💫 10/10 Son zamanlarda beyin yakan filmlere bir yöneliş gösterdiğimi sezinliyorum, neden acaba 🤔🤯 Ters köşe film mi arıyorsunuz?: Bu filmin kendisi bir ters köşe! İnanmanızı istedikleri şeye sizi inandırıyorlar ve hemen ardından iki kere bütün yargılarınızın yerle bir olduğuna…devamı💫 10/10
Son zamanlarda beyin yakan filmlere bir yöneliş gösterdiğimi sezinliyorum, neden acaba 🤔🤯
Ters köşe film mi arıyorsunuz?: Bu filmin kendisi bir ters köşe! İnanmanızı istedikleri şeye sizi inandırıyorlar ve hemen ardından iki kere bütün yargılarınızın yerle bir olduğuna şahit oluyorsunuz. Zindan Adası ne bir dedektiflik filmi ne de bir aksiyon. İzleyecekseniz tadına doyamayacağız hayal-gerçek geçişleri, canladırmayan aksine rolünü adeta yaşayan oyunculukların kalitesi, birkaç sahnenin hafif korkuvari havası ve "neydi şimdi bu?" dedirten ama üzerine düşününce - bana göre - Prestij'deki gibi bir aydınlanma yaşayacağınız o muhteşem an için izleyin (biliyorum çok uzattım :)).
Şimdi film üzerine değil filmin sonu üzerine konuşacağım çünkü sonuna kadar filmin her bir saniyesinin bir zincirin halkaları gibi olduğunu düşünüyorum:
❗SPOILER❗
Evet, muhtemelen pek çoğunuz gibi ben de ilk başta ne olduğunu anlayamadım. Özellikle o cümle ne demekti ki?
"Acaba hangisi daha kötü olurdu: Canavar olarak yaşamak mı yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi?"
Daha sonra Chuck Andrew'a "Teddy" olarak hitap ediyor ancak o cevap vermiyor. Çünkü farkında Teddy olmadığının. Şimdi - bu konu hakkında yapılan yorumlara da bakarak - ben şöyle düşünüyorum:
Anlatılan olaylar gerçekten de yaşandı. Andrew Zindan Adası'na getirildi. Ancak kendisi delirmiş değil, olanlar yüzünden kendini suçluyor ve filmin sonunda da canavar olarak yaşamamayı seçti. En başından beri rol değiştirme tedavisinin üzerinde denendiğini biliyor.
Filmin en başında feribottayken ve filmin sonlarına doğru kayalıkların oradayken Chuck'ı Portlan'dan bahsederek test ediyor. İfadesinden Chuck'ın yalan söylediğini bildiğini - özellikle ikinci sahnede - anlayabilirsiniz. Filmin sonu gelmeden daha o sahnede Chuck'ın yalan söylediğinden şüphelenmiştim.
Zindan Adası'na ilk girerken Chuck silahını kolaylıkla çıkaramamıştı, bu da onun aslında dedektif olmadığını gösteriyor. Burada da Andrew'un ona şüphelenir gibi baktığını görebilirsiniz.
"Bu insanlar saldırgan, birer suçlu değil mi? İnsanlara zarar verdiler. O halde onları sakinleştirmek için hiç uğraşmayın derim." Andrew bu cümleyi kurduğu sahnede kendisinden bahsediyor ki bu da zaten filmin sonundaki seçimiyle tutarlı bir durum.
Hastaları sorguladığı sahnede sorgulanan hastanın "Rachel'ın kendi çocuklarını boğduğunu" söylemesi üzerine Andrew'un verdiği tepkiler bu konunun konuşulmasından rahatsız olduğunu açıkça gösteriyor.
Filmle kalın 🙂 🎞