Spoiler içeriyor
------------ okuyan diğer insanların yorumlarına bakıyordum da. aydınlanma yaşadım birden. neredeyse kimse sevmemiş kitabı. anlamsız, gereksiz bulmuşlar. Allah Allah ya niye böyle oldu acaba diye düşünürken anladım. ben öncesinde ingilizcesini okudum bunun yarısına kadar falan. çok basit ve etkileyici bir…devamı------------ okuyan diğer insanların yorumlarına bakıyordum da. aydınlanma yaşadım birden. neredeyse kimse sevmemiş kitabı. anlamsız, gereksiz bulmuşlar. Allah Allah ya niye böyle oldu acaba diye düşünürken anladım. ben öncesinde ingilizcesini okudum bunun yarısına kadar falan. çok basit ve etkileyici bir dili var. kitapta "connell şunu dedi" dememiş de "o bunu dedi" kullanmış. "he said that" diyor mesela. tabi ingilizcede her/him/he/she falan kullanıldığından kim ne demiş çok belli ama bunu Türkçeye çevirince anlamsızlaşmış bazı yerler. ben zaten bildiğim yerleri okuduğum için fark edemedim bunu şu ana dek. Çevrilince harcanan kitaplardan olmuş cidden. özetle imkanı olan ingilizcesini okusun derim, pdf var zaten internette, dili de basit. -------------
Okuduğum değişik kitaplardan biri olacak bu da. Dili başka, karakterleri başka. Ama insanın tüylerini diken diken eden bir farklılık bu. Hem çok anlamsız hem çok gerçek hissettiriyor. Bir cümlede şefkatle gözlerim dolarken hemen arkasından öfkeyle karışık bir şok içinde kalıyorum.
Aslında okumaya bugün başlamadım. Birkaç gün önce başladım ve başlar başlamaz 60 küsur sayfa okumuşum. Üniversite'de dersliğin camına dayayıp bir yandan örgü örerken okudum, dünyadan kopardı beni. Ama yanımda sarı kalemim yoktu o yüzden bu akşam en baştan en sevdiğim yerleri çizerek okudum. Unutmazsam bitirince birkaç hoş sözü paylaşacağım.
Başta kendimi Marienne'e yakın hissederken sonralarda Connell tanıdık gelmeye başladı. İkisini de oldukça iyi anladığımı hissesiyorum. Fakat bazı noktalarda Connell'a öyle kızdım ki anlatamam yani. Karşımda olsa kendine gel diye tokatlardım. Neyse ki ana gibi ana olan Loreine daha doğru tepki verdi. Bütün kitap bittiğinde en sevdiğim karakter Loreine olacak hissediyorum. Şimdiye dek sadece onun olduğu iki sahnenin altını kırmızı kalemle çizdim.
Şimdi sanırım 100'ü geçtim ama tam bitmedi. Ders çalışacağım o yüzden bırakıyorum.
devam edecek... (5 Kasım Pazar)
(8 Kasım Çarşamba)
Tam şimdi bitirdim kitabı. Unutmadan hislerimi yazayım istiyorum ama ifade edemiyorum ki.
Öncelikle, sonu daha farklı olsun isterdim.
Bunca zorluğu aşıp gene de kopamadılar ya. Artık yalnızca birbirlerinde gerçek mutluluğu bulduklarını, anlaşıldıklarını, huzur bulduklarını hazmettiler ya. Ama yine de bir anda dünyalarını tekrar ayırıverdiler ya...
Yani ne denir bilmiyorum. O son sayfaların yazar hanfendinin hayatındaki karanlık bir ana denk geldiğini düşünüyorum. Kendi yarattığı karakterlerinden intikam alırcasına bitirmiş.
Gene de öfkelenmedim. Pekala, belki biz görmeyeceğiz ama onlar bir gün bulacak yine birbirlerini dedim. Eminim bundan.
Kitabın ikinci çeyreğinde Marienne ve Connell 'in ayrı ayrı yerlerde depresyon geçirdiği bir süreç var. Allah'ım.. Öyle etkilendim ki o yerlerden. Kendi süreçlerimde dile dökemediğim neredeyse her his paragraf paragraf karşımdaydı. Otobüste oturacak yer yokken cama yaslanıp okuyordum. Sürekli burnum sızlıyordu. Gözlerimi kırpıştırıp duruyordum ki akmasın yaşlar.
Kitap sanki elimde bir bebekti. Karakterlerle beraber büyüdü, gelişti, derinleşti. Başta basit yüzeysel bir hikaye gibiyken sonlara doğru içine çekildim ve hapsoldum. Connell ve Marienne unutulmayacak karakterler. İnsana kendini hakkında bir şeyler öğreten, sorulmadık soruları sorduran, duyulmadık cevaplar veren karakterler.
Şöyle bir şey var ki; Empati yeteneğin ne kadar gelişmiş olursa olsun bir şeyleri kendin yaşamış olmanla başkasından dinlemiş olmak arasında doldurulamayacak bi fark var. Ben lisemin ilk iki senesini Marienne'in tecrübesine çok yakın geçirdim. Zeka ve insanlarla tartışıp durma bakımından değil pek. Ama onları anlamama, kuralların saçmalığı yüzünden boğuluyor gibi hissetme ve kendimi kitaplara vererek her şeyden ve herkesten kaçma girişimleri bakımından benzer. Son iki senesini ise Connell gibi geçirdim. İçinde hala anlamsızlıklarla boğuşan ama dışarıyla nasıl iletişim kurulacağını öğrenmiş biri olarak. Üniversitedeyse canım hangi ortamda nasıl olmak istiyorsa öyleyim sanırım. Sözün özü karakterlerle ortak anılar paylaşıyor gibiyim. Ortak hisler ve yaralar. Belki de bunu hissettiğim için, yıllardır biliyordum bu kitabın beni çok etkileyeceğini. Ondan erteleyip duruyordum. Şimdi okuduğum iyi oldu. Connell ve Merienne'in dünyama katıldığına çok memnun oldum.
Her zamanki gibi fikir edinmek isteyenlere pek faydası olmayacak, inceleme denemeyecek bir yazı oldu. Ama dönüp okuduğumda kendi hislerimi hatırlayacağımı biliyorum o yüzden memnunum.
9/10