanılmaz performansı resmen gözardı edilmiş ve hiçbir büyük çaptaki film festivallerinde bile adaylık konulmamıştı. Bu belki de Robert Pattinson' ı daha fazla başarıya, daha fazla azimli olmasına vesil kılmıştır. En nihayetinde yeni Batman seçilerek en sonunda adından söz ettirebildi ve tekrardan ben hala buradayım diyebildi.
🗝️Seyrettiğimiz The Batman filminde Robert Pattinson 'ın kendi özgeçmişiyle tamamlayıcı bir unsur olduğunu düşünüyorum. Keza Batman' i yakından tanıyacak olursak, hırs, hüzün , motivasyon ve öfke gibi yapboz parçaları gibi dağılan ögelerin gelişmemiş, ahlaki açıdan yoksun bir beldenin toplumuna reçete olarak uzatılmıştır. Seyir zevki veren kötücül ve iyimser huylarından ne uzak ne de yakın ilişki kurulmuş önemli bir hikaye serisidir. The Batman 'de karakterler üzerinde seyircinin gözünde basit gözüken, duyarlılığını hikayesinden ötürü hat safhaya çıkarabilme ve bunun dozajını istediği kadar belirlenebilmesi açısından diğer kahramanlık öykülerine göre daha karizmatik ve modern gözüken, dünyaya ayak uydurarmakta sıkıntı yaşamayan ve bunu bir halk kahramanı olarak lanse edilmesi bakımından oldukça avantajlı bütün serisi olarak sayılır. Her sahnesinde yola koyulmuş, doğruluk veya inayet kapılarının giderek aralamaya zorladığı ve tüm duygu değişimlerine hazır halde bulunan bir atmosferi var: Kasvet. The Batman 'in düşündürücü etkisinde bırakmasındaki bir etken de odur. Kötü yaşam koşulları, son derece ağır akan fakat hızlı gelişen olaylar bütününü ele alarak ilahi pencereden de tasvirlerin ortaya koyulabilmenin mümkün olduğunu gösterdi. Ben bu görüşü Nolan Batman'i ile aynı şeyi söylemek için biraz erken ve abartı olduğunu söyleyebilirdim. Ancak 175 dakika boyunca ekrana kilitleyecek kadar adeta önümüze bir sanat eseri yığını koyulması, verilmek istenen mesajın zihinde apar topar bir araya getirilmesi kadar yorucu ve bu sayede aksiyon kurgularıyla birleşen bir suç filmin ağızları açık bırakacak şeyler izletecek kadar sürükleyici bir yapım.
🗝️Eski yapımlarda maskenin altında ufak çaplı bir kahraman imajı koyulmuşken, şimdiki imaj için bu kadar geç kalınmaya değer miydi dedirtiyor. özlem dolu yanlarını hesaba katacak olursak dc çizgi roman okuyucular için ne kadar tarifsiz bir lezzet olduğunu siz düşünün. Sinema tıpkı teknoloji gibi hızlı ilerleyen ve gelişen bir sektördür. Eski yapımların çekim aşamasının perde arkasında dönen geyik muhabbetler arasında "kurguyla hallederiz." söylemleri sık sık geçerdi. Doğrudur. Daha az filmler vardı. "Ben kamerayı elime alıp bir film çekeceğim." cümlesini pek duyamazsınız. Sebep kimsenin bir film çekme istememesinden kaynaklı değil. Zor bir uğraş olduğu emek gerektiren uzun bir süreç demek olduklarını bildikleri ve bazı istekli, aç kesimin bu durumu kabullenip pes diyebildiği içindir. Aynı şekilde çizgi romanlarının sinematik evrene kurgulanması da kolay olmamıştır. Bazı süper kahraman temalı, bilim kurgu ve fantastik uyarlamaların ilk filmlerine bir göz atın. Kimisi 1940 'larda kimisi ise 1950'lerde çekilmiş. Nasıl hazırlanılmış? Dönemin imkanlarına göre nasıl yol izlenmiş? Bunlarla ilgili bolca evolution videolarını bulabilirsiniz. Kabullenmek de gerekirse Spider Man No Way Home' un bu kadar yüksek rated alınmasından çokça rahatsızlık duymuştum. Daha sonra ise bu wb. gibi büyük yapım şirketlerin bu sinemaya adapte etme süreçlerini göz önünde bulundurduğum zaman ne kadar haksızlık ettiğimi ve az bir nebze de olsa pişmanlık duyduğumu söyleyebilirim. Dolayısıyla The Batman için de aynısını söylemek isterim. Gotham atmosferi bile diğer Batmanlere toz yutturur arkadaşlar. Şiirsel dilinden ve The Riddler 'ın Batman' le kesişen kısımlarında son derece edebi ve felsefi çatışmaya girerek, suç mahallerinde karşılık bulan mekanlarında geçen ekstra diyaloglar da filmin gerçekçilik örgüsünü tamamen üstesinden gelebiliyor.
