Ön genel inceleme raporumdan bir kesit ... Bu süreçte, teolojik yapı, Yapı’nın teolojik temelli olmasından dolayı daima ön plana çıkıyor gibi tahayyül edilse de, tahayyül süreçlerinde fiziksel açıklama(lar) elde edebilme gayreti ile, ihmal edilmiştir. Teolojik yapının ihmal edilmesinin bir diğer…devamıÖn genel inceleme raporumdan bir kesit
...
Bu süreçte, teolojik yapı, Yapı’nın teolojik temelli olmasından dolayı daima ön plana çıkıyor gibi tahayyül edilse de, tahayyül süreçlerinde fiziksel açıklama(lar) elde edebilme gayreti ile, ihmal edilmiştir.
Teolojik yapının ihmal edilmesinin bir diğer sebebi ise, İbrahim-i dinlerden bilinen kaynaklara ve dünya toplumlarının büyük bir kısmını kapsayan inanç sistemlerinin, kendilerinden çok önce başlayarak ve hatta onlarla aynı zaman dilimlerinde dahi devam eden ve her birileri ile etkileşime girmiş, genel olarak Paganistik olarak isimlendirilen, tek tanrılı olmayan ve/veya zaman zaman nontheist, satanistic ve benzeri inanç sistemlerinin, mevzubahis (yazılı ve/veya sözlü) anlatımlarda haddinden fazla iç içe geçmiş olmasında mütevellit, ve kronolojik olarak müteakip olması beklendiği ve hedeflendiği halde bu girift yapıdan kaynaklandığı rahatlıkla müşahede edileceği üzere mümkün olamayan yapısının daha net şekilde anlaşılabilmesidir.
Hikayelerin
...
esasen üzerinde durmak istediğim, tefekküre şayan kısımları bunlardır.
1. Tılsımlar:
Uzun süren (450 sene, 1000 küsur sene gibi) yaşamları ile (temel atma zamanında, restorasyon/ renovasyon zamanları gibi) çeşitli zamanlarda ortaya çıkan ve büyü, tılsım, kutsama, okuma/üfürme ve sair uygulamalar yapan kişilerden bahsediliyor. Fakat tılsımların içeriğinden, bu kişilerin uzun yaşam sırlarından, yapılan işlemlerin emarelerinden bahsedilmiyor.
Halbuki temel seviye (mistik) esoteric pratiği olan kişilerin, (kaldıysa) gerçek dervişlerin veyahut yetenek sahibi (gifted) kişilerin, günümüzde dahi kolaylıkla tespit edebileceği birtakım emareler halihazırda ortadadır, ayandır. Hikayelerin eksik bırakılmasından, “bazı noktaların ihmal edilmeleri, kimi sırların ve/veya kimilerinin sırlarının saklanması maksadını gütmektedir kanaati” hasıl olmuştur.
Ne gibi emarelerin, hangi fiziksel işaretlerin, belirtici ne tür olguların ve somut kanıtların var olduğu ve incelemeye ne denli değer oldukları ise ayrıca bahse değerdir.
2. Intertemporal/Timeless:
Hikayelere bakıldığında genel olarak birkaç peygamber, birkaç evliya/aziz, bazı melekler ve benzeri karakterlerden bahsedildiğini görmekteyiz. Bunlar değerlendirildiğinde olması gereken vakitten çok önce ve/veya çok sonra hayatta olmuş ve o tarihte fiziksel olarak yapılması mümkün olmayan müdahalelerde bulunmakta olan veya zamandan bağımsız olduğu kabul edilen karakterlerin her nedense bu Yapı’ya hayli zaman ayırmakta ve çeşitli iş ve işlemler ile alakadar oldukları bildirilmektedir.
İş bu halde, bunca rivayetin Ayasofya isimli bu eserin bağlamından genişletildiğinde ve tekraren konuya bağladığımızda bir “zamanlar arası hareket” ve/veya “zamandan bağımsız hareket” ortaya çıkmaktadır.
Alakalı olarak ve fakat ayrıca bakıldığında Eser’in kendisinin de “zamansız” (o belli Son’a kadar yıkılmadan) kalacağının garantisi veriliyor olması’da tesadüfi gelmemektedir. Zira “zamandan bağımsız hareket edebilenler” tarafından garanti edilebilen bir yapı için bu durum pek te tuhaf değildir.
