Leyla ile Rıza'nın toplumsal ve ailevi baskılar altında "kumalık" gerçeğini gözler önüne seren Leyla'nın gözünden anlatımıyla, dramatik bir yapıya sahip, neresinden tutarsak elimizde kalan deyim yerindeyse iki ucu sivri veya boklu değnek misali, kime kızıp, kime üzüleceğimizi bilemediğimiz,yer yer İran…devamıLeyla ile Rıza'nın toplumsal ve ailevi baskılar altında "kumalık" gerçeğini gözler önüne seren Leyla'nın gözünden anlatımıyla, dramatik bir yapıya sahip, neresinden tutarsak elimizde kalan deyim yerindeyse iki ucu sivri veya boklu değnek misali, kime kızıp, kime üzüleceğimizi bilemediğimiz,yer yer İran müzikleriyle, ezgileriyle ve gelenekleriyle iç içe sarmalanmış olaylar sonucunda, insanın içinde burukluk yaratacak olan izlenilesi İran yapımı kült bir film.
"Kimse benim burada ne aradığımı tahmin edemezdi.Kim inanır ki ben burada bir kıza evlenme teklifine giden kocamın dönmesini bekliyorum "
--Kısmi spoiler içeren eleştirisel yaklaşım--
Filmdeki başroller Leyla(Leila hatami) ile Rıza (Ali Mosaffa) gerçek hayatta evliler ve iki çocukları var.
Filme gelince Leyla ile Rıza tesadüfen tanıştıkları bir aile etkinliğinin ardından birbirlerine aşık olup kısa sürede evleniyorlar. Genç çift ve aileleri çok mutlular, ancak Leyla'nın çocuk sahibi olamayacağı ortaya çıktıktan sonra başta Rıza'nın masum gibi görünen fakat bence pekte öyle olmayan annesi olmak üzere erkek tarafı, Rıza'nın ikinci bir kadınla evlenmesi konusunda Leyla'ya yoğun baskı uygulamaya başlıyorlar.
Kaynana figürü;
Buradaki kaynana figürü bizimde toplumumuzda aşina olduğumuz gelinlerin veryansın ettiği "şirret kaynana" modeli ile benzerlik gösteriyor.Ulan sevdiğiniz insanla mutlu olmaya bakın işte ailelerde önemli pek tâbi fakat sanırsın aileler evleniyor bu nasıl bir sığ bir bakış açısıdır yahu! soyunun devam etmesi anlayışı var birde ve bunun için "erkek çocuk" doğurma isteği.
Rıza'nın 4 kız kardeşi var ailedeki tek erkek çocuk olması ile annesi'nin soylarının devam etmesini isteyip(Soyunuz batsın emi!)bencilce erkek torun istemesi ile Leyla'ya sürekli duygusal manada şiddet uygulaması bundan kaynaklanıyor. Bu durum beni sinir krizlerine sokmuş olsa da kadının yetiştirilme şekli,toplumun ona küçük yaşta empoze ettiği erkek çocuk doğurma diktalarını düşününce, kaynanayı bir nebze anlamaya, onun gözünden bakmaya itmiş olsa da bir kadının bunu başka bir kadından istemesi kadar iğrenç bir şey olmadığı gerçeğini değiştirmiyor.Leyla'nın kısır olması ile kaynana'nın Leyla'ya güzelce yaklaşıp ikna etme çabalarındaki sinsice yaklaşımları mide bulandırıcı geldi.Pikniğe gittiklerinde Leyla ya ilk defa açtığında bu mevzuyu Leyla;Eğer ki Rıza kısır olmuş olsaydı bunu benden yine istermiydiniz?(Bir kadının kocasını paylaşma aynı veya farklı evde başka bir insanla beraber olması durumunu kaldırması veya bir erkeğin karısını başka bir erkekle aynı evde veya başka bir evde paylaşması düşüncesi akla gelince insan çıldırıyor resmen ) cevabını alıncada hemen Allah ve kitap karıştırıp "kadere bağlaması"(buna biz siyasetçilerden aşinayiz zaten de neyse) ile geçiştirmesi ise samimiyetsiz olduğunun ve empatiden yoksun duygusuz,bencil bir varlık olduğunun göstergesidir.Ota boka burnunu sokan her şeyin çocuklarının iyiliği için olduğunu savunup bunu kendilerine siper edip, hayatlarını altüst eden bu zihniyetler, hangi toplumda olursa olsun her daim varlıklarını sürdürüyor olması ise can sıkıcı bir durum.Kaynanalar ve düşüncesiz ebeveynler kaldırılsın!
