İronik bir şekilde Split ile aynı gün kuzenimle izlediğimiz film... James McAvoy ile 2. Kez karşılaştık hem de aynı gün, birbirinden bağımsız iki filmde. Tamamen denk geldi ve güzel bir tesadüf oldu. Sanırım onun da etkisiyle 2. Film bana 1'den…devamıİronik bir şekilde Split ile aynı gün kuzenimle izlediğimiz film...
James McAvoy ile 2. Kez karşılaştık hem de aynı gün, birbirinden bağımsız iki filmde.
Tamamen denk geldi ve güzel bir tesadüf oldu. Sanırım onun da etkisiyle 2. Film bana 1'den daha güzel geldi. Karakterleri genel manada hiç sevmemiştim başrol erkek dışında. Bu filmde de sadece başrolümüz Bill'i yani James'ın oynattığı karakteri sevdim.
Konusu: Palyaço 27 yıl sonra geri dönüyor. Ki zaten onların çocukluk hallerinden de 27 yıl önce ortaya çıkmış yani bu böyle devam ediyormuş hep. Bu çocuklardan biri harç hepsi kasabayı çoktan terk etmiş, iletişimi kesmiş ve kendi hayatlarıyla ilgilenen iş insanları olmuş. Evlenmişler, zengin olmuşlar, ünlü olmuşlar vs.
Ama kasabada kalan yani Mike palyaçonun geri döndüğünü fark eder etmez onları bir araya topluyor.
Açıkçası sürükleyicilik açısından ilk filmin ilk bir saati beni baya sıkmıştı ama bu film ona göre daha iyiydi bu konuda. Bu yüzden çoğu kişiye göre hayal kırıklığı olsa da ben bu sürükleyiciğin ve James'ın hatrına keyifle izleyebildim. Daha hızlı aktı hikaye en azından. Eleştireceğim iki yer var lakin spoiler uyarısı vererek anlatacağım gerisini. İzlemek size kalmış, izlenmediğinde bir şey kaybettirecek bir film serisi değildi bence. Ama izleyecekseniz de ikinci filme ön yargı beslemeyin, anlatıldığı kadar kötü değildi. Dram ve sürükleyicilik bence.
Alıntılar;
"Mesele şu ki bazen keşke unutulsaydı dediğimiz şey, geçmişte bırakmaya çalıştığımız şey orada kalmaz. Bazen sizin için geri döner."
"Çoğu insanın hatırlaması gereken şeyleri neden hatırlayamadığını düşündün mü? Nereli olduklarını? Kim olduklarını? Elinde o yaranın ne olduğunu?"
"Sanırım herkesin daha çok gurur duyduğu anıları vardır değil mi? Belki değişmek o yüzden korkutucudur. Çünkü geride bırakabilmeyi umduğumuz şeyler, susturabilmeyi umduğumuz fısıltılar, uyanmayı en çok istediğimiz kabuslar, değiştirebilmeyi umduğumuz anlar, saklamamız gerektiğini düşündüğümüz sırlar uzaklaşması en zor olanlardır."
"Güzel şeyler, hafızamızdan en hızlı solup giden fotoğraflar size kaybetmesi en kolay parçalarınızmış gibi gelir. Belki unutmak istemiyorum. Belki bugünün olayo buysa...boş verin, değil mi? Bugün benim erkek olmam gerekiyor. Ama kendimi farklı hissetmiyorum."
"Onlar arkadaşlarıydı ve annesi yanılmıştı. Kötü arkadaş değillerdi. Belki iyi ya da kötü arkadaş diye bir şey yoktur diye düşündü."
"- Sence neden unutmuyoruz?
- Belki de o öldüğü içindir. Belki de hatırlamak istediklerimiz unutmak istediklerimizden fazla olduğundan."
!!Burası spoiler o yüzden şimdiden uyarıyorum!!
Filmin başında birisi gelmek istemiyor ve kendisini öldürüyor. Ah Stan...karakteri umrumda olmasa da çocuk oyuncudan dolayı sempatim vardı bir şekilde. Yetişkin halini de pek fazla görmedik zaten. Neden intihar ettiğini filmin sonunda açıklayacak. Mektubu güzeldi.
Eleştireceğim yerler:
Beverly'nin eşinden ayrılıp gelmesi olayı resmen geçmişteki aşk olayları sürsün diye yazılmış. O kadar sinir bozucuydu ki! Bill ve Ben arasında gerçekten kimi sevdiğini anlayamadım. Bence o da bilmiyordu. Yıllar sonra lafının bile geçmemesi gerekir bence ama film işte. Filmin sonuna doğru Ben gibi gösterilse de asla samimi değildi, saçma sapan gereksiz bir olaydı. Üçü el ele beraber yaşayacaklardı hatta filmde bence bir ara. Ayrıca Bill de evliydi, öpüştüler? Normalleştirilmesinden iğreniyorum.
Palyaço 27 yıl sonra ve kaç kişi öldükten sonra yok edildi. Nasıl mı, aşağılanarak. "Sen bir hiçsin, sen küçücük bir palyaçosun!" Diyerek yok ettiler palyaçoyu evet. Bu kadar basitmiş aslında öldürmek. İki film baya zahmet olmuş. Eddie'ye, Stan'e falan da yazık oldu.
Ve son olarak alıntıya girse de uzun olacağı için ayrı şekilde Stan'in mektubuyla bitirmek istiyorum. Hepsi olmasa da, önemli kısmıyla.
"Sevgili ezikler,
Bunun nasıl göründüğünü biliyorum ama bu bir intihar mektubu değil. Herhalde bunu neden yaptığımı merak ediyorsunuzdur. Geri dönmeye korktuğumu biliyordum da ondan. Ve birlikte değilsek, yani sağ olanlarımız birlikte değilse hepimizin öleceğini biliyordum. Ben de mantıklı olan tek hamleyi yaptım. Kendimi sahadan çektim. İşe yaradı mı? Bunu okuyorsanız cevabını biliyorsunuz. Tüm hayatımı korku içinde yaşadım. Şimdi ne olacak korkusuyla. Arkamda neyi bırakacağım korkusuyla. Yapmayın. Olmak istediğiniz kişi olun. Mağrur olun. Sımsıkı tutunmaya değecek birisini bulursanız onu asla bırakmayın. Kendi yolunuzdan gidin. Sizi nereye götürürse."
Sanırım benim gibi korkaklara bu mektup da.🫡