Bu diziyi izlemeye 2 3 yıl önce başlamıştım kimi zaman art arda 3 4 bölüm izliyordum kimi zaman aylarca izlemediğim oluyordu ama her zaman izlediğim dizi olarak bir yerde bekliyordu. Bana çok fazla şey kattı bu dizi başka diziler gibi…devamıBu diziyi izlemeye 2 3 yıl önce başlamıştım kimi zaman art arda 3 4 bölüm izliyordum kimi zaman aylarca izlemediğim oluyordu ama her zaman izlediğim dizi olarak bir yerde bekliyordu.
Bana çok fazla şey kattı bu dizi başka diziler gibi hata yapıp kötü olaylar yaşayınca sonunda her şey geçip bitmiş gibi davranmak yerine daima ders alıp yaşanan kötü şeylerin tecrübesiyle hayata devam etmeyi öğretti. İlk başta henüz 16 yaşında olan ve aşık olmak , arkadaşlarıyla zaman geçirmek, dışarı çıkmak için ailesinden izin almaya çalışan balolara katılmak isteyen , ilk sezondaki o ölmek istemeyen küçük kızdan son sezondaki insanlar için gözünü bile kırpmadan hayatını feda eden inanılmaz olgun bir kadına dönüşen Buffy'i izledik.
İnanılmaz karakter gelişimi ve değişimi olan bir diziydi karakterlerimiz öyle kusurlu gerçekci ve insaniydi ki.
Her bölümde ele aldığı hikayeleri, her sezonda alttan alta işlenen ve son bölümlerde karşımıza çıkan kötü karakterleriyle bunu nasıl kurgulamışlar diye beni büyülüyordu. Normalde izlediğim dizilerin senaristlerine çok bakmam ama Joss Whedon kesinlikle aklımda kalacak yaptığı her işle benim için özel kalacak bir senarist.
Uzun bir yazı olacak bu yüzden sonlara doğru spoiler verebilirim diziyi izlemeyi düşünenlere aşağılara inmelerini tavsiye etmem.
Öncelikle Buffy'den başlamak istiyorum. O kadar derin o kadar güzel işlenmiş bir karakter ki kendisi. İnanılmaz bir karakter gelişimi gösteriyor. Normalde gücü eline alan kişi o gücü yönetemeyip yanlış yollara sapabiliyor ama Buffy'e güç o kadar yakışıyor ki. Yanında her daim destek olan birileri olmasına rağmen çoğu zaman yalnız bir karakterdi ve bunu açıkçası son sezonda geldiğimde daha çok hissettim. Çünkü avcı olmak bunu gerektiriyordu ve görev her şeyden önemlidir. Tabi ki Buffy'i diğer avcılardan ayıran onun her zaman yanında olan Scooby çetesiydi.( Giles, Willow, Xander) Her sezon hayatı ve sorumlulukları daha da zorlaşan ve bir şekilde altından kalkmasını öğrenen kimi zaman da yıkılan çok gerçekçi ve güçlü bir karakterdi. Umarım bundan sonraki çizgi romanlarında yan dizisi sayılan Angel'da tüm dünyanın yükünü omuzlarında taşımış olan Buffy'i hak ettiği yerde iç huzuruyla görebiliriz.
Ve bizim harika gözetmenimiz Giles tam hayatımda öyle bir öğretmenim olmasını isteyeceğim türden biriydi. MUHTEŞEM İNGİLİZ AKSANIyla beraber yer yer Buffy'ye baba görevi yapan diğer gözetmenlerden farklı her olayda nokta atışı bilgileriyle Buffy'in en önemli yol arkadaşıydı.
