Raf Yorumu: My Special Journey (@mysj)

mysj 3 years ago

Spoiler içeriyor 🏃👨‍✈️👨‍⚕️👨‍⚖️Hafif aksiyon, hafif dram ve bolca karizma 👌. Yani her yönden karizma: Replikler, arkada çalan müziğin güzelliği ve tabii ki zekice kurulmuş senaryo. İlk saniyesinden itibaren her şey sizi içine çekiyor ve 2 saat 20 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Ayrıca…devamı🏃👨‍✈️👨‍⚕️👨‍⚖️Hafif aksiyon, hafif dram ve bolca karizma 👌. Yani her yönden karizma: Replikler, arkada çalan müziğin güzelliği ve tabii ki zekice kurulmuş senaryo. İlk saniyesinden itibaren her şey sizi içine çekiyor ve 2 saat 20 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Ayrıca senaryonun gerçek bir hikayeden uyarlanması her şeyi - bence - daha da zevkli hale getiriyor. ⭐⭐⭐ 9/10 ❗SPOILER❗ Filmin başında Frank'in Avrupa'da bir hapishanede (adını hatırlamıyorum 🥲) Carl tarafından ABD'ye iadesi hakkında ziyaret edildiğini görüyoruz. Frank kaçmaya çalışıyor ama fazla ileri gidemiyor. Ardından geçmişe, Frank'in ailesi ile beraber mutlu bir hayatının olduğu zamana dönüyoruz. 16 yaşında ve zengin bir hayatı varken işler ters gidiyor ve Frank ailesinin boşanması üzerine evden kaçıyor. Burada bir şeye değinmek isterim ki Frank'ten bir isim yazmasını istediklerindeki ruh halini seyirciye çok iyi geçirmişler. Tabii burada yönetmene ve Leonardo Di Caprio'ya hakkını vermek gerek. O koşma sahnesinden sonra gerçekten bir şeylerin olacağını ve bu şeylerin kaliteli olacağını anladım. Frank sahte çek yazarak önce tüm ABD'yi ardından da Avrupa'yı bedava dolaşıyor. Bunu yaparken pilot, doktor ve avukat oluyor: "Çok para kazanmak istedim ve bunun için bunları olmam gerekiyordu". Leonardo karakterden karaktere bürünürken sadece dış görünüşünü değil duruşunu, konuşmasını yani kendini değiştirmesi çok başarılıydı. İnsanların gözlerini zekice laflarıyla boyaması ve her seferinde her şekilde işini halletmesini muazzam bir keyifle izledim. Kafamın bir köşesinde hep "Ne zaman ve nasıl yakalancak (mı)?" sorusu vardı. Bu soruyu başından sonuna kadar canlı tutmayı başaran bir yapım ki bu kesinlikle harika. Ne olursa olsun hep dik duran ve asilliğini asla bozmayan babasının trajik ölümü ironikti ve Frank'in bu haberi aldıktan sonraki tepkisiyle ona ne kadar bağlı olduğunu görmek bir an için içimi burktu. Kardeşiyle tanışması üzerineyse gözlerindeki hayal kırıklığını hiç hak etmiyordu. Her şeyi belki de sadece annesi ve babasını yeniden bir araya getirmek için yaptı. Çok büyük gibi duran bir çocuk hâlâ... Cezasını tamamlayana kadar FBI için çalışmaya başladığında içinin sıkıldığını, bir an için de olsa bunu özgürlük olarak görmediğini hissettim. Daha sonra tekrar pilot üniformasıyla giderken Carl'ın onu durdurması ve pazartesi döneceğini söylemesi ve Frank'in dönmesi çok güzeldi: "Arkana bak, kimse seni kovalamıyor."