Başlangıç; - Bitiş; 25.04.2022 04.46 Puanım; 8.5/10 ---Yorumum; Bu kitabı ilk defa Şanışer'in Ludovico II albümündeki "Kaç Kere Öldün?" şarkısının yorumlarında görmüştüm. Şarkının klibinde, hatta albümün genelinde kitaptaki "Ludovico Yöntemi"ne atıflarda bulunuluyor. Onun üzerinden epey bir zaman geçmişken bu kez…devamıBaşlangıç; -
Bitiş; 25.04.2022 04.46
Puanım; 8.5/10
---Yorumum;
Bu kitabı ilk defa Şanışer'in Ludovico II albümündeki "Kaç Kere Öldün?" şarkısının yorumlarında görmüştüm. Şarkının klibinde, hatta albümün genelinde kitaptaki "Ludovico Yöntemi"ne atıflarda bulunuluyor. Onun üzerinden epey bir zaman geçmişken bu kez kardeşimin kitaplığında dikkatimi çekti ve bir anda okumak istedim. Tam olarak ne zaman başladığımı hatırlamasam da çok sürükleyici bir anlatımı olduğunu söyleyebilirim. Ağır mı? Kesinlikle. Konunun kendisi suç üzerine olduğu için bolca şiddet içeriğine maruz kalıyorsunuz ama betimlemeler durumu çok güzel destekliyor. Bir yerden sonra gerçekten benim de midem bulanmaya başlamıştı diyebilirim. Tabii oradan sonra işler giderek hafifledi. Bu noktada yazar dengeyi iyi sağlamış kesinlikle.
Kitapta siyasetin iğrençliği, benmerkezciliği çok açık bir şekilde okura aktarılıyor. İnsanların, işin içine partiler dahil olduğunda, değersiz ve kullanmaya müsait varlıklar haline dönüştüğüne parmak basıyor ve bence dibine kadar da haklı. Bunun dışında hapishanelerde kullanılan yöntemlerin saçmalığına, Otomatik Portakalların yetiştirilmesine ve bir miktar da diktatörlüğe doğru kayan rejimlerin durumuna değinilmiş gibi geldi bana. Okurken muhtemelen siz de hak vereceksiniz.
Kitapta asıl üzerinde durulan konu "Zorunlu iyilik mi yoksa tercih edilmiş kötülük mü?" konusu. İnsanı üzerine uzun uzun düşünmeye itiyor bence bu soru. Üstelik kitabı da soruya dahil edince işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Okurken gerçekten "Tanrı'nın gözünde acaba hangisi daha makul?" diye sormaktan kendinizi alamıyorsunuz.
---Altını çizdiklerim;
"Hükümet çağdışı yöntemlerle sizi topluma kazandıramayacağını anlamış bulunmaktadır. Suçluları bir araya tıkıp onlardan hayır beklemek çölde su aramaya benziyor. Toplum kurallarına karşı çıkmış kişileri aynı yerde tutmakla sizleri ilkel davranışlara zorluyoruz. Bundan böyle hapishaneler yalnız siyasi suçluların barındıkları bir yer olacak gibime geliyor."
"Tanrı biz kullarından ne istiyor? Tanrı'nın istediği iyilik mi yoksa iyiliği seçebilme şansına sahip olabilmek mi? Kötülüğü seçen biri gerçekten iyiliğe zorlanan birinden daha mı geçerli Tanrı'nın gözünde?"
"Halk, özgürlüğü için başkaldırmaz, direnmez. Bir lokma ekmeğe, bir kaşık çorbaya değişir özgürlüğünü. Bunun için onların altına ateş yakmak, haklarını aramalarını sağlamak gerekir. Demokrasi istiyorlarsa onu kazanmak için savaşmaları gerekecektir. Bütüncül yönetimleri yıkıp, özgürlük, mutluluk içinde yaşamalarını ancak biz düşünürler sağlayabiliriz onlara..."
"Aydınlıktan karanlığa geçerken, bu dünyada benden yana kimsenin olmadığını, o müziğin yeni "dost"larımca beni intihara sürüklemek için kullanıldığını anlar gibiydim. Kişisel çıkarlar, iktidar hırsları için beni harcamışlardı."