Spoiler içeriyor
Merhabalar🌸 27 ocak 2024 cumartesi izledim. Bu sıra hep Kate Winslet başrolü olan şeyleri izlemiş oldum. Bazen sevdiğim oyuncuların işleri üzerinden seçim yapıyorum. Bu filmi de merak ediyordum ve sonunda izledim. Film kitaptan uyarlama ve +18 uyarısı ile izlenecek bir…devamıMerhabalar🌸
27 ocak 2024 cumartesi izledim.
Bu sıra hep Kate Winslet başrolü olan şeyleri izlemiş oldum. Bazen sevdiğim oyuncuların işleri üzerinden seçim yapıyorum. Bu filmi de merak ediyordum ve sonunda izledim. Film kitaptan uyarlama ve +18 uyarısı ile izlenecek bir film.
Aslında bu filme dair söylemek istediğim en net şey hakikaten Kate Winslet'ın inanılmaz bir karakter oyuncusu olduğu, onu izlerken buram buram dramı alıyoruz. Konusu ise kendinden küçük bir lise öğrencisi olan Michael berg ile arasındaki ilişkidir. Film hasta olan oğlan Michael Berg'e(15) Hanna Schmitz(36) isimli bu kadının yardım etmesi ile başlıyor. Aralarında gelişen ilişki sonucu sıklıkla birlikte olmaya başlıyorlar. Kadınlara olduğu gibi erkeklere yönelik de bir alıkoymadan söz ediyoruz bir nevi. Tabii ki oğlan çocuğu bu kadından çok etkileniyor ve gerçekten aralarında bir bağ oluşuyor. Fakat bağ oluştu diye romantize edildiği gibi bir durum yok bu gerçeğin farkında olarak izlemekte fayda var.
Sonrasında ise Hanna ortadan kayboluyor ve artik Hukuk öğrencisi olan Michael toplama kampında 300 Yahudi kadının ölmesine izin vermekten yargılanan 8 gardiyandan biri olan Hannayi bir duruşmada görüyor. Hazır olunnn supriz bozanı patlatıyorum.
Hanna'nin en baştan beri okuma yazması yok aslında o yüzdendir ki kendine biletcilik görevinden ofis görevine yükselmeyi teklif ettiklerinde vazgeçerek aslında bu gardiyanlik isine girmiş oluyor. Bunu Film akisindan sonrasinda anlıyoruz. Okuma yazması olmamak inanılmaz bir utanç onun için ve Michael'q de sık sık kitap okutmasi bundan. Ne var ki gardiyanlarin sadece Hanna'nın insanları yangına terk etmiş gibi davranıp rapor yazmalarına rağmen bunu okuyamadigini söylemek yerine bu durumu kabul ediyor olması bana bir tık "yok artik" dedirtti. Sırf bunu soylememek pahasına ömür boyu hapis cezasi aldi ve Michael da karışmadı ise. Michael bambaşka bir hayat kurdu fakat hep aklında olan bu hayatının ilk aşkı onda büyük izler bırakmıştı. Vefa örneği olarak da yaptıkları varsa da beni en çok filmde yemekhanede karşılaşma sahneleri dağladı. "Kid" diye seslendiği o çocuğun eline kalmıştı hayatı. Ne oyunculuk be Katecigim ya, o nasıl bakışlar vallahi bravo👌
Klasik bir Yahudi-nazi melodramı diyeceğim cunku zilyon yerde izliyoruz kesinlikle acı ve insanlık dışı olduğunu değiştirmez durumun. Buna rağmen günümüzde belki de en empati kurmaya hazır beklenilen bir halkin akıl ve vicdan tutulması yasayarak Gazze'ye yasattiklari bu kahredici vahset de kanımı donduruyor. Tum bu zulm ve soykırım inanılmaz. Sanki yaşanmamış gibi acılar.
Diğer mevzu yukarıda bahsettiğim baya bildiğimiz çocuk istismarı bunun çok saf duygular diye yedirilmeye çalışması soru işareti. Ki izlerken bence yönetmenin ve oyuncuların da en büyük başarısı budur. İlk aşklar özellikle genç erkek ve kadınlar için bambaşka oluyor tamam ve Aradaki enerji inanılmaz yansımıştı. Gelin görün ki dur bir dakika ne oluyor demek de lazım.
Son olarak Hanna için gurur olum gibi ve bu metafordan çıkarak bir tık öne çıkıyor. Gurur yaşamayı bile yeniyor.