Willow ilk sezonlardaki çekingen ve özgüvensiz kızın Dünyayı yerle bir edecek Cadıya dönüşmesini asla beklemiyordum. Ama içindeki o masum tarafın her daim kalması naifliğiyle ve inanılmaz gücüyle her zaman onunla gurur duymamı sağlayacak bir karakter oldu. Tara ile olan ilişkisi çok softtu. Aslında son sezonda Whedon'ın Tara ve Willow için harika fikirleri varmış ama diziye geçirememiş maalesef. Kennedy çok hoşlandığım bir karakter değil ama Willow için iyi olan bir karakter olmuş. Son sezonlarda yeniden Oz'u görmek isterdim çünkü Willow ve Oz👌🏻 benim favorilerimdi Willowun yönelimi değişmeden önce .
Xander kendime yer yer çok benzettiğim bir karakter aslında çok fark edilmese de inanılmaz sempatik bir karakter. Görünmese de çoğu kıyametin engellenmesini sağlayan ana karakterlerimizden biri. Konuşma tipiyle yersiz şakalarıyla aynı zamanda Chandler Bing'e de çok benzetiyorum ben. Anya ile olan ilişkisini çoğu kişinin aksine ben seviyordum yine de sonlarının böyle olması hoşuma gitti tadında bıraktılar.
Angel benim için özel bir karakter özellikle ilk sezonlarda hiç beklemediğin bir şeye dönüşmesi ki Joss Whedon' da sonradan değiştirmiş beni çok şaşırtmıştı. Buffy'nin avcılığa alışmasında ve büyümesinde en önemli yer tutan karakterlerden biri. Birbirleri için hep özel kalacaklar ama ilişkilerinin devam etmemesinden de memnunum ( tabi bunda Spike 'in rolü büyük)
Dawn ilk diziye nasıl girdiğini neler olduğunu asla anlamamıştım hatta baya bi yanlış sezonu mu izliyorum diye sorgulamıştım. Her ne kadar ergen bir karakter olsa da yine de iyiki girmiş diziye diyorum özellikle Buffy'in aile hayatı yaşamasına annesiyle beraber destek olmuş olması hoşuma gidiyor. Buffy'nin daima koruması gerektiği birilerinin olması ve ailesinden olması ve o çok korkunç 5. Sezondaki bölümü beraber atşatmaları çok güzel bence.
Ve tabi ki Spike. Ne desem az kalır gibi geliyor. Her haliyle inanılmaz çekici bir karakter kendisi. Deri paltosuyla, ingiliz aksanıyla,ani hareketleriyle ve henüz ruhu bile yokken Buffy olan aşkıyla, tutkusuyla kendi çelişkileriyle inanılmaz bir karakter. Diziye ilk girdiğinden beri Buffy ile aralarındaki uyum hep hissediliyordu. Ve tabiki son bölümdeki fedakarlığıyla( ki ben o sahnenin etkisinden çıkamıyorum neyseki güzel spoiler yedim de biraz rahatladım ) Giles ve Spike'ın yer yer baba oğul göndermeleri de çok güzeldi.
Diziyi yeni bitirdiğim için kafayı toparlayamıyorum karakterlerin hepsi öyle derin öyle anlamlı ki. Daha bahsedemediğim birbirinden değerli bir çok karakter var.Nasıl atlatabilirim bu diziyi hiç bir fikrim yok. Çizgi romanlarını okumak istiyorum ama bulması hayli zor umarım bulursam okuyacağım. Öyle büyük bir evren ki Buffy evreni , aslında Whedon'ın daha da büyük hedefleri varmış ama maalesef çoğunu gerçekleştirememiş yine de bu kadar sezon vampirleriyle,iblisleriyle , canavarlarıyla, cehennem ağzıyla ve bana bir sürü güzel şey bırakan Sunnydaleyle her şeyiyle çok güzeldin Buffy the wampire slayer. Hayatımın dizilerinden biri oldu. Bir gün bitirip buraya saatlerce yazılacak şeylerin hayalini kuruyordum kelimeler çok eksik kalıyor sadece kocaman bir iyi ki diyorum İYİ Kİ.