ne kadar üzücü! kimse bu kitabı listesine eklememiş. kimse değerlendirmemiş. daha kötüsü kimse henüz bu kitabı okumamış 😔🙄 🙋♂️ evet bugünkü kitabımız 'şiirin gizli tarihi' kitap refik durbaş'ın yazarlarla olan anılarını anlatıyor, bazı kısımları yazarlarla konuşma sırasında onların anlattıklarını, bazıları…devamıne kadar üzücü! kimse bu kitabı listesine eklememiş. kimse değerlendirmemiş. daha kötüsü kimse henüz bu kitabı okumamış 😔🙄
🙋♂️ evet bugünkü kitabımız 'şiirin gizli tarihi'
kitap refik durbaş'ın yazarlarla olan anılarını anlatıyor, bazı kısımları yazarlarla konuşma sırasında onların anlattıklarını, bazıları ise kendi yaşadıklarını anlatıyor.. okurken sanki sizde onlarla oradaymış gibi hissediyorsunuz.. hiç bilmediğiniz, ilk defa duydum, bi yaşıma daha girdim diyeceğiniz bir çok konuya şahit olacaksınız.. okurken kitapta bahsedilen bir çok kitabı ve şiiri ister istemez not alacaksınız.. ben çok sevdim ya kitabı 😌😏 yalnız bazı anılarını farklı sayfalarda tekrarlamış, hatta iki sayfa birininin aynısı olmuş, farklı başlıyor ama birebir aynı devam edip aynı şekilde bitiyor.. neyse olur öyle şeyler, çokta şey yapmamak lazım 😏😌 kitap çok güzel, elinde olan varsa alsın okusun, olmayan varsa da gitsin alsın okusun 😄 alt kısma kitaptan rastgele aldığım bi iki alıntı paylaşıcam, onları da kitabı merak edip okumak isteyen olursa okuyabilir.. 🙋♂️
BLAİSE CENDRARS
...yazarlık dışında 'arıcılık, bahçıvancılık, saatçilik, maden işçiliği, hokkabazlık, traktör sürücülüğü, yayıncılık' işlerini de yapmış, asıl adı FRÉDÉRİC LOUİS SAUSER olan büyük şair ÇİN, ERMENİSTAN, İRAN, AMERİKA VE KANADA'da dolaşıyor. 1905 devriminde de rusya'da. 1914'te savaş çıkması ile gönüllü olarak fransız ordusuna yazılıp savaşa katılıyor. 1915'te meydana gelen çatışma da sağ kolunu kaybediyor.. sol kolunu kullanabilmek için futbol, yüzme, dağcılık, binicilik, basketbol, tenis, bilardo, eskrim, atçılık ve okçulukta ilgileniyor.. tabi tekrar yazabilmesi için de, sol elle yazmayı kendi kendine öğretiyor.. 1924'te yayınlanan son şiir kitabı 'yolculuk notları' 'niçin yazıyorum' adlı şiiri ile bitiyor... şiirin bir kısmında; "... bir çok şair, yazar 'yaşamak denilince gerçeği yazmayı anlıyor. oysa gerçeği değil, sahih olanı, sahici olanı yazmak önemli. o gerçek bir hülya da olabilir. yeter ki sahih, inandırıcı olsun. bu da ancak şiiri yaşamakla mümkün. bunun haricinde ne yazarsan yaz, şiirler de fazlalıktır, yazmasan da olur...
Asım Bezirci bu şiirler için ' ayrık otu' diyordu. haksız da değildi. bugün de şiir yazdığını sanan ne kadar çok ayrık otu var...
YAZARIN CİMRİSİ
...cimrilik söz konusu oldu mu ilk akla gelen tan gazetesi sahibi, yayıncı Halil Lütfi Dördüncü'dür. mesela matbaada çöpe atılacak ampülleri biriktirdiği, daha sonra bunların metal ve cam kısımlarını ayrı ayrı sattığı söylenir. diyelim benzine zam geldi, arabası olmadığı halde şikayete başlayacak, nedenini de şöyle açıklayacaktır.. "biz de çakmak kullaniyoruz"
yaşamı buna benzer tevatürlerle örülüdür...
ŞAİRDİR NE YAPSA YERİDİR
...Arif Dino'nun kağıda alerjisi vardır. bu yüzden şiirlerini söyler, söylediklerini ise arkadaşları kağıda geçirirdi... Cemal süreya'nın aynı yerde oturup aynı yerde yazma eğilimi vardır, sinemada aynı koltuğa oturmak istediği gibi, daha da tuhafı hep aynı tuvalete gitmek ister... bir çok şair şiirlerini daha çok zihinlerine yazarlar, bunun sebebini Ahmet Arif polis baskınlarından dolayı şiirlerini yazıya dökemediği için ezberlemek zorunda kaldığını söyleyecektir... Atilla İlhan hiç bir şiirini ezbere bilmemektedir...
ŞAİRİN ADI
...Necati Cumalı, ilk şiirini 1939 da Urla Halkevi'nin dergisi Ocak'ta Ahmet Necati adı ile yayımlanır. sonradan bi bakar ki, çevresinde Ahmet adında bir çok şair bulunmakta, Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dıranas, Ahmet Arif, Ahmet Oktay, Ahmet Köksal (...) "bir Ahmet'te eksik olsun diyecek ve daha sonra şiir ve yazılarına imzasını Necati Cumalı olarak atmaya başlayacaktır... Yaşar Sadık Gökçeli, polisten kaçtığı için adını Dino'nun önerisi ile Yaşar Kemal olarak değiştirecektir, ve polis onu ancak iki yıl sonra bulacaktır... Cemal Süreya'nın hikayesini Zeynep Oral şöyle anlatıyor. "Cemalettin Seber, Süreyya adını bir dağ başında buldu. Bilecik'teydi, orta ikideydi. Bilecik'te karayollarının yol yapımı çalışmalarında çadır bekçiliği yapıyordu... üç ay boyunca kızgın güneşin altında yada çadırların boğucu gölgesi içinde düş kurdu. o yazar olacaktı. yazar olacağı içinde adını değiştirdi. Cemalettin Seber, Cemal Süreyya oldu...