Spoiler içeriyor
BU FİLM BANA SALDIRDI. Evet daha ilk sahnelerden finale kadar sürekli hissettiğim şey buydu. Sürekli kafama bir şey fırlatıldığını hissettim. Ülkenin en iyi müzik okuluna girmiş genç bir baterist Andrew sert ve acımasız eğitmeni Fletcher ile olan ilişkisi işleniyor filmde.…devamıBU FİLM BANA SALDIRDI. Evet daha ilk sahnelerden finale kadar sürekli hissettiğim şey buydu. Sürekli kafama bir şey fırlatıldığını hissettim.
Ülkenin en iyi müzik okuluna girmiş genç bir baterist Andrew sert ve acımasız eğitmeni Fletcher ile olan ilişkisi işleniyor filmde. Sert de nasıl sert ama. Adamın kendi idealleri var. En iyi müzisyenleri eğitmek istiyor. Ve bu yolda bir tanecik öğrencilerini de hakaret ve zorbalığı uğratmaktan alıkoymuyor tabi. Öğrencilerinin de favori öğretmeni kuşkusuz :d Muhtemelen birçok insan için oldukça gerici bir figür. Birçok kişinin kaçabilirse düşünmeden kaçacağı türden biri. Fakat Andrew'ın eğitmenini her şeye rağmen oldukça etkileyici biri olarak gördüğü çok açık. Hatta bir baba figürü olarak gördüğünü söyleyebilirim.
Filmin başlarından beri Andrew'ün babasıyla olan ilişkisini de çok açık bir şekilde seyrettik. Babasıyla bağları kopuk biri değil fakat aradığı cesaretlendirmeyi, arkasında durmayı onda bulamıyor. Aile arasında yemeklerinde bile kuzenleri kendi spor vs başarılarıyla övünürken onun müzik alanındaki başarısı aile icinde oldukça boş algılanıyor. Bu konuda alaylı laflara maruz kalırken cevap verdiği noktada tüm okları kendine çekiyor. Herkesin içinde vurucu lafı da sakinlikle babası ediyor. Evet yine onun yanında değil. Babasının pasifliğinin tam tersi şekilde eğitmeni Fletcher sert ve otoriter olsa da işini tutkuyla yapan bir adam. Yani bu adamdan defalarca hakaret yiyip, tokatlanıp kafasına sandalye fırlatmasına rağmen ona istediğini verene, elleri kan içinde kalana (ciddili) kadar çalışmaya kendini adıyor. Tüm zorlu ve gerici yöntemlerine rağmen bu adam onu cesaretlendiriyor işte.
Bu cesaretlendirme yolunun temeli aslında hakaret değil bu arada. Biraz öyle gibi açıklamışım ama asıl neden eğitmeninin ona başarıyı kırıntılar halinde vermesi. Tüm zorlu eğitimleri altından ufaktan üstü kapalı tebrikler, sonra daha da hırslandırmak için fazladan baterist almak, yedeğe atmak vs gibi kışkırtıcı engeller koyuyor tekrar.
Biraz da malum eğitim hakkında kendi fikirlerimden bahsediyim. Buraya kadar sadece olanı açıkladım. Kendimi Andrew yerine koyarak yorum yapacak olursam aynısını kesinlikle yapardım. Kesinlikle böyle bir eğitmenle çalışırdım. Fakat bunu "İyi tercih, insan sınırlarını böylesine zorlamalı." şeklinde söylemiyorum. Aynısını yapardım çünkü bu durum benim zaafım. Hırsına kapılacağım bir otorite denk gelirsem kendimi bu yola sapmaktan esirgeyemeyen biriyim. Bunun sebebinin eksik ya da istediğim parçamın bu kişilerde olması. Kendi kararlarını almakta zorlanmayan, neyin kendileri için iyi neyin kötü olacağını, neyi istediklerini bilen insanların böyle kişilere kapılmayacaklarını, ihtiyaç duymayacaklarını düşünüyorum. Ve tabi doğal bir şansa sahip olduklarını.
Andrew ve Fletcher arasındaki gerilim cidden psikolojik savaştı. Ama kesinlikle doğrunun bu olduğunu söylemeyeceğim. Yani bu filmi ben motivasyon filmi olarak görmüyorum. Çok çalışmanın önemini bu film üzerinden asla vurgulamam. Gerçekten filmi çok sevdim fakat yanlış kategorize de etmek istemem.
Zira Fletcher sınıfın ortasında eski mezun öğrencisi Sean'ın başarılarını anlatıp trafik kazasında vefat ettiğini söyledi. Sean'in kendini asarak intihar ettiğini sakladı. Anksiyetesi ve depresyonu olduğunu söylemedi. Ki annesinin beyanına göre de anksiyetesinin sebebi Fletcher bizzat.
Umarım demek istediğim anlaşılıyordur. Bu filmden sonra motive olduğunu söyleyen çok insan gördüm. Bu biraz bana garip geldi açıkçası. O yüzden böyle bir ayrımı yapmak istedim. Daha önce söylediğim gibi ben de kendimi böyle eğitmenlerin otorite girdabında buldum çok kez. Fakat kimsenin buna kapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Sizi en iyilerden yapacak acımasız modeller benim gözümde sadece kendilerini en iyi eğitmenlerden yapmak istiyor. Fletcher gibi eğitmenlere denk gelmek yerine umarım Koç Carter gibi eğitmenlere denk gelir herkes. Gerçek disiplin konusunda ikisinin farklarının çok bariz olduğunu düşünüyorum.
Benden yine bi inceleme finito bays 🫳🏻🎤