Spoiler içeriyor
Çerezlik kitap nedir bilir misiniz? Hani elinize alınca bitirmeden bırakamadığınız, sayfaları sizi bile şaşırtacak hızla su gibi akıp giden, hikayesi fazla derinlere inmese de kuvvetli duyguların pençesinde bir o yana bir bu yana savrulduğunuz kitaplar. Son zamanlarda bu tanıma daha…devamıÇerezlik kitap nedir bilir misiniz? Hani elinize alınca bitirmeden bırakamadığınız, sayfaları sizi bile şaşırtacak hızla su gibi akıp giden, hikayesi fazla derinlere inmese de kuvvetli duyguların pençesinde bir o yana bir bu yana savrulduğunuz kitaplar. Son zamanlarda bu tanıma daha uygun bir kitap okumadığımı söyleyebilirim.
Ama yanlış anlaşılmalara mahal vermek istemem. Çerez kitap demek kalitesiz kitap demek değil. Sadece fazla derin düşüncelerde boğulmadan insanı sürüklemesini kast ediyorum çerez derken. Böyleleri özellikle reading slumptan çıkmak için birebir.
~ Spoiler ~
Ana karakter olan Jason Zhou, hava kirliliği yüzünden mavi gökyüzünün ejderhalar kadar efsane sayıldığı, insanların dağ bayır bahçe çiçek güneş gibi kelimeleri sadece kitaplardan falan bildiği korkunç bir distopyada yaşıyor.
Bu distopyanın toplumu elbette fakirler yani mei'ler ve zenginler yani you'lar olmak üzere ikiye ayrılıyor. Fakirler basit maskelerle ve tadı hiçbir şeye benzemeyen garip gıdalarla orta yaşlarında hastalıklardan ölüp yetim çocuklarını kendileriyle aynı kaderi paylaşmak üzere sokaklarda bir başına bırakmak zorundayken zenginler Jin Holding adına üretilen ve gelişmiş astronot kıyafeti gibi hayal edebileceğimiz kostümler ve kasklarla yüksek gökdelenlerindeki temiz havayla dolu evlerinde ve yeryüzüne inmelerine gerek bile bırakmayan hava araçlarıyla sokaklarda olanlardan bir haber yaşamakta.
ben bu cümleyi nasıl kurdum ya (・o・;)
Böyle anlatınca 'yok artık' dedirtebilir ama kitabı okuyunca 'lan bu resmen birkaç sene sonrasını anlatıyor' diyorsun. İnsanı dehşete düşürüyor.
Neyse. Dediğim gibi, Zhou böyle bir dünyada aşık olduğu şehir olan Taipei'de yaşamakta. Ki burası günümüzde de Tayvan'ın bir şehriymiş. Zhou'nun annesi çocuk 14 yaşındauken hastalıktan ölmüş çünkü ilaç almaya paraları yetmemiş. Haliyle Zhou, hiçbir çocuğun karşılaşmaması gereken koşullar içinde her gün canını kurtarma savaşı vererek büyümüş. Bunun öfkesini de ziyadesiyle içinde taşımakta, bütün meiler gibi. Zhou'nun ve arkadaşlarının farkıysa bu düzeni değiştirmek için kendi hayatlarını feda ederek bir şeyler yapmayı kafaya koymuş olmaları.
Arkadaşları demişken, grubun beyni ve bilgisayar dahisi olan Lingyi, ismini zikredince gözümde sadece siyah bir panter canlanan İris, laboratuvar faresi dahi Arun ve her şeyiyle adeta marka gibi yaşayan çocuk, adamın dibi Victor'dan bahsediyorum. Çerez bir kitap için oldukça kolay benimsenebilen karakterler. Her birine ayrı ayrı hayran oldum. İnsan keşke benim de böyle bir arkadaş grubum olsa demekten alıkoyamıyor kendini.
Bu muhteşem beşli şehri zaten bok götürüyoken iyice cılkını çıkaran Jin denen herifi alaşağı etmek için planlar yapıyorlar. Peki plan ne? Jin holdingi patlatmak DADADADAMMMM dmsksmsksmwkmwkdme
Evet evet çok klasik üç saniye düşünsen aklına gelen ilk fikir olur patlatalım gitsin dersin ama kitapta bunun daha derin bi mantığı var. Orasını okuyun artık.
Bu aşırı yaratıcı plan doğrultusunda Zhou'nun yolu bilin bakalım kiminle çakışıyor? 3 saniye bekleyiş. Ve evet doğru cevap. Jin'in kızı Daiyu, namı diğer ikinci başrol 👍🏻👌🏻👈🏻🤝🏻✊🏻🙌🏻
Çok zeki ve hakiki bi insan yalnız onu diyeyim. Anlatırken de fark ettim ki senaryo bir yere kadar klişe ama karakterler cayır cayır 👌🏻
~ Spoiler biter ~
Ben yazarın basit ama bol bol mekan tasviri yapan dilini çok beğendim. Biliyorum normalde fazla mekan tasviri insanın içini bayıyor -en azından benim öyle- ama bu kitapta zaten içinde yaşadıkları dünya o kadar farklıydı ki o tasvirleri duymaya ihtiyacımız vardı. Yanına da hiç eksik olmayan gerilimi, bol bol aksiyonu bir de okuyucuya şipşak geçen duygu durumlarını ekleyince tadından yenmez oldu.
Ne yalan söylim kitaba 10/7 vermemin sebebi çok hızlı bitmesi oldu :( Uzatsaydı da okurmuşum yani, daha çok şey duymak istediğim bir sürü yer oldu. Ama kitabın sonundaki teşekkür kısmını okurken sebebini anladım. Yazarın daha önce yazdığı bir öyküden devşirmeymiş bu roman. Önce öykü olarak tasarladığın metni romana yaymak insanı çok zorlayabiliyor, tecrübeyle sabit.
Her şey bir yana, ikinci kitabına hiç bekletmeden hemen başlayacağım. Öyle bi keyif verdi.
Bu kitabı da en çok uzun zamandır kitap yüzü açmayıp sahalara geri dönmek isteyenlere ve distopya severlere öneriyorum.
Saygılar efenim.