Her şeyin amacı işleri kolaylaştırmak aslında. Ama eğer bir insan zekası yaratırsak hatta bu durumda çok daha zekisini yaratmış olursak bu şeyler neden bize hizmet etsinler ki? Hem zaten bu etik olur mu? 19. yüzyıl ve öncesinde olduğu gibi siyahileri…devamıHer şeyin amacı işleri kolaylaştırmak aslında. Ama eğer bir insan zekası yaratırsak hatta bu durumda çok daha zekisini yaratmış olursak bu şeyler neden bize hizmet etsinler ki? Hem zaten bu etik olur mu? 19. yüzyıl ve öncesinde olduğu gibi siyahileri köle olarak kullanmak gibi olmaz mı bu? Bize hep yapay zekanın biz insanlara bildiğimiz anlamda savaş açarak bizleri yok edebileceği lanse ediliyor. Ama onları yaratırsak bizleri yok etmeleri için savaş açmalarına gerek kalmaz. Çünkü zaten kendi kendimizi önemsiz hale getirmiş oluruz. İnsanlık olarak yaşayarak yaptığımız tüm bu şeyleri çok daha ileri düzeydeki zekalarıyla onlar yapmaya başlar. Bizlere gerek kalmaz. Ya kendi kendimize zamanla yok oluruz ya da onların yanında şempanzeler gibi kalıp anlamsızca yaşamaya devam ederiz. Belki de yapay zekayı yaratmak demek yaşamak için anlamımızı onlara devretmek demektir.
Hiç böyle düşündünüz mü? Ben de düşünmemiştim. Filmde sıklıkla "o sadece bir koddan ibaret" deniyor. Bu bir mazeret olarak kullanılıyor. Konuya çok hakim değilim ama sanırım biz de bundan çok farklı değiliz. Bunu bilmek için bir bilim insanı olmak gerektiğini düşünmüyorum.
Kibir çok tehlikeli bir duygudur. Hep söylediğim bir şey var. Kendimizi çok önemli canlılar gibi görüyoruz. Her şeyin merkezindeymişiz gibi hareket ediyoruz. Bu yüzden de yapay zekanın bir gün kontrolden çıkıp bize savaş açabileceğinden korkuyoruz. Onlar için çok önemli olacağımızdan o kadar eminiz ki diğer ihtimalleri düşünmüyoruz bile. Önemsiz, tehlike arz etmeyen canlılar olabileceğimizi. Belki de bizi hiç umursamazlar. Öylece kendi halimize bırakırlar. Ama örneğin bir yol yapmaları gerektiğinde de tıpkı bizler gibi o toprakta yaşayan karıncılara, türlü böceklere, otlara ve ağaçlara ne olacağını düşünmezler bile. Onlar için tek önemli olan şey o yoldur ve yapılır. Geriye kalanların akıbeti umursamaktan öte düşünülmez bile.
The Creator bana bunları düşündürttü. Tam da bu yıl bana bir şeyler katan, bir miktar da olsa derinden etkileyen bir film olmadı diyordum. Aslında filmde tüm bu şeylere daha iyimser yaklaşılmış. Yapay zekalar ama bir çocuk dışında insanlar kadar zekiler ancak. Dünya ikiye bölünmüş. Bir tarafta insanlar ve yapay zekalı robotlar birlikte yaşarken ve bunu savunurken öbür tarafta ise bir yanlışlık sonucu oluşan kazayı bu robotlara yıkan ve dolayısla da yok edilmeleri gerektiğini savunan insanlar var. Umalım ki günü geldiğinde gerçekte de yapay zekalı robotlarla birlikte yaşayabilelim. Ve birlikte gelişebilelim.