Popüler kültür ürünlerinin sunumundaki aldatmacayı anlatan geri planında yatan büyük problemlerden söz eden bir belgesel dizisinden bahsetmek istiyorum. Bu belgesel dört bölümden oluşan ve büyük endüstrilerin bizi nasıl kandırdığını, markaların izlediği olumsuz yolları nasıl kabul edilebilir gösterdiği veya gizlediği hakkında…devamıPopüler kültür ürünlerinin sunumundaki aldatmacayı anlatan geri planında yatan büyük problemlerden söz eden bir belgesel dizisinden bahsetmek istiyorum. Bu belgesel dört bölümden oluşan ve büyük endüstrilerin bizi nasıl kandırdığını, markaların izlediği olumsuz yolları nasıl kabul edilebilir gösterdiği veya gizlediği hakkında değerli bilgilerden bahseden bir seri.
İlk bölümde makyaj endüstrisindeki büyük markaların tutumlarından, popüler markalara oranla daha küçük işletmelerin izlediği yollardan ve sahtecilik ve merdiven altı üretimin nasıl türediğinden bahsediyor. Bu artık çokça konuşulan, özellikle sağlığımızı nasıl etkilediği konusunda hepimizin az çok fikir sahibi olduğu bir konu yine de izlerken yararlı olabilecek ve bakış açısı kazandıracak bilgiler de mevcut.
İkinci bölümde ise elektronik sigara gerçekleri hakkında konuşulmuş. Bu da yine tartışma konusu olup gündeme gelmiş bir mesele fakat çoğumuzun bilmediği ilgi çekici daha doğrusu hayrete düşürücü bilgiler yer alıyor. Eğer mevcut olarak tüketici durumundaysanız bence bir göz atın derim. Normal sigaraya oranla çok daha hızlı bir şekilde sağlığı nasıl etkilediğine dair göstergeler mevcut. Tabii bölüm biraz eski güncel kaynaklarda çok daha derin araştırmalar bulunuyordur doğrudan o kaynaklara da göz atılabilir. Ayrıca benim çokça ilgimi çeken bir nokta olarak bir nesli aptallaştıran ürünlerden biri olmasıydı. Şuanda düşünme kabiliyetimizi etkileyen çokça olumsuz ürünler var piyasada tabii ama elektronik sigaranın bunlardan bir tanesi olabileceğini bilmiyordum. E sigara içerisinde rastlanan kurşun metalinin zeka üzerinde olumsuz etki yarattığından bahsetmişler. Bence bir insan kendine bunu yapmamalı.
Üçüncü bölümde mobilya endüstrisi gerçeklerinden bahsedilmiş. Özellikle oldukça popüler olan bir şirket örneklemesi ile hayatımıza uzun vadede kalıcı zararlar verirken arkasında nasıl bir tavır sergiledikleri hakkında bilgiler yer alıyor. Korkunç bir tutumları var, gerçek bi canavarlar ve saklandıkları yerde bulunduklarında ise ne kadar kötü olduklarını daha net gösteriyorlar.
Son bölüm ve geri dönüşüm yalanları hakkında olup en kahreden bölüm. Geri dönüşüm için topladığımız ve bizlerden toplanan ürünlerin gerçekte sadece %9 u dönüştürülebilir oluyormuş. Geri kalan büyük plastik yığını ise yok edilemez. Ve sanırım yok edilebilir olan tek şey biziz. Geri dönüştürülebilir olanlar ise fabrikalarda dönüştürüldüğü esnada hava kirliliğine neden oluyor. Yani dönüştürsen bir dert dönüştürmesen bir dert. Bu noktada yapılabilecek en iyi şey sanırım plastik kullanımını en aza indirmek. Şuanda biyoplastik ürünler piyasaya sürülüyor sanırım. Ve sıfır atık kapsamında yapılan çalışmalara ayak uydurmak da başarılı olabilir herkes buna adapte olmayı biraz olsun denerse şayet. Bu konuyu da diziyi izlemeseniz dahi araştırmanızı içten bir şekilde diliyorum.