Seyirci genel olarak ayinlerin vahşetinden etkilense de bu film beni daha çok kulaklarımdan vurdu diyebilirim. Dans sahnesinde müzik yönünün sürekli değişmesi olsun, komünün duygu yansıması yaptığı sahneler(Dani'nin yanındaki kadınlarla beraber ağlaması vb) olsun, folklorik şarkılar olsun gerçekten her biri farklı…devamıSeyirci genel olarak ayinlerin vahşetinden etkilense de bu film beni daha çok kulaklarımdan vurdu diyebilirim. Dans sahnesinde müzik yönünün sürekli değişmesi olsun, komünün duygu yansıması yaptığı sahneler(Dani'nin yanındaki kadınlarla beraber ağlaması vb) olsun, folklorik şarkılar olsun gerçekten her biri farklı yönlerden ruhuma hitap etti. Geçişlerin ve renklerin de olağanüstü olduğunu söylemezsek ayıp olur.
*Yazının bundan sonrası bol bol spoiler içeriyor.*
Aslında bu yapımı incelerken spoiler ibaresi kullanmak pek mantıklı değil. Zira filmin içinde, sonradan gerçekleşecek olayları anlatan öğelerden bol bol var. Bu noktada filmi daha önce izleyenlere, filmi tekrar açıp en baştaki görsele dikkatli bir şekilde bakmalarını tavsiye ediyorum. Fazlasıyla şaşıracaksınız. Ayrıca Dani'nin odasındaki bir tabloda, bir boz ayıyı öpen sarışın küçük bir kızın resmedilmiş olması harika bir ayrıntı kanımca.
Aklıma takılan başka bir ayrıntı da, her ne kadar Christian ve arkadaşları Dani'nin gelmesini istemiyorlar gibi gözükse de İsveçli olan çocuk aslında Dani'nin gelmesini fazlasıyla istiyor. Kızın zaten önceden kraliçe olacağı belli. Doğumgünü şenliğin ilk gününe denk geliyor. Girdiği yaş, tarikatın inanışına göre hayatın ikinci evresine adım attığı yaş. Dikkat ederseniz kült üyeleri gençlerimizle tanışırken Dani'ye sürekli bir sarılıp öpme durumları var. Eve hoşgeldin falan diyorlar sarılırken. Diğerlerinin sadece elini sıkıp hoşgeldiniz demekle yetiniyorlar. Bunu kimse söylememiş. Çok bariz olduğu için yazmaya gerek duymadıysanız, şu paragrafa harcadığım emeklere üzülürüm.
Hadi biraz daha derinlemesine bakalım:
- Yönetmen, filmi yazıp yönetme aşamasında kendisinin de gerçekten yıpratıcı bir ayrılık döneminden geçtiğini söylüyor. Bu konuda kendisini Dani ile bağdaştırmış. Filmin sonunda Dani geçmişiyle bağlarını tamamen koparmış ve şiddetten doğan hazzı keşfetmiş bir şekilde güçlü duruşuyla dikkat çekiyor.
- Aile yaşantısı sorunlu veya eksik kalmış kişilerin, bunun gibi tarikatlarda ve kültlerde sevgi görüp statü kazandıkça çabucak değişip hemen o topluluğun adetlerine ne olursa olsun uyum sağladıklarını sert bir şekilde görmüş olduk. Bu açıdan incelediğimizde çekirdek ailenin önemine vurgu yapılan iki buçuk saatlik bir kamu spotu çıkıyor ortaya. Bu durum filmin kendisinden bile daha ürkütücü :D
- Benim gözümde bu yapımın en gerçekçi mesajı politik. Dışarıya tamamen kapalı olan bu toplumun, tanrılardan kehanetleri getiren üyesi, yani peygamberi, ensest ilişki mahsulü engelli bir çocuk. Yönetmenin, şu an dünyamızda yaşanan göçmen sorununa parmak bastığı bariz. Dışarıdan gelen insanlara yaptıklarını normalize eden bu toplumların liderlerine adeta hakaret ediyor bu yapım. Zaten filmin de İsveç gibi mülteci problemini üst düzeyde yaşayan ülkelerden birinde geçmesi isabet olmuş.
Okkültizm ve şaman inanışları, İskandinav mitolojisi ve sembolleri hakkında ilgisi ve bilgisi olan kişiler bu filmi daha farklı açılardan daha doyurucu bir şekilde yorumlayacaktır muhtemelen. Şimdilik benden bu kadar. İyi seyirler...