Ahmet Erhan'ın o kadar güzel tesirli şiirleri var ki bir şiiri'nin dizesine bir öykü yazdım. Cümlesine belki bir roman sığmayacak... Hüzünlü Şair'e "Bir Rüya Z Treni " Geceyarısı, karanlık bir bozkırda ışıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım...dizelerine gözüm iliştiğinde…devamıAhmet Erhan'ın o kadar güzel tesirli şiirleri var ki bir şiiri'nin dizesine bir öykü yazdım. Cümlesine belki bir roman sığmayacak...
Hüzünlü Şair'e
"Bir Rüya Z Treni "
Geceyarısı, karanlık bir bozkırda ışıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım...dizelerine gözüm iliştiğinde birdenbire oda karanlığa gömülüyor.
Başımı kaldırmadan yukarı doğru, hafif bir şekilde kaşlarımı alnıma doğru sürerek, göz ucuyla lambadan yayılan son ışık hüzmesini yakalamaya çalışıyorum. Odam birdenbire karanlık bir bozkır halini alıyor. Sırtıma hafif şekilde vuran rüzgar artık karanlığın etkisiyle bu bozkırda içime içime işlemeye başlıyor. İçeriden duvarları okşayarak gelen hafif mum ışığını görünce, içimdeki ürperti diniyor gibi oluyor. Mum 'un ışığı ile harmanlanmış olan bu kişi kim?diye hafif meraklanıyorum. Elindeki mum'u ve omuzundan ayaklarına kadar serpilen kıyafetiyle karşıma dikilince, zihnimde ilk başta üstündeki kıyafetlerin müslüman bir kadin figürü olarak tasarlandığını okuduğumda ki şaşkın ifadeyle "Özgürlük Heykeli" gölgeleniyor. Bu şaşkın ifadeyle; Z... ! sen nasıl geldin ki buraya cümlesini zihnimde kurup, dilime dökmeye hazırlanmaya fırsat vermeden,sessiz bir şekilde bir şey mırıldanıyor dudakları. Duyamıyorum... Bunu anlamış şekilde koridora doğru işaret ederek oraya doğru süzülüyor. Aniden midemden kalbime doğru yükselen bir koşma hissi beliriyor Z'nin ardından. Oturduğum sandalyeyi geriye doğru itiyorum. Ayağa fırlayıp adımımı koridora atınca, uzun bir tünel halini alıyor bu koridor. Z 'nin saçları gecenin karanlığını aydınlatan mum ışığıyla rüzgar ile dans halinde savruluyorken, koridorun bitimine doğru kulağıma değişmeyen ritimle Tak! tuk! Tak!tuk! diye sesler yükseliyor. Odaya adımımı atar atmaz hafif bir sallanti hissediyorum. Kendimi iyice bakmama rağmen buğulu bir camın ardındalarmış gibi yüzlerini seçemediğim insanların içinde buluyorum.Başımı kaldırınca vagonlar arasında giden Z' yi görüyorum. Sarsıla sarsıla peşinden giderken yakınlaşıyorum. Elimi uzatıyorum.Sırtı bana dönük olan Z saçlarını savurup dönerken, tam yüzünü göreceğim ki Pattt!!!
Her yer patlıyor tren ,vagonlar, tünel,koridor,ev, bozkır alev alıyor.
Gözümü hafif araladığımda,ilk olarak lambadan gelen ışık gözüme kum gibi doluyor. Kaskatı kesilen kolumu başımın altından çıkarıp masadan doğruluyorum.
Tak !tuk!Tak!tuk! diye açık kalan pencereyi kapatıyorum. Yarın gene elektrik kesintisinin gece 12 den 2:30 'a kadar süreceği aklımda beliriyor, masada kalan Ahmet Erhan şiir'ini çekmeceye kaldırıyorken gözlerim Z 'nin fotoğrafına ilişiyor. Işığı kapatıp yatağa doğru hızlı adımlarla giderken, bir sonraki tren kaçta acaba diye düşünüyorum... Saat : 02:53