"Ergen beyinler her yerde!" , "Yeni nesil de pek fena...", "eskiler bir başkaydı." gibi pek çok cümle var sözlüğümüzde atasözü olarak yer almasa bile herkesin hayatında mutlaka bir kez söylediği. Asıl bomba etkisi yaratan haber şu ki; bu yeni bir…devamı"Ergen beyinler her yerde!" , "Yeni nesil de pek fena...", "eskiler bir başkaydı." gibi pek çok cümle var sözlüğümüzde atasözü olarak yer almasa bile herkesin hayatında mutlaka bir kez söylediği. Asıl bomba etkisi yaratan haber şu ki; bu yeni bir durum değil, ger çağda böyleydi. Yani şimdi otuzlarının ortasında evli barklı mutlu ergen çocuklu olan bireylerin ergenlik zamanında onlara da söylenen bir şeydi. Sadece o kadar yakın bir zaman değil Shakespeare bile kendi zamanındaki gençlere benzer şeyler söylediği dizeleri olmuş. (Burda ortaçağdan bahsediyorum)
Serkan Karaismailoğlu'nun ismini pek çok kez duymuş olsam da okuduğum ilk kitabıydı. Ergenleri ergenlere tanıtmak için yazdığı bu kitabı artık o dönemi tamamlamış biri olarak okudum. Ve şunu fark ettim, biz her şeyi yanlış anlamışız. Bu yeni bir şey değil tabi, bunu neredeyse her şeyde yapıyoruz ama belki de asıl bunu yanlış anladığımız için her şeyi yanlış anlıyoruz. Biz "ergen" diye aşağılar bir üslupla bahsettiğimiz "Mavilerimizi" çok yanlış anlamışız. Dolayısıyla kendimizi...
Neden Mavi dedim?
Bunu burda açıklamayacağım. Bu konu direk yazarın kaleminden okunması gereken bir cevap. İlk sayfasında yazıyor zaten. Ne kadar açıklasam da hakkını veremem zaten. Aslına bakılırsa kitap baştan sona bunu anlatıyor. İstesem de onca güzel şeyi buraya sığdıramam.
Kitabı siz neden okumalısınız bilmiyorum. Ama ben iyi ki okudum. İyi ki okudum çünkü kitaptaki şeyler belki bugün benim için geçerli olmasa da hayatımın en acı geçen yıllarını anlamlandırabildim sonunda. Neden o kadar yalnızmışım mesela. Mesela neden sürekli bir kavga içindeymişim. Reddediliş hislerinin pençesinde. Bunlar size de yabancı değil değil mi? Maalesef...
Ama artık acıtmıyorlar. Neden bunları yaşamışım biliyorum şimdi. Belki siz de fark edersiniz.
(Ve çevrenizde bir yerde bir daha kötüsü iki -daha fazlası ufak çaplı bir felaket- (Üsgünüm Maviler) varsa, musmutlaka okumalısınız. En azından neden böyle davrandıklarını anlayabiliyorsunuz)
Maviyi hep severdim ben. Gök mavi, deniz mavi, çiçekler mavi... Nasıl sevmem? Ama şimdi yepyeni bir anlamı var benim için. Bir devrim. Kendimiz için fark etmemiz gereken bir devrim ve bunun yolu da Mavileri anlamaktan geçiyor. Onları artık yalnız bırakmamaktan.
Uzattım biliyorum, ama son olarak, yazar öyle güzel Mavi diye sesleniyor ki okura, bana daha önce ismimle bile bu kadar samimi seslenmedi kimse...
İçten bir kitaptı. Öyle ki, insanı umut ettiriyor.