SANDIĞINIZ GİBİ Bİ SPOR ANİMESİ DEĞİL Öncelikle selamlar! Ben Mart, sizlere bugün yine bir anime önerisinde bulunup hafızanızı yine gereksiz bilgilerle dolduracağım. Spor'un özellikle de futbolun kimileri için sıkıcı ve okunması zor bir konu olduğunun farkındayım. Şayet yazılarımı daha önce…devamıSANDIĞINIZ GİBİ Bİ SPOR ANİMESİ DEĞİL
Öncelikle selamlar! Ben Mart, sizlere bugün yine bir anime önerisinde bulunup hafızanızı yine gereksiz bilgilerle dolduracağım.
Spor'un özellikle de futbolun kimileri için sıkıcı ve okunması zor bir konu olduğunun farkındayım. Şayet yazılarımı daha önce okumuş biriyseniz, sizden katlanmanızı rica edeceğim, eğer yeterince okursanız konunun futbol veya spor olmadığını anlayacaksınız. Umarım o vakte kadar sizi sıkmam, keyifli okumalar dilerim!
Blue Lock bir spor animesi ama alışılmış, herkesin tahmin ettiği gidişata sahip olan, günün sonunda dostluk ve arkadaşlığın galip geldiği bir anime mi? KESİNLİKLE değil.
Ana karakterimiz İsagi her liseli erkeğin (çoğunluk diyelim) hayal ettiği gibi lise futbol takımında forvet olarak oynamakta ve ulusal şampiyona gitmeyi hedeflemektedir. (Buradaki hedef önemli, aklınızda bulunsun.)
Ama ne yazık ki hayalleri ulusala gitmeden bir önceki maçta kaybetmesiyle suya düşer.
Futboldan umudunu kesmişken Japonya Futbol Federasyonundan evine bir davet kağıdı aldığını görür, katılır. Oraya gittiğinde karşısında gördüğü herkesin Forvet olduğunu görür ve şaşırır. Aklındaki soruların cevabını ise Blue Lock'u kuran, ismi aslında neler olacağını açıklayan, Jinpachi Ego cevaplayacaktır.
"Japonya Futbolu bir saçmalıktan ibaret!" (Hatta manga da ego isim isim vererek japonların taptığı japon futbol efsanelerin bok gibi olduğunu asla dünya klasmanı seviyesinde olmamalarının sebebinin japonların aptal futbol tutumu olduğunu söylüyor. Ki açık konuşayım bahsettiği isimler günümüzde hepimizin futbol diye bildiği avrupa futbolunda orta derecede nam salmış isimler, futbol efsanesi hiçbirine denmez.)
Ego'nun bu sözleri genç İsagi de dahil odada bulunan tüm gençleri şok etmişti. "Takımdaşlık, arkadaşlık, birlikte efor... Bunlar ve benzeri tüm kavramlar Japonya'nın futbol gibi bir oyunda başarılı olamamasının önünde duran büyük saçma nedenler. Maçın sonucunu belirleyen sizin verdiğiniz emek değildir, kimin daha fazla GOL ATTIĞIDIR. Japonya'nın dünya kupasını kazanmak için ihtiyacı olan şey birlikte çabalayan bir takım değil, dünyanın en egoist forvetidir."
Ne demek istiyordu Jinpachi? (normalde anime de Ego diye bahsediliyor ama konu karışıklığına sebep olacağı için Jinpachi diyeceğim) Bunca jenerasyon aktarılan o dostluk ve eğlence kültürünün saçma ve yıkılması gereken şeyler olduğunu söylerken?
Hemen anlatayım :3
Öncelikle Futbol tarihi boyunca Japonya hiçbir zaman spesifik bir oyuncuyla, oyuncunun liderliği ile öne çıkmadı. Futbolun en büyük etkinliği olan dünya kupasına başta katılım bile saglayamazken düzenli çalışmaları ve disiplinleriyle sürekli gruplara katılan ve son 3 turnuvadır (Dünya kupaları 4 yılda 1 olur) son 16ya kalma başarısı gösteriyorlar. Ama Japonya'nın bu haliyle limiti bu, bundan fazlası her anlamda mucize gerektiren bir şey, çünkü lig olarak Japonya dünyanın en iyi 25 liginde bile değil. Oynanan seviyeyle sadece birlik olarak mücadele etmeleri imkansız. Bu bilgiyi aradan çıkarttığıma göre şimdi ana konumuza dönelim.
Konu Ego yapmak arkadaşlar. Hangi sektörde olursanız olun sizlere yukarılara çıkmak için gereken hırsı ve motivasyonu verecek olan en temel şeydir belki de ego. Muhtemelen de spor dünyasında en çok ihtiyaç duyulan şeydir. Ne kadar yetenekli olursanız olun, ne kadar çabalıyorsanız çabalayın işin içinde kendinize ve yaptıklarınıza, yapacaklarınıza inanç yoksa asla sizden beklenilen, içinizde olan o seviyeye gelemezsiniz.