🗝️İnanılmaz etkileyici performans düellosu seyrettik gerçekten.Bu muhteşem hikayeyi kendi döngüsünde tamamlayarak önemli bir fark yaratmış. Çünkü diğer süper kahraman filmlerinde sürekli geçmişe giderek devamını getirme çabası vardı. Bu marvel filmlerinin en büyük problemiydi sanırım. Normal bir sinema okuyucusunun gözlemlerinden stabilize edildiği takdirde havada kalması muhtemel bir olasılıktır. Bunu bozmak zordur elbet.Titizlik gerektirir. Mükemmel veyahut iyi bir film, hiçbir zaman tesadüf eseri ortaya çıkmaz. Yapımcıları, işçilikte büyük bir pay sahibi olarak görme taraftarıyım. Buna rağmen ve bunlara rağmen Robert Pattinson sessiz oyunculuk master-class ını konuşturması, the riddler 'ın, penguin' in ve diğer öne çıkan tüm karakterlerin gösterdiği oyunculuk performansları filmin içerisine katılan işçilikle sıkı bir ilişki olduğunu ve bu sayede gerçek, kaliteli bir yapıt olduğunu güçlendiren örnek bir filmdir. The Batman için bu konuda gönlüm gayet rahat.Son zamanların en büyük performansları sergilenmiş. Teknik konularda düşünemediğimiz, tahmin edemediğimiz o kadar çok yönler vardı ki. Çıktıktan sonraki hislerimle aklım hayalim almadı.
🗝️Batman iyi ve kötü çatışmasına en güzel örnek bir temeller serisi. The Batman, maskenin ardındaki zayıflığı son derece derinden hissettirebilmiş. Hiçbir zaman düşmanını öldürmez, sadece etkisiz hale getirir. Asıl olayı budur Batman 'in. Ama savaşa ve kaosa açık olanlara için ise ben geliyorum der Batman. Dünya her öfkeyle başlayan bir savaşın iyiler tarafından öfkeli mücadelelerle sonlandırıldığı, zafer kadehlerinin kaldırıldığı bir yer değildir.Fikir ayrılığına düşülecek de olsa en azından Batman'in zihninde yatan can alıcı felsefelerinden birisi de budur, düşmanını öldürmez.Çeşitli duygular barındırdığı için hepsinden bahsetmek elbette ki çok güç. Bunlardan bir diğer teması ise, korku. Başlangıcında karanlıklar ardında saklanan adeta tüm iyiler adına savaşan bir ordu gibi resmedilse de son anda ters köşe yapılarak Nolan 'ın Batman üçlemesinde üstüne basılarak vurgulanan ve tanımlanan bir diyalog dizisi hakimdi. Ne zengin züppe takılır ne de paramla seni ezer geçerim gibi bir huyu vardır Bruce Wayne' in.Yalnızca kimsede görülmeyen bir özgüven edası vardı. Bu özelliğini de filmde layıkıyla yerine getirerek kimi zaman müziksiz ve ağırlıklı olarak yağmurlu hava kasvetini aksiyonla birleştirerek ekstra bir motivasyon aracı güdüyor.Önceki filmlerinde çeşitli başarılara imza atılsa da çizgi roman alıntıların bir ürünü olduğundan dolayı Bruce Wayne 'in birçok özelliği yanlış anlaşılmış. Sinema filmlerinin şöyle bir ilkesi vardır.Başkarakter kusursuz olursa gerçek sinema filmi olamaz. Elbette öyle. Nolan' a yakışmayan da buydu. Karakterin tek kusuru olarak sadece kibirli ve havalı göstermek koca bir uçurum.The Batman 'de ise Bruce Wayne' in geçmişte geçirdiği travmalardan kaynaklı yaptığı hataların bir sonucu ortaya çıkmış bir özellik olarak tasvir ediliyor.
🗝️Müziklerini üstlenen Michael Giacchino ise gerçekten dehşet bir iş çıkarmış.Kelimenin tam anlamıyla ortaya bir sanat eseri titizliğinde, Matt Reeves ile el ele vererek koca bir başyapıt çıkarmışlar. Prodüksiyon, sinematografi, oyunculuk, senaryo, müzik... Hepsi o kadar muhteşem ki. Üzülerek söylüyorum hiçbirinizi üzmek istemiyorum arkadaşlar fakat ama benim hayatımda izlediğim, BEKLEDİĞİM en iyi Batman filmidir. Filme 10 üzerinden 10, 100 üzerinden ise 99 vermek istiyorum. Tekrar başa sarıp izlenilecek kadar Matt Reeves 'ın elinden bir Batman filmi izlemek aklımın ucundan bile geçmemişti.Bence Matt Reeves son yılların en başarılı filmlerine adeta vurucu bir işe imza atmış.Daha neler söylenebilir bilmiyorum.Aksiyon türüne ilgi duymama ve çoğu filmlerinde mutlaka ki düzinelerce kusurlar aktığını fark edebilsem de The Batman filminde pek bir kusur göremedim.Çok isterdim, ama denedim. I tried.Bana bu filmin verdiği tek eksi David Fincher 'ın Fight Club, Se7en gibi filmlerini aratacak hiçbir filmin çıkmayacağı fikrini yıllarca savunup beni yanıltması oldu.Matt Reeves bundan sonraki yıllarda adından rahatlıkla söz ettirebilecektir. Bence bunu fazlasıyla başardı.Eğer The Batman' in ikinci bir filmi çıkacaksa aynı ekiple beraber Matt Reeves 'ın çekmesini diliyorum.Neredeyse hiçbir yönetmenin elinden Gotham atmosferini daha vurgulu, daha çekici şekilde yansıtacağını düşünmüyorum. Sinema deneyimiyle bu 175 dakikalık serüveni mutlaka yaşamanızı öneriyorum.
🗝️Tüm çocukluğundaki sevgisini özleyenlere...
🗝️Tüm travmalarıyla birlikte yaşamak zorunda olan ve bir daha uyanmak istemeyenlere...
🗝️Tüm hayatı boyunca hüzne uğramış bu yaşamın mutlu sonla biteceğini umut edenlere...
🗝️Hoşçakalın, sevgiyle kalın.