Spoiler içeriyor
3 gün önce raftaki kısa filmler arasında gezinirken 2008 yapımı bu güzel filme hiç yorum yapılmadığını görüp ilk yorumu acilen yazma gereği duymuştum. Aslında yorumu 11 temmuz Srebrenitsa Katliamı'nın 27. Yıldönümünda yazıp paylaşmayı planlıyordum ama çeşitli sebeplerden ötürü maalesef bugüne…devamı3 gün önce raftaki kısa filmler arasında gezinirken 2008 yapımı bu güzel filme hiç yorum yapılmadığını görüp ilk yorumu acilen yazma gereği duymuştum. Aslında yorumu 11 temmuz Srebrenitsa Katliamı'nın 27. Yıldönümünda yazıp paylaşmayı planlıyordum ama çeşitli sebeplerden ötürü maalesef bugüne yazmak nasip oldu.
Ivan Ramadan'ın yönettiği bu film, Saraybosna Film Festivali dahil birçok festivalden çeşitli ödüller ve adaylıklarla dönmüş. Aynı zamanda CGI tekniğiyle Üretilen animasyon türünde ilk Bosna Hersek yapımı kısı film imiş.
Konusu temel olarak insanlar arasındaki hoşgörüsüzlüklere dayanıyor. Film başladığında bizi oryantal bir müzik eşliğinde kar ve buzlarla kaplı bir diyarda filmin ismi karşılıyor. TOLERANTIA.
Tolerantia, kelime anlamı olarak Hoşgörü, müsamaha, tahammül, tesamuh, katlanma, görmezden gelme veya göz yumma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma gibi anlamlara gelmektedir. Bu açılışla filmin gidişatının nasıl devam edeceğini görüyoruz.
Tolerantia yazısının buzla kaplı kaskatı kesilmiş olmasıda bana ayrı bi mânidar geldi açıkçası. Başlarken hikayenin ne yönde ilerleyeceğine dair küçük bi ipucuydu benim için.
Devamında tekrar buzullar arasında gezinirken Son buzul çağının bitiminde yani yaklaşık 10.000 yıl önce Bosna'nın merkezinde olduğumuzu öğreniyoruz.
Ve nihayetinde hikayenin kahramanı olan thanos çeneli ilkel adamla bir buzulun içinde donmuş haldeyken karşılıyoruz. Buzul çağının bitmesiyle içinde bulunduğu buzul erir ve olaylar bundan sonra gelişir. Bu thanos çeneli ilkel adam uykusundan uyanır uyanmaz karşılaştığı dev kayayla kendine bir yapı, bir tapınak inşa etmeye başlar. Bu andan sonra film, bize onun bu uğraşı için verdiği emeği gösterir. Tapınağın yapımının tamamlanmasıyla birlikte nihayet kendi inanç sembolünüde en tepeye diker ve tapınmaya başlar. Bu ana kadar herşey gayet huzurlu ve sakin ilerler. Taa ki bu ilkel adamımız tapınırken kafasına taşı yiyene kadar...
O andan sonra birden kadraja başka bi ilkel adam ve o adamın yaptığı başka bir tapınak girer. Tapınağın en tepesinden diğer adamın kendi inancının sembolü görünür ve adam eliyle bu sembolü göstererek karşı tarafa adeta "buna tapınmalısın, doğru olan bu!" Demektedir. İşte o andan itibaren iki taraf arasında şiddetli bi savaş başlar. Her iki tarafta onca emekle inşa ettikleri mabetlerinden birer parça alarak diğer tarafa fırlatmaya başlar. Savaş ilerledikçe saldırılar daha gelişmiş ve şiddetli şekilde devam eder. Bi taraf kurmuş olduğu mancınığıyla karşı tarafa saldırırken diğer tarafta daha trajik bi şekilde kendi inanç sembolünü kullanarak karşı tarafa saldırır.( Ne kadar da tanıdık değil mi? ) Savaş sonunda ikiside ölür ve geriye doğanın ele geçirdiği 2 yapının harabelerinden başka bişe kalmaz.
Hikaye budur. Ve bu hikaye bize 6 dakikada o kadar çok şey anlatır ki...
Filmi öncelikle çekildiği dönem ve zaman itibariyle tarihsel zeminde inceleyecek olursak filmin geçtiği yerin Bosna olması oldukça nüktedan. Filmin çekildiği dönemin hemen öncesinde kanlı bir bosna savaşı ve bu savaşla beraber insanlığın yüz karası Srebrenitsa Katliamı gibi birçok katliam gerçekleşmiştir. Filmde buna açık göndermeler görüyoruz. Geriye dönecek olursak filmin ortalarında hiçbir sebep yokken bir taraf diğerine saldırmış, bireysel özgürlüğüne kast etmiş, mabedine zarar vererek hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlüğünü göstermiştir. Daha sonra da kendi sembolünü göstererek inancını empoze etmeye çalışmıştır. Bosna savaşınıda hatırlayacak olursak aynı şeyleri görmek mümkün. Savaşın başlangıcında sırplar aşırı milliyetçi Slobodan Miloşeviç önderliğinde Büyük Sırbistanı kurma hayalleri ile tonlarca katliam yapmış, sırf kendi ırkından ve inancından değil diye masum insanların özgürlüğüne kast etmiştir.
Tolerantia, İnsanoğlunun son 10 bin yıllık yolculuğunun kaba bir özeti ve hazin sonudur. Ve esasında bosna savaşı örneği üzerinden bize savaşların gereksizliği ve getirdiği yıkımları göstermek için hazırlanmış gayet kaliteli bir antimilitarist eleştiri örneğidir. 6 dakikada insanlığın binlerce yıllık savaş tarihini ve altında yatan temel sebeplerinden birini bize gösterir. Bu sebep elbette ki hoşgörüsüzlük, tahammülsüzlüktür.
Filmde inşa edilen tapınaklar yani sembolize ettiği medeniyetler binlerce yıllık emekle kurulur ve bir gün gereksiz bir savaş herşeyi, en önemlisi de insanlığı yokeder.
Filmin sonuda bi o kadar etkileyicidir. Savaş biter. Her iki tarafında yaşamı sona erer. Ve doğa her zamanki düzeninde yine kendine ait olanı geri alır. Bu son adeta insanlığa bir uyarı niteliğindedir. İnsanlığın yapmış olduğu savaşlardan nasibini yine insanlığın kendisi ve tonlarca emekle ortaya çıkardığı medeniyetler alacaktır.