Spoiler içeriyor
°Saygılar efenim, gençken sürekli yalnız kalmak isteyen ama sonradan yalnızlıktan yakınan yazarımızın hikayesine hoş geldiniz. Yazarımız önce eşini sonra kedisini en sonda annesini kaybediyor ve çektiği yalnızlığı şaka (?) ile karışık bize aktarıyor. °^° •|"En korkuncu, yalnız başıma ölecek olmam.…devamı°Saygılar efenim, gençken sürekli yalnız kalmak isteyen ama sonradan yalnızlıktan yakınan yazarımızın hikayesine hoş geldiniz.
Yazarımız önce eşini sonra kedisini en sonda annesini kaybediyor ve çektiği yalnızlığı şaka (?) ile karışık bize aktarıyor. °^°
•|"En korkuncu, yalnız başıma ölecek olmam. Beni rahatlatmak, elimi tutmak, gözlerimi kapamak için yanımda olmayacaksın. Bir yandan da, bütün bunlardan kurtulduğuna seviniyorum. Sen en azından, hiçbir zaman dul olmayacaksın."|•
•|Denizin önünde yalnızım, beni beklediği izlenimine kapılıyorum, sularının yalnızca benim için buraya kadar geldiğini düşünüyorum|•
•|Bir el solitaire oynadım, bu oyunda hep kazanıyorum. Tek başımayım, bundan şikâyet edecek değilim, kendimle baş başayım. Kendimle hiç baş başa kalamayabilirdim, işte o zaman sonsuzlukta kaybolmuş olurdum.|•
°Aa bu şey değil mi..? Ben.
•|Herkesten önce dağa ben çıktım. Kamptan kaçtım, bana yetişemesinler diye gittikçe daha hızlı yürümeye başladım, zirveye ilk ben ulaşmalıyım, orada yalnız olmak istiyorum.
Tırmanıyorum, tırmanıyorum, ne kadar da zormuş. Dağ çok yüksek.
Zirveye ulaşıyorum, yalnızım, yüksekte yalnızlığımın tadını çıkarıyorum.
Nefes alamıyorum, manzara soluğumu kesiyor, çok güzel, ama yanımda "ne kadar güzel" diyebileceğim kimse yok.
Haykırıyorum: "Yalnızım." Yankılanan sesimden gelen yanıt: "Ben de."|•
•|Hayatta bildiğimiz her şeyi, başkaları, onların konuşmaları, yazdıkları kitaplar, ürettikleri yapıtlar sayesinde öğrendik...
Bazı "başkaları" merakımızı uyandıran, yolumuzu aydınlatan sokak fenerleridir, karanlıkta yürümemize yardımcı olur, gecelerimizi aydınlatırlar.
Başkaları bizim için bir basamak, bir sıçrama tahtası işlevi görebilirler.
Bizi yükseltebilir, uzaklara fırlatabilirler...|•
°Başkaları olmak için doğmuşuz biz, bizim için "başkalarına" başkaları olmak için.
•|Descartes "Düşünüyorum, öyleyse varım" diye yazdı. "Yalnız" sözcüğünü de kullanabilirdi: "Düşünüyorum, öyleyse yalnızım". Şöyle de yazabilirdi: "Yalnızım, öyleyse düşünüyorum".
Yalnızken düşünür, tasarlarız. Bunu yapmak başkalarıyla beraberken gürültü nedeniyle çok zor olur.|•
•|Başkaları olmadan yaşamak zor, başkalarıyla birlikte yaşamak da zor. Yaşamak hep zor.|•
•|YALNIZ sıfatının çoğul haline kafam bir türlü ermiyor. "Çoğulun insana hiçbir faydası yok, dörtten fazla olunca bir avuç aptalız işte" diyordu şarkısında Brassens. İnsan çoğul haldeyken genelde kaba ve fütursuz oluyor. Tekil haldeyken daha kibar ve daha az gürültücü oluyor. Bu sıfatın çoğul halini sevmesem de dişil halini seviyorum, kadın sözcüğünden önce kullanılmak ona çok yakışıyor.
Yalnız kadınlar büyüleyicidir. Onların bakışlarına yerleşen hüzne hayranım. İnsan gerçekten onların yalnızlığının bir an önce sona ermesini ister. Onların yanındayken daha az yalnız olmayı ümit edebiliriz.|•
°Eh.. bazı erkekler işte...
•|Bahçemde yaz sıcağında kızıllaşmış gül ağacının üstünde pembe bir nokta.
Son gül, olağanüstü güzel, hemen fark ediliyor, hüzünlü ve güzel, tıpkı yalnız bir kadın gibi.
Kısa bir süre sonra onu kesecekler, yalnız günleri bir tomurcuk vazosunda son bulacak.|•
•|Damia şarkı söylüyor kafamın içinde, intiharlara neden olmuş o şarkısını...
"Kasvetli Pazar... kollarım çiçeklerle dolu
Odamıza girdim yorgun düşmüş kalbimle
Gelmeyeceğini biliyordum çünkü Sevgi ve acıyla dolu şarkılar mırıldandım.
Tek başımaydım ve ağladım sessizce Fırtınanın uğultuları kulaklarımda çınlarken...
Kasvetli Pazar
Biliyorum çok acı çektiğim bir pazar günü öleceğim
İşte sen o zaman geleceksin, bense çoktan gitmiş olacağım..."
Kasvetli bir pazar günü, yalnızım. Kasvetli bir pazar günü, sıkılıyorum, televizyon bozuk, karton kutudaki roze şarap bitmiş ve içimdeki kurt da yalnız.|•
°İyi okumalar dilerim 3*