Eehh be Bergen'iimm... Neler yaşamışsın sen öyle :(. Ben Bergen'in hayatını biliyor ve şarkılarını dinliyordum. Hayatını ilk duyduğumda çok üzülmüştüm. Hem "Bir insan bu kadar acıya nasıl dayanır?" dedim hem de "Bir insan bir insana bunları nasıl yapar?" diye düşündüm…devamıEehh be Bergen'iimm... Neler yaşamışsın sen öyle :(.
Ben Bergen'in hayatını biliyor ve şarkılarını dinliyordum. Hayatını ilk duyduğumda çok üzülmüştüm. Hem "Bir insan bu kadar acıya nasıl dayanır?" dedim hem de "Bir insan bir insana bunları nasıl yapar?" diye düşündüm durdum. Ama hayatını çok detaylı bilmiyordum. Sadece eşi denilen insanın neler yaptığını biliyordum. Filmde beni etkileyen birçok sahne vardı. Ama annesi... Annesinin her şekilde kızının verdiği karar her ne olursa olsun arkasında durması çok ama çok güzel bir şeydi. Ama Bergen bazen çok ileri gitmiş bir şeylere karar verirken ya da filmde bu abartı olmuş orayı tam olarak bilemiyorum. Ve kimse de bilmiyordur diye tahmin ediyorum. Beni etkileyen bir sahne de yüzüne kezzap atıldığı sahneydi. Orada göz yaşlarımı tutamadım. Eşinden her ne kadar kaçmaya çalışsa da eşi onu her seferinde bulmuş ve yapacağını yapmış. Çok acı verici ve çok üzücü. Bunu sadece film için söylemiyorum. Ne yazık ki gerçek hayatta da bir çok kadın bu gibi şiddete maruz kalıyor. Haberlere falan çıkmıyor evet ama biliyorum ki gerçek hayatta varlar :'(. Diğer bir sahne de annesinin gözünün önünde vurulması. Ve beni etkileyen bir başka sahne ise filmin sonunda ağlamaktan gözlerimin acıdığı mezar sahnesi oldu. Yine bunu da biliyordum. Hatta Google'dan bakmıştım mezarına. Ama arkadan gelen müzikle beraber annesinin kızının mezarına girmek için o demirden yapılmış mezarlığın, kafesin kilitlerini anahtarla açtığı sahne beni benden aldı desem yeridir. Ve filmin sonunda yazan "Acılı anne geriye kalan ömrünü kilitli kapılar ardında, kızının fotoğraflarıyla geçirdi. Bergen'in kemiklerini korumak için yaptırdığı kafeste, şimdi kızının yanında yatıyor" yazan yazıyı okurken de göz yaşlarımı tutamadım. Bakın yine aklıma geldi. Ağlayacağım birazdan:(.
Oyunculara gelince de Farah Zeynep Abdullah 'ı zaten uzun zamandır TV ekranlarında görüyoruz. Bence başarılı ve yetenekli bir kadın oyuncu. Bergen'e de bayağı bir benzemiş zaten bunu da hepimiz sosyal medyalarda görmüştük. Erdal Beşikçioğlu... Yine benim çok sevdiğim başarılı ve yetenekli bir erkek oyuncu. Tip olarak "Bence" eşine benzemiş. Ve rolünün hakkını vermiş
Filmdeki eksikliklere gelirsem dee. bir biyografik eser olduğu için Bergen'in hayatı olduğu için şarkılarını da Bergen'in seninden dinlemek güzel olurdu. Evet, Farah'ın sesini Bergen'in sesine benzetmek için sesiyle oynamışlar biraz da benzemiş ama dediğim gibi Bergen'in sesinden dinlemek filmi daha güzel hâle getirirdi.
Filmi genel olarak beğendim. Filmden bir beklentim yoktu. Sadece merak ettiğim için gittim. İyi ki de gitmişim. İzleyecek olan herkese iyi seyirler diliyorum. Umarım beğenirsiniz.