Amerikalı patenci Tonya Harding'in hikâyesi. Açıkçası filmi izleyene kadar Tonya Harding'i tanımıyordum, belki adını bile duymamışımdır ama hayatın gerçekleri ve acı tokatları Tonya'yı da elden geçirmiş. Hayat işte, olmaz demeyin. Gerçekten ilginç buldum. Evet bunların hepsi yaşanmış şeyler, bir insanın…devamıAmerikalı patenci Tonya Harding'in hikâyesi.
Açıkçası filmi izleyene kadar Tonya Harding'i tanımıyordum, belki adını bile duymamışımdır ama hayatın gerçekleri ve acı tokatları Tonya'yı da elden geçirmiş.
Hayat işte, olmaz demeyin.
Gerçekten ilginç buldum. Evet bunların hepsi yaşanmış şeyler, bir insanın hayatı ama ilginçlik uyandırıyor lakin bu ilginçlik o hoşumuza giden türden değil, farklı ama garip.
Tonya, annesinin baskısı altında yeteneğini dövüyor sanki. Nasıl denir bilmiyorum ama zorlu bir hayat geçiriyor. Ardından evlendiği kişi de Tonya'yı her anlamda hırpalıyor, yoruyor. Tonya'yı her seferinde bu zorlu travmaların, kötü anıların baskısı altındayken düştüğü çukurdan kurtaran tek şey yeteneği oluyor... Allah bir yerden alıp bir yerden veriyor dedikleri şey bu sanırım :}.
Film aslında spor türüne de giriyor gibi gözüküyor ama Tonya ve sporundan ziyade hikâyeye uyabilmek için devam ettirilen, pek de şaşalı olmayan normal bir biyografi filmi gibi olmuş.
Birkaç kişisel fikrimi belirteceğim. Bence Tonya, hayatta biraz da olsa şımartılmayı + sevilmeyi isteyen ve bunu yanlış insanlarda arayan bir kişilik. Bu arayışa sebep olan da sadece çocukluğunda değil, hayatının her evresinde annesinden gördüğü psikolojik baskı ve daha nicesi. Hayatında karşısına çıkan düzgün bir insan gerçekten de yok, eşi de ayrı bir manyak ama Tonya bir kez olsun gerçekten sevilmeyi istediği için bazı noktalarda gözünü gerçeklere karşı kör ediyor. Hangimiz etmedik? Ama yapmayın, sonu hiçbir zaman mutlu bitmez. Tonya gibi kendimizi kandırmaktan vazgeçelim. Neyse zaten o da sonunda yapması gerekeni yapıyor diyecektim ama işler belli olmuyor, izleyip görün.
Tonya, aradığı sevgiyi bulabileceği normal bir insan karşısına çıkmadığı için son çare olarak bunu yeteneğinde arıyor ya da bunu başarma hırsına çevirip, başardığında küçüklüğünden gelen ruhundaki ve psikolojisindeki açlıkları doyurabileceğini düşünüyor. Hedefini gerçekleştirdiğinde de kimseye ihtiyacı olmayacağını düşünüyor.
Tonya'nın yüzü ne ailevi yönden ne de aşktan yana gülmüyor aksine onlar hayatını daha da batırıyor ve biz de bunu izliyoruz.
Bazen bazı hikâyelerin şaka olmasını isteriz ama olmaz, bu film de keşke saçma ve uyduruk bir şaka olsaydı. Bu, bir yeteneğin kötü bir espiri tadı vererek her adımda yerle bir edilişinin hikâyesi hem de gerçek.
Son olarak @beyz__'e film teklifi için teşekkürlerimi sunarım, daha nicelerini de izleyeceğiz inşallah ✨ (keko @bernard_shaw, sana da eyvallah).
Bu arada Margot'un oyunculuğuna bayıldım, o mimikler efsane.
⛸️ "Yani, ben sadece... Sonsuza dek süreceğini düşündüm!"
⛸️ "Sevilmek istedim, bunun işe yarayacağını düşünüyordum."
⛸️ "+ Demek istediğim, çocukluğumda hiç beni sevdin mi? Veya herhangi bir şey?
- ... Ben de annemi sevmedim. Ne olmuş yani? Ben sana bir hediye verdim.
+ Beni lanetledin."
⛸️ "İtiraf ediyorum. Bir bölümüm hâlâ güneşin yükselip onunla birlikte ayarlandığını düşünüyordu."
⛸️ "Birinin sevmesini isterler ancak birilerinin nefret etmesini istiyorlar ve kolay istiyorlar ama ne kolay?"
⛸️ "Gerçek gibi bir şey yoktur, yani saçmalık. Herkesin kendi gerçeği vardır ve hayat, onun istediği her şeyi yapar."
🦜 7,4/10