Raf Yorumu: onion (@copcudesem)

"güçlü olanların zayıf olanları köleleştirmemesi, azınlığın çoğunluk için bir parazit ya da çoğunluğun en iyi özsuyunu müzmince emen bir pompa haline gelmemesi için istisnasız herkesin; yani güçlülerin, zayıfların, zenginlerin ve yoksulların kendileri için bu varoluş savaşında eşit derecede yer almaları…devamı"güçlü olanların zayıf olanları köleleştirmemesi, azınlığın çoğunluk için bir parazit ya da çoğunluğun en iyi özsuyunu müzmince emen bir pompa haline gelmemesi için istisnasız herkesin; yani güçlülerin, zayıfların, zenginlerin ve yoksulların kendileri için bu varoluş savaşında eşit derecede yer almaları gerekir." şu kısacık kitabı okurken buraya not düşmüşüm daha ilk sayfalardan; bu kitabın temelindeki fikir diye. ilerleyen zamanlarda da gördüm gerçekten de öyle. çehov okumaktan çok keyif aldığım yazarlardan birisi. özellikle bu eserindeki toplumsal gerginliğin çığır açıcı boyutu, misail'in o dönem için absürt düşüncelerinin zıttı bir yaşama bağlı eşi ve çığ gibi büyüyen ikiyüzlülükle bağdaşmış sınıf yozlaşmaları kitabın elimden hızlıca kayıp gitmesine sebep oldu. misail ve onun diğer karakterlerle girdiği çatışmayı ve bu düşünce fırtınasını büyük haz alarak okudum. özellikle de misail'in kol gücünün dürüst emeğe karşılık geldiğini savunması hayatını da bu yönde şekillendirmesi üzerine babasının ondan yana sürekli bir utanç duygusuyla dolması en çarpıcı noktalardan biriydi bana kalırsa. işçi hayatı ve bununla ilgili yargılar misail'in gözlemleri ile harmanlanarak bizimle paylaşılıyor.(bkz. ne diyor; saman biçmeye yirmi rubleye gelmezler, ama yarım koca votkaya gelirlerdi. oysa yirmi rubleye dört kova vokta satın alabilirlerdi.). tüm bu noktalar kitabın akıcı bir hale gelmesine, misail ile birlikte geniş çaplı bir sorgulmaya geçmemizi sağlıyor. hangi yaşamdan daha dürüst kazanç getirileceği bir soru işareti gibi beynimizde yer ediniyor. "kral davud'un, üzerinde 'her şey geçer' yazılı bir yüzüğü varmış. insan üzüldüğünde bu kelimeler onu neşelendirir, neşeli olduğunda ise bu sözler onu üzer. (...) eğer kendime bir yüzük sipariş etseydim, üzerine 'hiçbir şey geçmez' yazdırmayı seçerdim. çünkü hiçbir şey iz bırakmadan geçmiyor, buna inanıyorum. attığımız her küçük adım bugünkü ve gelecekteki hayatımız için bir önem taşımakta."