3. İtiraflar/Ön görüler:
Tanrı’nın buyruğunu yaymak maksadı ile inşa edilen bir mabet. Lakin her nedense aynı ilham edici, bir başka peygamberin gelerek bu misyonu sürdüreceğini bildirmemiş ve iş birliğini teşvik etmemiştir. Birçok evliya, aziz, falcı, melek ve sair kimseler de bu konuda sessizliklerini korumuşlardır.
Fal bakılması ve gelecekten haber verilmesi Yapı’nın en başından beri başvurulan ve etkisi tartışılmayan bir konu olmakla beraber, dinen çok takvalı (ileri) bir kimse olduğu vurgulanan II. Mehmet
...
dahi zindandan kurtarılan bir rahibe (!) fal baktırmıştır.
Hikayeler bunları söylüyor, mamafih gerçeklere bakıldığında gelecekten haber vermek, anasır-ı erbaa üzerinden tılsım terkib etmek, tabiat olaylarına ve tabiat üstüne karşı savaşım içerisinde olmak, temel olarak İbrahim-i inançlara aykırılıklar olarak tezahür etmiş, bu Yapı ile alakalı kimselerin meyyal olduğu inanış, Paganistik olarak adlandırılan Druid ve Wicca inanışlarına, hatta genel olarak Old Norse (Eski İskandinav) inanışlarına daha yakın gözükmektedir.
(İsa ve Meryem; Krallar ve kızları; Krallar ve eşleri; devler, cinler, melekler, Hızır; büyücüler, keşişler; kutsal objeler, relicler, heykel ve ikonalar; rüyalar alemi, öte alemler, dünya dışı mekanlar ve zamanlar arası hareketler; mezarlar, gömülme şekilleri, binaya dahil edilen vücut parçaları; tılsım, sigil, metafizik özellikli cevherlerin yerleşim düzenleri ve kutsal mekan artıkları ve benzerleri)
Not: İskandinav Paganizmi olarak da bilinen Eski İskandinav Dini, çok tanrılıydı ve çeşitli tanrı ve tanrıçalara inanmayı gerektiriyordu. İskandinav mitolojisindeki bu tanrılar, bazı kaynaklarda eşit derecede güçlü olduklarını anlayana kadar eski bir savaşa girdikleri söylenen Æsir ve Vanir olmak üzere iki gruba ayrıldı. En yaygın tanrılar arasında Odin ve Thor tanrıları vardı. Bu dünyada devler, cüceler, elfler ve kara ruhları da dahil olmak üzere çeşitli diğer mitolojik ırklar da yaşıyordu. İskandinav kozmolojisi, Yggdrasil olarak bilinen ve insanların yanı sıra çeşitli alemlerin var olduğu Yggdrasil adlı bir dünya ağacının etrafında dönüyordu. Midgard. Bunlar, birçoğu belirli bir tanrı tarafından kontrol edilen çoklu ölüm sonrası alemlerini içerir.
Kodlanmış metinler yerine sözlü kültür yoluyla aktarılan Eski İskandinav dini, kralların ve şeflerin halka açık fedakârlık eylemlerini gerçekleştirmede merkezi bir rol oynamasıyla ağırlıklı olarak ritüel uygulamalara odaklandı. Çeşitli kült mekanlar kullanıldı; Başlangıçta, korular ve göller gibi dış mekanlar tipik olarak seçilmiştir, ancak MS üçüncü yüzyıldan sonra kült evleri, hiçbir zaman yaygın olmasalar da bilerek ritüel faaliyetler için inşa edilmiş gibi görünmektedir. İskandinav toplumu ayrıca, bazı bilim adamlarının şamanist olarak tanımladığı bir büyücülük türü olan Seiðr'in uygulayıcılarını da içeriyordu. Hem inhumasyon hem de kremasyon dahil olmak üzere, tipik olarak çeşitli mezar eşyalarının eşlik ettiği çeşitli gömme biçimleri gerçekleştirildi.
Tarihi boyunca, Sami ve Finliler gibi komşu halklar arasında değişen düzeylerde kültürler arası yayılma meydana geldi. On ikinci yüzyıla gelindiğinde Eski İskandinav dini, unsurların İskandinav folklorunda devam etmesiyle Hristiyanlığa yenik düşmüştü. Eski İskandinav dinine ilgi, on dokuzuncu yüzyılın romantizm hareketinin ortasında, bir dizi sanat eserine ilham kaynağı oldu. Aynı zamanda siyasi şahsiyetlerin de ilgisini çekti ve bir dizi sağcı ve milliyetçi grup tarafından kullanıldı. Konuyla ilgili akademik araştırmalar, başlangıçta yaygın romantik duygudan etkilenerek on dokuzuncu yüzyılın başlarında başladı.
