Honore de Balzac (23), 1825’de Madam Laure de Berny (45) ile tanışmış ve aşık olmuştur. Orta yaşlarında olan Madam Laure de Berny, Balzac’ın romanlarına orta yaşlı kadınlar vasıtasıyla yansımıştır. Yazar Balzac, Madam Laure de Berny sayesinde bir dönem maddi ve…devamıHonore de Balzac (23), 1825’de Madam Laure de Berny (45) ile tanışmış ve aşık olmuştur. Orta yaşlarında olan Madam Laure de Berny, Balzac’ın romanlarına orta yaşlı kadınlar vasıtasıyla yansımıştır. Yazar Balzac, Madam Laure de Berny sayesinde bir dönem maddi ve manevi olarak rahat bir yaşam sürmüştür. Fakat yazar sadık bir aşık değildir ve bu ilişkisi sırasında kırk yaşlarında olan Düşes d’Abrantes’i ile tanışmıştır ve onunla sevgili olmuştur. Düşes d’Abrantes’in Honore de Balzac’ın borçlarını ödediği de bilinmektedir. 1850’de, yaşamını yitirmeden birkaç ay önce Eveline isimli bir kadınla da evlenmiştir. Düşes ile tanıştığı dönemde Victor Hugo ile de tanışmış ve ortaklaşa yayınevi kurmuştur. Bu yayınevi bir süre sonra iflas etmiştir1829 yılında kaleme aldığı "Les Chouans" (Köylü İsyanı) ismini taşıyan tarihi romanı tanınmasını sağlamıştır. 1931 yılında “Tılsımlı Deri” isimli otobiyografik romanını yazmıştır ve bu romanla birlikte soyadında “de” ekini kullanmaya başlamıştır. 1829-1831 yılları arasında yergici gazetelere yazılar da yazmıştır. 1930’lardan sonra toplum tarihi yazmayı amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda eski ve yeni eserlerini, örf ve adet incelemeleri, felsefi incelemeler ve çözümleyici incelemeler şeklinde üç başlık altında toplamıştır. Eserlerinde aynı karakterlere birden fazla kez yer vermeye karar vermiştir. Bu durumu “Goriot Baba” eserinde uygulamıştır. Roman türünde realizm ve natüralizm akımının kurucusu ve kuralları belli “klasik roman tekniğini” oluşturan kişi olarak kabul edilmektedir. Honore de Balzac “Romanın Shakespeare” şeklinde anılmaktadır ve eserleri Fransız Devrimi’nin geçmişsel belgesi niteliğindedir. Yazar Balzac, kendisini taht ve kilisenin yandaşı olarak ilan etmiştir. Dante Alighieri’nin “İlahi Komedya”sından etkilenerek 96 eserden oluşan dev eserini İnsanlık Komedyası şeklinde isimlendirmiştir.Klasisizm: Rönesans çağı ile aydınlanma çağı arasında gelişen düşünce ve sanat akımıdır. Konularını çoğu zaman tarihten ve mitolojiden almaktadır. Biçim mükemmelliğine önem verilmektedir. Eğitim görmüş soylu insanlar konu edinmiştir. Klasisizmin kurucusu olarak kabul edilen, Fransız şair, eleştirmen Nicolas Boileau-Despréaux, 1701’de toplu olarak yayımlanan eserlerinin ön sözünde klasisizmi şu şekilde tanımlamıştır: “ Bir yapıt hoş bir şeyle ve insanların genel beğenisine uygun bir tatla dolu değilse, az sayıda bilen kişice beğenilse de boşunadır, hiçbir zaman iyi bir yapıt sayılmayacaktır; sonunda ise, bilen kişilerin kendileri, onu beğenmekle yanıldıklarını açıklamak zorunda kalacaklardır. Bu hoş şey, bu tat nedir diye bana sorulursa, yanıtım şudur ki, bu, anlatmaktan çok duyulan, ne olduğunu bilmediğim bir şeydir. Bununla birlikte, bana göre bu tat, gerçekte, okura ancak doğru düşünceler ve yerinde deyimler sunmaktan doğmaktadır. İnsanın usu(aklı), doğal olarak, doğru konusunda birçok karışık düşünceyle doludur ve çoğu zaman bunları, ancak hayal meyal görür insan ve hiçbir şey bu düşüncelerden birkaçının aydınlatılmış ve açığa çıkarılmış olarak kendisine gösterilmesinden daha hoş değildir. Nedir yeni, parlak, olağanüstü bir düşünce? Bu, hiçbir zaman, bilgisizlerin inanmak istemedikleri gibi, kimsenin usundan geçmeyen ya da geçmemesi gereken bir düşünce değildir. Tersine, herkesin usuna gelmesi gereken, ama yalnız birinin ilk kez anlatımını bulduğu bir düşüncedir bu.