🧡🌼☀️⚡️🔥☄️ Bittiğin için biraz ağlayıp somurttuktan sonra kafamı toplayıp yorum yazacağım sana canımınçi. Diye düşündüm ama sonra içimdeki tüm bu duygular sönmeden evvel yazayım dedim. Gece gece başka işim ne? 💜 "Ah, keşke bir şeyi görmek ve kâğıda dökmek arasında…devamı🧡🌼☀️⚡️🔥☄️
Bittiğin için biraz ağlayıp somurttuktan sonra kafamı toplayıp yorum yazacağım sana canımınçi. Diye düşündüm ama sonra içimdeki tüm bu duygular sönmeden evvel yazayım dedim. Gece gece başka işim ne?
💜 "Ah, keşke bir şeyi görmek ve kâğıda dökmek arasında böyle derin bir uçurum olmasa." S.335
Tam olarak o cümlenin içinde ki duygular içerisindeyim şu an. Kitap adına ne yazacağımı, duygularımı nasıl kelimelere dökebileceğimi, hislerimi nasıl açıklayacağımı ELBETTE bilmiyorum. :) heyoo.
Yine de, tabiki yazıyorum.
Emil 1 kitabında çocukluguna şahit olduğumuz Kızın bu kitapta büyüme ve büyürken yaşayıp düşündüklerine şahit oluyoruz.
Bu hepimiz gibi. Okurken özellikle genç kızların kendilerinden çok şey göreceklerine inanıyorum.
Diğer yandan gerçek hayatta varolsaydı eğer Emily kolay anlaşılıp sevilecek biri gibi değil.
Yani tamamen gerçek bir karakter. Varmış gibi, varolmuş gibi. Ki ben Yeni Ay diye bir yer olduğuna inandığım gibi orada bir yerlerde Murrayların ve Muhterem Emily'in de yaşadığını düşünemeye zevkle devam edeceğim.
İnsanoğlunun her türlüsü, her çeşidi var kitabın içinde. Aileler, gelenekler, geçmiş yaşantılar, dedikodular, kurbanlar, azgınlar, yanlış anlaşılmalar buna sebep olan her şey.
Sevgiler, kinler, nefretler, hasretler, hayaller, dostluklar. Her şey.
Her bir karakterin, karakteri üzerine cuk oturuyor ciddi mana da.
Ilse ile Emily'in zıt karakterlerine rağmen anlaşırken ki üslupları, birbirlerine olan tavırları ve çocukluktan gelen tüm anıları. Beraber büyümenin verdiği en sâmîmi en hakîki duyguları yaşatıyor yazar.
L.M. Montgomery'i ayrıca uzun uzun övesim var.
Tüm hayaller ve gerçekliklerle kaleme alınan bu kitabın her bir sayfasını hayranlıkla okumaktan asla sıkılmam gibi geliyor bana.
Emily'in hayal dünyâsına olan hayranlığım bambaşka boyutta.
Ben çok abartacağım dikkatinize. Fakat yalan duygular ve gerçeklikten uzak samimiyetsiz hislerle değil.
Ciddi anlamda sevmiş olduğumdan, artık nasıl bahsedip nasıl anlatacağımı bile bilmiyor olmam dolayısıyla, Emily için bu incelemeyi yazarken daha çok övgü yağdıracağım, belki bir nebze yaraşır ve duygularımla kelimelerim biraz da olsa anlaşıp size de ulaşır diye.
Basit bir roman değildi hiç bir zaman benim nazarımda. İçinde hayatlar olan, duygulara mensup, fikir sahibi bir kitap oldu benim için.
L.M. Montgomery'in kalemini çok ustaca buluyorum ve sahiden hayran olduğum nadir yabancı yazarlardan biri kendisi.
Ne Distopya, ne felsefe, ne polisiye, ne içinde periler olan bir hayal âlemi. Acılarımız ve sevinçlerimizle hayatımızdan parçalar, duygularımız, küçük bir kız, büyümekte olan. Bu kitap tam olarak bu. İsmi gibi, ama sadece Emily'den ibaret değildi hiç bir zaman.
Fakat ellerimde.. hayır benimle büyüdü gibi.
Okurken bulunduğum dünyadan başka yerlere sürükleyen nadide kitaplardan. Ortam ne olursa olsun, bana her şeyi, kendimi, yaşantımı unutturup, beni sadece kitaba sürükledi ve beraberinde hayallerime olan ihtirasımı kuvvetlendirdi hep.
