Bu bir iç dökme yazısı, burada ne kadar kalır bilmem. Bilginiz olsun diyorum, okumakla zaman kaybetmenize gerek yok 🙏 Az önce bayadır kafamda planladığım ve adımlarını önceden belirlediğim bir şey yalan olup uzay boşluğuna gitti ve başım hissettiğim sinir dalgasından…devamıBu bir iç dökme yazısı, burada ne kadar kalır bilmem. Bilginiz olsun diyorum, okumakla zaman kaybetmenize gerek yok 🙏
Az önce bayadır kafamda planladığım ve adımlarını önceden belirlediğim bir şey yalan olup uzay boşluğuna gitti ve başım hissettiğim sinir dalgasından ağrıyor ve içimi dökebileceğim bir yer yok, çok sinirli, öfkeli, doluyum. Belki de bu doluluğum, haftalardır ağlayacak, içimi kusacak bir şey arıyor oluşumdandır. Çünkü konu aslında çok basit bir şeydi, bir yazıydı da denebilir ama mesele bu değil, geçip gitti kafamda bu. Umursamıyorum.
Damarıma basan ve net bir şekilde beni gereğinden fazla irite eden bir şey oldu, tamam problem değil.
Problem bunu döküp boşaltamamam. Afedersiniz ama ağzıma gelen her küfrü etmek, bağırmak çağırmak, ağzım köpürene kadar sinirimi rastgele çıkarmak kusmak istiyorum. Birinin üstüne bilinçli şekilde gidecek, onların hatası olmayan bir şeyi bile isteye onlara yıkacak yapıda biri de değilim. Bu olay aslında bahane, içimde demek ki köpürüyorum ve patlamama ramak var. Beynim/kalbim şu işin olmamasını neden etmeye çalışıyor olsa gerek.
Hani, bunları böyle yazmak bile dindirmiyor beni, diyeyim. İçimden hala küfür ede ede söyleniyorum, yok çünkü yönlendirebileceğim, kafamı yastlayıp dinlenebileceğim, burnumdan solumamı dindirebileceğim hiçbir şey yok hayatımda. Of amk hayat çok zor.
Problemlerim var, aşmam lazım.
Aşmaya odaklanırken önüme çıkan engellerde dinlenememek, problemlerin hepsinden daha yıpratıcı bir durum. Ne anlatıyorum diyorum kendime bu yazıları yazmaya başladığımdan beri, bir yere varacağı yok. Hoş dinleyen de yok. Ama yazmam lazım arkadaşlar ne kadar saçma, salak gelirse gelsin size. Bir yere bunu böyle boşaltmam lazım. Olmuyor, bana iyi gelmiyor hatta daha da köpürüyor gibi hissediyorum ama bunu hiç yapmamaktan iyidir düşüncesindeyim.
Ben genel olarak yazıyla sohbetten nefret eden biriyim, beni bilen bilir. Çok yazarım, iyi yazarım eyvallah ama kelimelerle aranın iyi olması kelimelerin yalnız başına bulundukları zemini süslemelerine yetmez. Kelimelerin ardında ses olmalı, ruhun duyulmalı, görmeli insanlar hareketlerini. Böyle hangileriniz ne kadar anlıyor, anlayacak göğsümde ruhumun bağırışı ile bunları yazdığımı, canımın sıkıntısının canımı çıkıyor, acıyor hissettirecek kadar yoğun, yorgun olduğunu.
Diyeceğim o ki, bu yazının bana bir yararı yok, olmuyor en içten duygularımla bunu diyeyim. Beynimin tek yaptığı, bu faydasız faaliyetin nedenini sorgulamak. Ama size yararı olabilir diye düşündüm bu yazıyı buraya taşıyıp yazmaya karar verdiğimde. Eminim buralarda bir yerlerde sizler de dolusunuzdur, içinizde bekleyen bir his vardır. Bardağınız son damlasına yakındır benim gibi.
Bilin ki durumunuz eşsiz değil. İnsanoğlu yalnızdır, ama yalnızlık çok katmanlı bir kavramdır. Benim durumumdan beter, iyi olan insanlar var, bu beni ilgilendirmiyor. Sizleri de ilgilendirmez tahminim. Bizi ilgilendiren şey kusamamamız, göğsümüzün alttan üstten bastırılmış hissi.
Yazma sebebim bunu biri okur da kendini biraz olsun bulur, benim hava alması için kapılarını kendime aralayamadığım o sıkışıklık hissi sizler için bunları okuyunca biraz olsun da gider.
Diyeceklerimin yolunu kaybetmekteyim dostlar, daha uzun tutmanın anlamı yok.
İyi olun, benim yerime de neşeyle kalın.
Yok anasını satayım... Neyse gidip çizim yapayım...