🧩 KUKLA 💬 Herkese merhaba arkadaşlar. Bugün Ahmet Ümit'in "Kukla" kitabıyla karşınızdayım. 470 sayfalık polisiye türündeki bu kitabın oldukça akıcı bir dille yazıldığını belirtmek istiyorum. 💥 Ahmet Ümit, Gaziantep'te 7 çocuklu bir ailenin içerisinde doğmuştur. Babası kilim tüccarı, annesi ise…devamı🧩 KUKLA
💬 Herkese merhaba arkadaşlar. Bugün Ahmet Ümit'in "Kukla" kitabıyla karşınızdayım. 470 sayfalık polisiye türündeki bu kitabın oldukça akıcı bir dille yazıldığını belirtmek istiyorum.
💥 Ahmet Ümit, Gaziantep'te 7 çocuklu bir ailenin içerisinde doğmuştur. Babası kilim tüccarı, annesi ise terziydi. Üyesi olduğu TKP (Türkiye Komünist Partisi) tarafından 1985'te Moskova'ya gönderildi. Burada Moskova Sosyal Bilimler Akademisi'nde eğitim gördü. Moskovadayken şiir yazmaya başladı. 1992 yılında ilk öykü kitabı olan "Çıplak Ayaklıydı Gece" adlı eseri yayınlandı. 1996 yılında yayınlanan "Sis ve Gece" Türkiye'de yankı uyandırdı. Hatta bu eser Yunanistan'da yayınlanarak yabancı dile çevrilen ilk Türk polisiye yapıtı olmuştur. "Karanlıkta Koşanlar" ve "Şeytan Ayrıntıda Gizlidir" eserlerinin dizileri yapılmıştır. "Sis ve Gece" adlı romanı ise sinemaya uyarlanmıştır.
🎭 Bir zamanlar gazetecilik benim için tutkuydu. Araştırmak, sorgulamak ve kendini bir maceranın ortasına atmak benim için eğlenceliydi. Gazetecilik bilinmeyenle savaşmak demekti. Zaten insan bilinmeyenle savaşarak kendini var etmeye çalışırdı hep. Ama bu dediklerim yıllar yıllar önceydi. Eskiden güvenli limanlarım olarak nitelendirdiğim limanlar artık fırtınalıydı ve her an devasa bir dalga bu limanları yutabilirdi. Ben yani gazeteci Adnan ise artık bilinmeyenle savaşmak yerine kendimi bilinmeyenin ortasına atmayı tercih ediyordum. Eskisi gibi sıkı gazeteciliği bırakmış kendimi alkole vermiştim. Sık sık işe geç kalıyordum. Ailem dağılmıştı, eşimi ve çocuğumu kendimden uzaklaştırmıştım. Son nokta ise yıllardır çalıştığım gazeteden kovulmam olmuştu. Artık hiçbir şey umrumda da değildi. Bütün bu saçmalıkları unutup markete girdim. Alkol reyonunu buldum aslında bir nevi benim için hayatın anlamını da bulmuştum. Tam o sırada tüylerim ürperdi sanki birisi beni gözetliyormuş gibi hissettim. Arkama dönüp baktığımda 8 yıldır görmediğim üvey kardeşim Doğan'ı gördüm. O zaman yaklaşan tehlikeyi hissettim. Çünkü Doğan gelişiyle birlikte her yere kötülükte getirirdi. Daha üniversitedeyken bir solcuyu 3 arkadaşı ile telle boğarak öldüren bir katilden bahsediyorum. Yıllar içinde binbir türlü pisliğe bulaşmıştı. Yurt dışına kaçmış narkotik tiplerle işler yürütmüştü. Doğan'ın gözlerine bakarken başıma ilginç şeyler geleceğini saniyesinde anlamıştım...
🔥 Öncelikle Ahmet Ümit'in kitaplarında genelde karakterler ele alınırken meslekleri üzerinden çok güzel açıklamalar, betimlemeler yapılıyor. Sanki Ahmet Ümit'i bir gazeteci, bir polis ya da bir doktor gibi hissediyordunuz. Çünkü kitaplardaki karakterlerin mesleklerini ve bu mesleklerin işleyişi, sosyal yeri, mesleki etik tanımları çok güzel yapılıyor. Bu kitapta da gazetecilik hakkında çok güzel tespitler yapılmıştı. Bunu belirtmeden geçmek istemedim. Her sayfasında ayrı bir heyecanın ayrı bir merak unsurunun olduğu bu kitap, okuyucuyu adeta kitabın sayfalarına bağlıyor. Merak unsuru hep canlı kalıyor ve gelişen olayları sürekli düşünüyorsunuz. Bunun dışında kitapta ülkemizin 1960 -1990 yılları arasında yaşadığı ASALA örgütü, sağcılık ve solculuk çatışmaları ya da üniversite olayları gibi konularada değiniyor. Çok zengin bir malzemeye sahip bir kitaptan bahsediyorum. Susurluk davasından ülkücülüğe, mimari tarihten polisliğe kadar uzanan geniş bir malzemeye sahip bu kitap. Kitaptaki karakterler çok iyi yazılmışlar. Hareketleri, davranışları ve düşünceleri ile adeta yazılara nefes aldırmış gibi duruyor Ahmet Ümit. Polisiye severlere önericeğim güzel bir kitap olmuş kısacası. Şimdiden iyi okumalar diyorum...