Öyle sadece bir kitap değildi benim için. Emily'in hayâlleri hayâlim, kararları kararımdı sanki.
Büyüdük be kızım. Yumurcak TV de anime hâlinde yayınlanırken seni ve sarnaşık salı ne sever, seninle beraber Elizabeth teyzene ne çok kızardım.
Kızmayı da bıraktık beraber Elizabeth teyzeye.
Murray kanı, kanıma işledi sanki. Elizabeth teyze has karakterli, gerçekten otoriter sahibi nadir insanlardan biri.
Evde bir olay oluyor, diyorum ki "Ah be anne, biraz Murraylar gibi olsan, böyle olmazdı."
Kâle alınmıyorum orası ayrı. Yine de aileme de okutup, biraz.. sadece biraz.. diyesim geliyor.
~Kitap ve fosfor kalemlerle olan imtihanım.
FOSFOR KALEMİ İCAD EDEN KİŞİNİN ALNINI ÖPEYİM.
Ben.. Ben sinirlendim arkadaşlar. Olmaz böyle şey. Cinnet geçirecektim. Ömrümde bir ilk gerçekleştirip FOSFORLU kalem aldım ve Kitabımın içinden fosforlu kalemle geçtim. Neredeyse ağlayacaktım.. aklıma geldikçe HÂLÂ...
Sonra, defterime bir kaç FOSFORLU kalem ile çizme denemesi gerçekleştirip defterin arkasına geçirmeden çizmenin yöntemlerini buldum. Bu yüzden şu an kitabımın içinden geçmiş olmama sinirlenmemeye çalışıp iyi yönüne odaklanıyorum. Artık kitabın arkasına geçirmeden çizebiliyorum.
Bu olayın incelemenin içinde olmaması gerekiyordu belki ama, anlatmazsam içimde kalırdı. Ve içinden geçmiş olduğum kitap bu kitap. Tüm cesaretimi toplayıp çizdim sonuçta, bu da bir şey, dimi...?
~takıntılar~takıntılar.
Özendim ama sahiden, fosfor ile çizip sonra kitaplarını kurcalarken çizdikleri yerleri gülümseyerek okuyan insanlara... Bu tattan bunca zaman mahrum olduğum için evham bile yapmıştım, olayı-netice = Tüm kitaplarımı, baştan FOSFORLA çizerek okuyacağım ☻️ Yani... artık böyle bir düşüncem var evet.
💛 "Bazen sağduyulu olmayı unutabiliyor insan. Belki sonradan yaptığından utanıyor ama "sağduyuyu" yok sayıp o an "dilediğini" yapmak "istiyor"..."
💗 "Hayatı sürekli çekinerek yaşamak, ya biri görürse diye korkup istediğim adımı atamamaktan nefret ediyorum. Kendi gemimin dümenine kendim geçip, kendime ait dünyada yol almak istiyorum ben.
Ah toplumsal doğrulara uymak zorunda olamaktan nefret ediyorum."
(Görüyoruz ki kesinkes oldukça iddialı ve delice bir hırsla söylenen sözler. En fazla bi gencin ağzından çıkabilecek olanlardan.. anlayacağımız üzere Emily sarf ediyor tüm bunları.)
"Diğer insanlar işin aslını bilmezler bu yüzden adımlarımıza dikkat etmemiz gerekir."
Hepsi bu.. Kuzen Jimmy noktayı koydu. ~~~
Dünya da tek değilizdir, ailemiz vardır, içinde bulunduğumuz bir toplum vardır. İnsanlar ve düşünceler. Toplumda ki yerini, saygınlığını korumak istiyorsan, uyman gereken bazı da kurallar. Ve kendinden ödün vermediğin sürece o kadar da can sıkıcı değiller aslında. Abartmaya da gerek yok.
🧡🌳 "Ağaçların da insanlar gibi kişilikleri vardır."
Diyerek ağaç analizi yaptığı yer de çok hoşuma gitti gerçekten. Burada uzun uzun yazsam karakter aşımı korkutuyor beniiğ.
Farklı bir bakış açısı..
💙 "Tarihi çok seviyorum ama bize anlatılanlardan çok anlatılmayanlar nedeniyle seviyorum.