"Dünya kupası finalinde olduğunuzu hayal edin, durum 1-1 ve son dakikalar.
Kaleciyle karşı karşıyasınız ve gol olursa şampiyonsunuz. Solunuzda bir şey gözünüze çarpıyor, arkadaşınız. Bomboş top ayağına geldiğinde karşısında sadece kale olacak. Topu ona atar mıydınız? Sadece gerçek bir EGOİST orada şutu ceker! Golü görür."
Ego'nun anlattığı bu hayali pozisyon, İsagi'nin ulusallara gidememe sebebi.
Çünkü İsagi arkadaşına pas attı, doğru olanı yaptığını düşünerek. O kaçırdı ve dönüşünde gol yediler. Kendini düşünen biri şutu çekecekti. İsagi bunu yapamadı.
Ve şimdi karşısına bir adam çıkmış DÜNYA KUPASINI KAZANMAKTAN, DÜNYANIN EN İYİ FORVETİNİ inşa etmekten bahsediyordu. Hangimiz bu konumda olmak istemezdik? Başarıyı getiren o şahıs olmak? Hepimiz. Peki kacimizda cidden bunu yapabileceğine olan inanç var? Tüm zorluklara rağmen hem de...
İşte burada İsagi'nin çocukluk hayali olan dünya kupasını kazanma fikri, dünya kupasını kazandırmaya dönüşüyor. Veeeee hikayemiz başlıyor, bakalım o EGOİST kim olacak?
E şimdi diyeceksiniz noldu peki iyi güzel bize trailer geçtin olayı ne bu animenin?
Olayı bunun bir reform, baş kaldırı olması arkadaşlar. Yapılan tüm spor animelerine ve spor inançlarına karşı. Hepsinden önce ise başta Japon futbol kültürü olmak üzere spor kültürünü yıkması.
Spor yaparken çoğumuz bencilliği düşünmeyiz ama başarıyı getirdigimizi hayal ederiz.
Açık konuşayım ben 4 yıl kulüpte basketbol ondan önce de 2 yıl futbol oynamış birisiyim. Spor dünyasının içinde kendimce bulundum kısaca. Her zaman hayallerim oldu, takımla bir yerlere gitmek, milli takıma seçilmek gibi.
Kendimi takımım için gerektiği anda o işi yapacak insna olarak hayal ettiğim, sahi eğer üstüme dusseydi bunu yapardım.
Ama bu işler böyle değil, sen ne kadar istersen iste o şutu cekecek özgüven ve hırs baskasindaysa o kullanır. Mesele doğru olmak değil, başarıyı ve kaderi kendi ellerinle kovalamak. Bunu istemekle, bunu yapmak, bunun peşinden cidden gitmek çok farklı şeyler. Sizden egonuz olmasını istiyor bu seri, spor olsun olmasın. Bir hedefiniz varsa sadece kendine güvenle motivasyon olamazsın. Bir şey başarmak istiyorsan önce onu başardığını hayal edebilmeli, sonra da gerekeni yapabileceğin hale gelene kadar kafanda da inanmalısın.
Diyeceklerim böyle, yazıyı yazarken tıkandım. Açık konuşayım beğenmedim bile, silmek istemiyor değilim ama bugün sizlere by animeyi öneriyorsam sebebi sizler ufkunuzu açmaya meraklıysanız, düşünecek bir şey arıyorsanız, perspektifinizi bazı konularda değiştirmek istiyorsanız. Bu anime motive olmaniz için var. Bir şeylere değil, kendinize.
Anime'nin müzikleri ve çizimleri çok kendine has. Her birini beğeneceğinize eminim. Nitekim animenin yaptığı en iyi iş de her olay da beklenen anın gelmesinden tut geldiği ana kadar size gereken gazı ve heyecanı MUAZZAM şekilde pompalaması.
Sizlere spoilerdan uzak, animeye opening olarak dusunebileceginiz muazzam bir edit bırakıyorum. Sonra da isterseniz yazı ve video üzerine konuşmaya, varsa sorularınızı cevaplamaya yorumlarda buluşalım (izleyip seriyi izleyince insan ulan keşke bu olsaymış op diyor açık konuşayım)
https://youtu.be/ypypZFF1K_c?si=uOctNuFoePYiPw6B
Umarım yazımda kafamın bulanıklığı ve can sıkıntımdan ötürü sizleri de sıkmamışımdır. Yeterince spor ve dünyada Ego ideasına giremedim özür dilerim :/
Sizler açarsanız yorumlarda seve seve sohbet ederim ama ^^
Keyifli geceler, günler dilerim. Neşeyle kalın!