İlk filmden çok daha iyi epik bir devam filmi olmuş. Filmden acayip keyif aldım. Oyunculuk, müzikler, sinematografi her şey çok iyiydi. İlk filmde soru işareti olarak kalan kısımları harika tamamlıyor. İlk olarak böyle bir eserin çıkmasını sağlayan Dune kitabının yazarı…devamıİlk filmden çok daha iyi epik bir devam filmi olmuş. Filmden acayip keyif aldım. Oyunculuk, müzikler, sinematografi her şey çok iyiydi. İlk filmde soru işareti olarak kalan kısımları harika tamamlıyor. İlk olarak böyle bir eserin çıkmasını sağlayan Dune kitabının yazarı Frank Herbert'a ardından yönetmenimiz Denis Villenueve'a ve filmde emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim.
Filmin ilk yarısı yer yer olan aksiyon sahnelerine rağmen daha yavaş bir tempoya sahip ama bu yavaşlık beni sıkmadı. Çünkü bu sırada hem Fremen kültürüne ve yaşamına dair bilgiler öğreniyoruz hem de Paul'un Fremen halkının arasına kabulünü ve peygamber olma yolundaki yaşadıklarına tanık oluyoruz. İlk yarıda bulunan aksiyon sahnelerini yeterli ve güzel buldum. Filmin ikinci yarısı daha çok aksiyona ve büyük savaşa sahip ve bu sebeple temposu daha hızlı. Filmin ikinci yarısının ne ara bittiğini ve sona geldiğimizi anlamadım. Kitabı Dune Part 1'in sinemaya gelmesinden yaklaşık 1-2 ay önce okumuştum. Bu yüzden ilk film çıktığında film ve kitap arasındaki farklılıkları anlayabiliyordum. Ancak kitabı okumamın üzerinden uzun zaman geçtiği için bu sefer kaynakla film arasındaki aynı ve farklı olan kısımları anlayamadım. Bu sebeple filmde bulunan son savaş sahnesi olması gerektiği gibi mi olmuş yoksa daha uzun mu anlatılabilirdi bilemiyorum.
Filmde ilk olarak en çok beğendiğim şey sinematografi oldu. İlk filmdeki gibi yine her bir sahnesi duvar kağıdı olacak sahneler mevcut. Film çoğunlukla Arrakis gezeninde geçmesine rağmen ben en çok Harkonnen gezegeninin sahnelerini sevdim. Bu gezegenin sadece siyah ve beyaz renk tonuna sahip olması benim çok hoşuma gitti. İlk filmde çok fazla görememiştik ama bu filmde doyduk diyebilirim. Arrakis kısımlarında sanki ton ilk filme göre biraz daha açık geldi tekrar izlediğimde daha iyi yorumda bulunabilirim.
Filmin müziklerini de ayrı bir paragrafta değinmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Hans Zimmer ilk filmde olduğu gibi bu filmde de bestelediği müziklerle üstte bahsettiğim sahnelerin görsel şölenlerini müzikleriyle daha da epikleştirmiş. Bir röportajında yönetmenin kendisinden Dune Mesihi filmi için de bestelere başlamasını istemiş. Dört gözle bekliyorum.
Oyunculuklar konusunda konuşmak gerekirse bence oyunculuklar harikaydı. Ana karaterimiz Paul'u canlandıran Timothee Chalamet işinin hakkını vermiş ve Paul'un üzerindeki korkuyu, stresi ve heyecanı seyirciye oldukça iyi aktarıyor. Özellikle peygamber ilan edildiği sahneyi ve oradaki performansını çok beğendim. Javier Bardem'in canlandırdığı Stilgar karakterini daha ciddi biri olarak hatırlıyorum ama bu filmde kendisine biraz komedi unsuru eklenmiş. Üstesinden gelmiş ama gerekli miydi orası soru işareti. Ancak benim en çok beğendiğim Austin Butler'ın Feyd-Rautha karakteri oldu. Karakterin acımasızlığını ve psikopat ruh halini çok iyi yansıtıyor.
Özetle sinematografi, müzikler, oyunculuk, kostüm kısacası her açıdan harika olan kusursuz bir devam filmi. Birçok alanda 2024 Oscar ödül törenlerinin şimdiden kazananı belli bence. Bu epik görsel şölenin sinemada izlenmeyi hak ettiği düşüncesindeyim. Etkisinden çıkamadığım için bir kusur bulamadım o yüzden şimdilik 10 puan vereceğim. Platformlara düştüğünde ilk filmle birlikte bir maraton yapıp tekrar değerlendireceğim. Dune Mesihi'ni de sabırsızlıkla bekliyorum. Puanım: 10/10