Acaba gecenin gecenin yarısında uyanan Jane Seymour'ın aklından neler geçiyordu. (Bazen durduk yere böyle şeyler düşündüğümüz oluyor ama dimi, djdjd fakat hiç çok geçmişte yaşamış biri adına düşünmemiştim) Öldürülen anne mi yoksa terk edilmiş Katherine mi? Acaba taç için çok fazla bedel ödendiğini düşündü mü yoksa pazarlıktan memnun muydu?
Hadi ama Emily, tarih dersinde bunları düşünmek için nasıl bi akla sahip olduğunu düşünmeliyim. Yanlış anlama sahiden sevdiğim için diyorum, tamam biraz abartı ve belki saçma bir hayranlık da diyebiliriz :)
Ruth teyzenin de dediği gibi, "Hayal dünyânı biraz törpülemen lazım."
(Ruth teyzeni dinleme dimdikler ülkesi kraliçesi, ben sadece nükte ediyorum.)
💚 "Asıl eğitimin hayattan kendi tırnaklarımızla kazıyarak öğrendiklerimiz olduğunu söylerken ne demek istediğini şimdi dana iyi anlıyorum."
Çünkü BÜYÜYORSUN seni minik serçe >_<
🦚 "Ama neden sevdiğimi söyleyemiyorum. İnsan bir şeyden neden büyülendiğini anlatamıyor." İşte BU tam OLARAK kitap için HİSSETTİKLERİM.
Emily'in hem öğretmeni hem de kısmî olarak editörü yahut akıl hocası olan Bay Carpenter gerçekten kitapta sevdiğim ve saygın bulduğum insanlardan biri.
30 Aralık günlüğünde Emily'in anlattığı o olay da sergilediği davranış bi harika.
"Jüri üyeleri kimlerdi? Onlara benden selam söyle ve hepsininin ahmak olduklarını da ekle."
Emily'in hırsı, hayallerine olan sadakati ayrıca övülesi ve özenilesi bir durum. İçten içe örnek alıyor olabilirim. İşte bu yüzden benim için sadece Basit bir Roman değil, arakadaşım, yoldaşım, destekçim ve........ adım atmamı sağlayan bi ell. Ne desem bilemedim ama cidden 😂😂
Kız aşık olduğunda, büyülendiğinde yazarın tasvirleri, kelimeleri kullanışı, yeri yurdu âdabı oldukça Etkileyici geliyor bana. Ki öyle. Aksini iddia edeenn, kitabı anlamamış Duyguları hissedememiştir efnm.
Her ne olursa olsun, o gün. Evet o gün, belki kitabı okuyanların bile anlayamayacağı yahut hatırlayamayacağı o gün oldukça gıcık ve insana huzursuzluk veren Ruth teyzenin davranışı çok Asil'di. Isındım. Değiştir ki ısındım. Bir başka hissettim o an Ruth teyze için. Çok güzel bi olaydı.
Ruth teyze Murray erdemlerinden birine sahipti. Her ne kadar berbat bi karakteri olsa bile, evet.
Aileye sadakat. 💓
Nihayetinde Murraylara hayran bir okuyucu oldum işte anlayın 😂😂
💜 "Oraya çok büyük umutlarla gelmişti ama o an binlerce kilometre ötede olmayı diliyordu."
Okumamış insanlara kitaptan en fazla ne kadar bahsedebilir ve büyüleyici gerçekliğini en fazla ne kadar tasvir edebilirim ki?
Okuyun, zorlanıyorum yazarken, hrrr..
💙"Böyle bir burun ve böyle bir çeneye yaşlandığında tam bir cadıya benzeyeceksin."
Emily bir melek değil ya da bir peri. Böyle gaddar düşüncelere de sahip olan bir velet işte.
"Yeni nesil beni olumlu anlamda etkilemedi."
Alındım.
Bazen gitmek gerekir, ödün vermek gerekir, keyfinden, kendinden. Kendinden ama yine kendin için kendinden. Hayallerin, olmak istediğin kişi için, o an oradan, bulunduğun yerden. Kendine bi iyilik yap ve doğrul dostum. Başkalarının hayatlarını okuyup, izleye izleye boynumuz tutulcak.
Sırtımda ağrımadı değil..
🌌 İyi geceler, hayırlı muradlar. Sağlıkla ve sağlıcakla kalın değerli arkadaşlarım :)