Spoiler içeriyor
"Ben supermenim! Supermenler ölür mü hiç?" Ah ne diyeceğimi bilmiyroum, az önce bitirdim ve ve ve bana hissettirdigi şeyler öyle tatlı, öyle sevimli öyle duygusal ki. Neredeyse tüm film boyu gözlerim yaşlıydı bununla beraber epey de güldüm. Irak'lı sefil hayatı…devamı"Ben supermenim! Supermenler ölür mü hiç?"
Ah ne diyeceğimi bilmiyroum, az önce bitirdim ve ve ve bana hissettirdigi şeyler öyle tatlı, öyle sevimli öyle duygusal ki.
Neredeyse tüm film boyu gözlerim yaşlıydı bununla beraber epey de güldüm.
Irak'lı sefil hayatı yaşayan yetim ve Öksüz iki kardeşin Amerika yolculuklarını ve supermen arayışlarını konu alıyor.
Çoğu repliği öyle çok sevdim ki!
Ve en küçük ayrıntılar bile çok tatlıydı. Küçük bir çocuğun kalbine, davranışlarına, hislerine çok güzel yer verilmiş.
Bir eşekle bile kurdukları o bağ, yatmadan küçük bir öpücük kondurnası... Ahğ
Zana poposu kurtlu ve sürekli işeme halinde ki çocuk, ellerinden tiksiniyorum ama ... Neyse.
Cidden çok tatlı ve oyunculuk harika! Sanki gerçekten yaşamışlar gibi. Düşündüm de sahiden oyunculuk harika!
Çocuğun sefil, masum, mazlum bakışları.
Abi kardeş bağı, bir küsüp dayanamayıp barışmaları. Abinin kardeşini hizaya getirmesi, bunun için şamar kullanması da cabası. Normalde küçük bir etki gibi görünen şamarın kalpte nasıl iz bıraktığını bilirim.
Ama Zana'ya Dana atınca o kadar da kötü olmuyor. Hatta biraz gülümsetiyor "I'm Sorry."
"Lanet olsun Amerika'ya da Supermen'e de. Ben seni istiyorum abi!"
Ahğ... Bu sahneye ❤"imi bırakıyorum.
Zana'nın abisine olan tatlı sitemi
"Bana her tokat attığında bir dinarın olsa milyoner olurdun!"
Ayni zaman da biraz köyün insanından bahsedecek olursak, hem acımasız hem vicdanlılar. Sanki iyi olmalarına bir engel varmış gibi. "Sarılmayın Bana, insanlae görecek." İnsanlar buna mani olabilir mi görse ne olacak, Allah Allah!
Neyse, başta sinir olduğum her bir insana sonradan hafiften ısındım.
Hele Halit baba. Halit baba gibi insanlar çoğalsa keşke.
Oğlu İsmail uyuzuna ne demeli!
"Benim sevdiğim kız en güzel kızdı"
Ask dediğin böyle olmalı, sevdiğini enlemek. En güzel görmek, kimseyle kıyaslamamak. Ah ah ah.
"Abi Amerika ne tarafta."
"Çok uzak değil, hemen şurada, Amerika ile aramızda 🤏🏻 bu kadar mesafe var"
Yaşadıkları hayatın bir rengi olsa zifiri bir siyah olurdu galiba, ama beraber oldukları zaman bunu pespembe tatlı bir şekere çevirmeyi çok güzel başarıyorlar. Hiç bir şey yapmayarak, sadece beraber olsunlar yeter.
Eşeğine hemen Michael Jackson ismi koyan koca yürekli Zana.
"-Abi Michael konuşabilse ne güzel olurdu diğmi?
+Asıl sen bir dakika sussan ne güzel olurdu."
Gülümsetti 😄🧚🏻♀️
"-Sussana senin yüzünden yakalancaz!"
+Ama abi micahel beni çağırıyor.
-Senin adın Âaiiğ Âaiiğ mi?
+Evet"
Jsjsjsjjxjzjsisisusjjs yerim ya çok TATLILARDI.
Tekrar ediyorum, OYUNCULUK muhteşemdi! Yani benim için:)
Küçük çocuğun tavırları, replikleri abisinin tavırları hareketleri öyle tatlı, yumoş, şeker, komik, duygusaldı ki. Her şeyiyle sevdim ben bu filmi.
"Kaçakçı adam; Bununla fazla uzağa gidemezsiziniz"
Abisi Dana "Bizi goturebildugun yere kadar götür."
Kaçakçı adam; "Hayır asla başaramazsınız!"
Küçük kardeş Zana, "başarıcaz, sana ihtiyacımız yok, hadi eyvallah"
Kaçakçı adam "Gel buraya."
Şlap
"Sende mi ya"
Gülümsemek istemezdim ama...