Rıza modeli;
Ailedeki 4 kız çocuğunun içindeki tek erkek çocuk muhtemelen öpülmüş popo sendorumu(küçük yaşta bebeklikten gelen ebeveynleri tarafından gereksiz eşit olmayan aşırı ilgiye, alakaya mağruz kalıp kızlardan üstünmüşcesine özellikle "anneleri" tarafından büyütülen erkek çocuklarının ileri yaşlardaki kimleri tarafından bastırılmış olsa da gizli kibiri ile olaylara bakış açısı geliştirmesi durumu) taşıyan el bebek gül bebek yetişmiş bireylerden olan Rıza bunu nerden anlıyoruz;ikinci kadını evine getirdiği zaman akşamdan evi terk eden Leyla'nın sabahsı peşinden evine gidip "bir şey olmadı Leyla gidince sabaha kadar evin içinde dolandım Leyla benim karım ona aşığım o evden ancak kefenle çıkar" sözünden anlıyoruz.Burda kötü manada söylemese de sonuçta yani öyle ya da böyle evlendin mi evlendin. Leyla'ya aşık fakat annesinin aile işlerine karışmasına karşı sözüm ona ilk başlarda tepkili olan fakat çoğu durumda sesini çıkaramaması tam anlamıyla bir patlama noktasına gelememesi rızaya olan ilk başlardaki sempatimi kırmış bulunmaktaydı. Leyla'ya karşı ben çocuk Böyle mutluyum. deyip çocuklar üzerinden kitaptan alıntıyı okuması, Leylayı kaybetme korkusundan olabilirdi.Fakat Leyla'nın da Rıza'nın evlenmesi konusunda ona söylemleri karşısında kesinlike reddeceği halde çoğu zaman ediyordu da fakat sonunda ikinci eş "kuma"olayını kabul ediyor oluşu canımı sıktı..İki üç görüşmede başlarda reddediyor, kızlarla alay ediyor ve Leyla'yla her defasında arabada giderken veya yemek yerken gülüp eğlenen Rıza efendi sonunda 24 yaşında bir hatuna denk gelince arabaya ciddi bir tavırla üzüntülü ve dalgın edayla binince Leyla anlıyor tabi kabul ettiğini. Bu davranışını da Leyla'nın istemesine bağlayıp" Bak Leyla istemezsen hani evlenmem diyor sürekli.Burda Rıza'nın samimiyetini çoğu kez sorgulamış olsam da içten içe anlamaya da çalıştım aslında.Belki de o da pes etmiş bir şekilde içinde bulundukları durumdan ötürü bıkmış durumda ve zaten olayın tuhaflığı karşısında hep dile getiriyor böyle bir şeyi istemediğini.Bir süre sonra kızamaz hale geliyorsunuz fakat kabul etmeyecektin arkadaş "gel bizi kimsenin tanımadığı bir yere gidelim, mutlu olalım yine" söylemleri ve onca tepkileri havada kalıyor yahu! Rıza'nın Leyla'ya aşkının samimi olduğunu sonraları anlıyor insan ama Ah Ulan Rıza sevdim seni tamam tamam.
Leyla figürü;
Leyla'nın içinde bulunduğu durum ve yaşadığı değişim içimi parçaladı.Kendi iç sesiyle anlatımı hele ki Rıza'nın kız istemeye giderken kendi üstünü başını seçip kocasını giydirmesi "sanki kocamı okula gönderiyorum gibi " demesi veyahut onlar kız evine yaklaşırken Leyla'nın yakınlarda inip kaldırımda akan trafiğin içinde,ağaçlar arasında dolaşırken içsel konuşması"kimse benim burada ne aradığımı tahmin edemezdi.Kim inanır ki ben burada bir kıza evlenme teklifine giden kocamın dönmesini bekliyorum " demesi içime koca bir taş gibi oturdu.Ne istediğini tam bilemeyen belirsizlik içinde yanıp kavrulan, pasifize edilmiş Leyla'nın içler acısı durumu karşında Leyla'ya bir yandan kızıp bir yandan üzülüyordum.
Sonuç olarak genellikle bizim Anadolu taraflarında pek yakın tarihimizde de kuma olaylarının olması ve günümüze bakıldığında hâlâ bir çoğumuzun aile olabilmenin bilincine varamadan ,birbirine aşık olan insanların hayatlarını birleştirip fakat aile içi yaşantılarına müdahale eden ebeveynlerinin etkisi altında kalıp,huzurlarını bozmalarına izin vermeleri can sıkıcı bir durum olsada, bu gibi durumlarda bireylerin kendilerini ve karşısındaki kişileri iyice tanıyıp, saçma sapan örfi adetlere takılı kalmadan, özgürce ve mutlu bir hayat sürecekleri bir yaşantıya adım atmalarını temenni ediyorum.
Kadınların veya erkeklerin yumurtalarının değil duygularının ve beyinlerinin kısır olmaması dileğiyle.