4. Değişiklikler/Kayıp şeyler:
Yapı’nın altındaki dehlizler/tüneller, birtakım kapılar, yer altı su kanalları, ayazma/sarnıç vb. yapıların birden fazla görgü şahidi tarafından teyit edilmesine rağmen, daha sonraki zamanlarda bu gibi yapısal bölümlerin işaret edilen yerlerinde bulunamamasına, benzeştirme, hayal ürünü olma, farklı nedenlerle yanıltıcı bilgi vermek gibi yakıştırmalar yapılmıştır.
Anlatıların (hikayelerin) efsane kapsamında ele alınması, yakıştırmaların yanılsama derecesinde taltif edilmesine neden olmuştur.
Pek kıymetli sanatsal, dini ve benzeri süsleme ve/veyahut eşyaların, yağmalama haricinde, genellikle denilebilecek şekilde doğaüstü nedenlerle ve insan ötesi kabiliyetlerle getirilmesi ve benzeri şekilde yok olmaları (elinde kutsal kase olduğu halde vaaz ediyor olan rahibin, kaybolan bir kapıdan bu kase ile birlikte geçerek ortadan kaybolması ve benzeri gibi) hadiseleri kayıt altına alınmamış düzenlemeler yapılıp yapılmadığı yönünden incelenmesi gereken hususlar olup; bu denli büyük değişikliklerin Yapı’nın yapısal bütünlüğü açısından mümkün gözükmemektedir.
Çeşitli gayelerle bırakıldığı iddia edilen kimi hazine, define ve benzeri teşrifat gibi taşınabilir kıymetli emtianın bu konu kapsamında ele alınması daha titiz bir çalışmanın konusunu teşkil edebilir.
Kayıtlı yapılarda, belirlenmiş coğrafi alanlarda, kimi keşiflerde ve bunların kayıtlarında da benzeri durumlar ortaya çıkmıştır, çıkmaya devam etmektedir. Bu minvalde yapılacak incelemeler, çok daha farklı müdahaleleri, birtakım insan teşekkülü gizli organizasyon faaliyetlerini ve ideolojik denilebilecek çalışmaları akla getirmektedir. Örneğin Çin’deki piramitler, Maya medeniyeti ve takvimi, Stonehenge, Kapadokya bölgesinde, 10 bin yıl önce beyin ameliyatının yapıldığı belirtilen kafatası ve operasyonda kullanılan medikal aletler, Yapı’nın benzer bir çalışmadan geçirildiği izlenimini vermektedir.
5. Kubbedeki ışık ve İnsan olmayan akıllı yaşam formları:
II. Mehmet’in “Fatih” unvanını almasıyla neticelenen mücadele esnasında kaynağı tespit edilememiş lakin bu esnada bölgede bulunan herkes tarafından müşahede edilerek hikayelerden biri olarak kayıtlara geçmiş bu “kubbedeki haçın üzerinde beliren gizemli ışık olayı” ile “sütunların içerine hapsedilen” birden fazla insan olmayan akıllı varlık olayı, Hızır olarak isimlendirilen bir karakterin “binanın yönünü değiştirmesi” (kıble ayarı yapması) olayı, sütunları taşıyıp getiren devler, cinler; ömrü insan yaşamından çok fazla uzun olduğu belirtilen büyücü, rahip ve benzeri karakterler, dini/ilahi bir müdahale, yardım ya da bazen dışlama/köstek olma olarak algılansa da, fiziksel bir temele dayandırılamayan olayların dini birer motif olarak algılanmasını bu kurgulardan çıkardığımızda ortada kalan tek gerçek, her nereden ve ne şekilde olduğu/geldiği araştırması saklı kalmak üzere, insan olmayan akıllı yaşam formları ve bu karakterlerin müdahalelerinde birtakım menfaatler umdukları rahatlıkla söylenebilir.
Ve dahi bu karakterlerin (ve/veya uzantılarının, veyahut mensup oldukları yapıların) günümüzde nerede oldukları, ne yaptıkları, müdahale yöntemleri ve en önemlisi müdahale nedenleri üzerinde bilgi sahibi olmamızın önemi yaşamsal düzeydedir.
...