Raf Yorumu: Ayşegül (@aysegll)

Spoiler içeriyor Yaptığı sanatın hak ettiği değeri görmediğini düşünen bir şef, hiçbir şeyden haberi olmadığı halde olayı geç de olsa tam yakalayan zeki bir kadın, bahsettiğim zeki kadının yanında ne aradığını anlayamayacağınız kadar kafası basmayan ve büründüğü sahte entelektüelliğin altına gizlediği yalakalığın…devamıYaptığı sanatın hak ettiği değeri görmediğini düşünen bir şef, hiçbir şeyden haberi olmadığı halde olayı geç de olsa tam yakalayan zeki bir kadın, bahsettiğim zeki kadının yanında ne aradığını anlayamayacağınız kadar kafası basmayan ve büründüğü sahte entelektüelliğin altına gizlediği yalakalığın midenizi bulandıracağı bir adam ve bunların dışında yaptığı hatalarla psikopat şefimizin nefretini kazanmış üst tabakadan insanlar. Her şey güzel bir adada harika bir akşam yemeği yiyeceğini düşünen insanların adaya ayak basmasıyla başlıyor. Başlarda knives out tadında gizem dolu bir film izleyeceğimi düşündüm. Evet gizem vardı ama bunun yanında gayet komik diyaloglar da vardı. Şefin müşterilerin aklıyla dalga geçerek masalarına sürdüğü lezzetler aslında bahsi geçen insanların egolarıyla o kadar oynadı ve bu o kadar profesyonel yapılmıştı ki hakarete uğradıklarını bile anlamadan mutlu bir şekilde karınlarını doyurdular. Her servis ardından şefin sanatı daha da ortaya çıkmıştı ki gecenin sonunda hepsinin öleceği ve menünün ancak bu şekilde tamamlanacağının söylenmesi müşterileri artık bir şeylerle tepki vermelerini gerektiği noktaya getirdi. Tabi onlardan önce başrolümüz baştan beri bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Aslında o gün orada bulunması bile bir tesadüftü. Her şeyin tüm ayrıntıları ile planlandığı bu gecede bu durum şefi o an için bir karar vermeye zorluyordu. Bu karar kadının sanatı yapanlar grubunda mı yoksa alıcılar tarafında mı olacağıydı. Onu bir teste tabi tuttu ki kadının bu testi geçememesi üzerine şef kararını vermişti. Ancak Margot adadan kaçmaya çalışırken tesadüfen şefin gençlik resimlerinde onun mutlu bir şekilde cheeseburger pişirirken görmüştü ve taşları yerine oturttu. Şef sadece sanatının takdir edilmesini istiyordu. Bunun üzerine menü için 1250 dolar ödeyen müşterilerinin aksine 10 dolarlık bir cheeseburger sipariş ederek adadan kaçış biletini kazandı. Tek yaptığı sanatçıyı sanatı için tebrik etmekti. Şef de dahil olmak üzere geride kalanlar ise şefin gece sonuna sakladığı servisi olan tatlının bir parçası olmuştu. Genel anlamıyla izlenebilir bir filmdi. Görsellik açısından da filmi gayet başarılı buldum ve merak duygusu beni filme çekebildi. Dipnot: Yiyeceğiniz basit bir cheeseburger bazen hayat kurtarabilir.