Öncelikle ben de çoğu kişi gibi 2. sezonu kabul etmeyerek bu yorumu yazmaya başladığımı söylemek istiyorum, benim favorim olan 1. sezonu ve mangasıdır, 2. sezonu bu karakterlere ve bize hakarettir, 140 küsür bölümü 11 bölüme sığdırılmasını kabul etmiyorum. 🪔 Animesine…devamıÖncelikle ben de çoğu kişi gibi 2. sezonu kabul etmeyerek bu yorumu yazmaya başladığımı söylemek istiyorum, benim favorim olan 1. sezonu ve mangasıdır, 2. sezonu bu karakterlere ve bize hakarettir, 140 küsür bölümü 11 bölüme sığdırılmasını kabul etmiyorum.
🪔 Animesine başlamam posterinin verdiği enerjiden oldu. "Ben senin seveceğin bir yapımım!" diye bağırıyordu resmen. Ben de kısa olduğu için ve merak ettiğim için başlamak istedim. İlk sezonu soluksuz izledim, bir baktım ilk sezon bitmiş, gerilmekten vücudum kaskatı olmuş.
🪔 İlk sezon bittikten sonra kısa bir araştırma yapayım dedim, belki 3. sezonu falan olur diye düşünüyordum. Bir de ne göreyim kimse 2. sezonu beğenmemiş, kimse kabul etmiyor. Hatta 1.sezon opening müziği olan "Touch Off" un yorumlarında "1 sezon olması çok üzücü" tarzı bir sürü yorum vardı. İşin komik yanı ironiyi anlamayan izleyicilerin "hayır 2. sezonu var" demeleri ve ironiyi anlayanların "hayır yanlış biliyorsun, o şey 2. sezonu değil" demeleri.
Haklılar arkadaşlar, o "şey" 2. sezon değil.
🪔 Ben de bu yorumlardan dolayı mangasını okumaya karar verdim, çizim tarzı daha önce okumadığım tarzdaydı ve başta alışmaya çalışırken gözlerim perişan oldu ama karakterleri çok sevdiğim için kendimi zorladım. Karakterleri, bana hissettirdiklerini sevmesem gider 2. sezonu da izler otururdum yerimde ama vicdanım rahat etmezdi. Mümkün olduğunca orijinale sadık kalmaya çalışıyorum eğer o kurguyu sevmişsem. Gözlerim için pek iyi bir tecrübe olmasa da okuduğum için pişman değilim. Size de tavsiyem benim gibi önce 1. sezonu izleyip mangasını okuyabilirsiniz ya da direkt mangayı bitirip animeyi izlemeye başlayabilirsiniz. Lakin 2. sezonu izlemeden manga okunmalı yoksa ilk sezondan aldığınız keyif kursağınızda kalabilir.
🪔 Bu arada Touch Off 'u dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim, ilk sezon openingleri atlamadan izlediğim nadir yapımlardan, hatta Spotify listeme bile eklendi o kadar beğendim.
Evet artık bundan sonraki yorumlarım kesinlikle tek sezonluk animemiz ve mangamızla ilgilidir, raf da hata yapmıştır 2. Sezon diye bir şey yoktur.
Ben çok beğendim, canımı sıkan bazı yerleri oldu ama onu da tolare ediyorum, severek okudum ve izledim. Yeri geldi onlarla güldüm yeri geldi onlarla duygulandım. Aile sıcaklığını iliklerime kadar hissettim. Bana çok güzel şeyler kazandırdılar. Ayrıca zeki karakterler görmeyi seviyorsanız kaçırmayın derim.
‼️Şimdi biraz daha spoilerlı kısımlara geçiyorum‼️
İlk bölümden zaten onların "yetimhane" olarak bildikleri yerin aslında "çiftlik" olduğunu onlarla beraber öğreniyoruz.
Bilmiyorum izleyenler de benimle aynı mı düşünmüştür ama bir an vegan olmak istedim. Sanki yediğim tavuklar bizim çocuklarmış da biz de şeytanmışız gibi. Ama sadece istemekle kalır bu durum çünkü et seven biriyim, üzgünüm çocuklar siz de hayatta kalmak için avlandınız nasıl ben sizi suçlamıyorsam siz de beni suçlamayın.
Çocuklar çok zeki. Yaşadıkları ortam, onlara sağlanan şartlar ve "anne" lerinin sevgisiyle büyüyorlar. Öğreniyoruz ki bu şartlarda büyümeleri onların beyin gelişimi için olduğunu. Beyin gelişimi ne kadar iyiyse o kadar "özel" oluyorlar.
Bir de öğreniyoruz ki Ray her şeyi en başından biliyormuş. "Evlat edinmek" için gönderilen her çocuğun yendiğini. Yıllarca buna dayanmış. O kadar üzüldüm ki o sahnelerde, ne kadar zeki olurlarsa olsun onlar hala çocuk. Bir de annesi İsabella...
İsabella mevzusu çok karışık. İzleyenler hem ona kızıyor hem onu anlamaya çalışıyor. Gri bir karakter ama siyaha yakın bir gri. Ray "neden beni doğurdun anne?" diye sorunca "yaşamak için" demesi abes kaçmadı bana. O da çiftlikte büyümüş ve 12 yaşına gelince "anne" olmak için önüne bir "fırsat" çıkmış. Bilmiyorum savunsam hemen çürütecek bir argüman üretmek zor değil. Nötrüm ona karşı.
Norman... Don'un bir lafı var "asla değişmemiş hala kendini feda ediyor" diye. Çok haklı. Ah benim beyaz saçlım her şeyi kendi omuzlarına alman kahrediyor hepimizi. Seviyorum seni, tek başına değilsin bir sürü kardeşin var, Emma var.
Ray... Senin hakkında konuştum biraz ama favori karakterimi seçsem seni seçerdim sanırım. İsabella senin öz annen ama ona kendini bir "köpek" olarak sunman... Ah be çocuğum ne çok çektin sen de. Mutlu olmak senin de hakkın. Mutlulukla kal.
Ve Emma.... Gelelim sana "anten saçlı". Her ne kadar sonlarda şeytanları da kurtulalım demen çoğunluk gibi beni de kızdırsa senin karakterinin tee en başından böyle olduğunu bilmek beni biraz sakinleştiriyor. Diğer ikisine kalsa sadece beşiniz kaçardınız. Ama sen hep kendinden önce aileni düşünen bir karaktersin. Zaten sonunda bunun bedelini de ödedin. Senin karagözlülüğün sayesinde o kadar çocuk kaçtı. Bunu inkar etmeyeceğim. Ortalama bir karaktersin benim için ama %51 'e %49 oranıyla seviyorum diyebilirim senin için.
2. Sezonda neler "olmamış" onu da söyleyerek bitireyim.
Bizim çocuklar Minerva' nın onlar için yaptığı sığınağa gittiklerinde mangaya göre Yuugodiye bir karakterle karşılaşıyorlar. Onunla yaşadıkları maceralar, sonra daha da eklenen karakterler, Yuugo'nun zamanında kaçtığı ama birbirlerinin yaşadıklarından habersiz olduğu arkadaşı Lucas, hiçbiri yok. Mangayı okumayan biri tatmin olmasa da o kadar büyütmeyebilir ama okuyanlar bu duruma çok sinirlendi. Bu kadar da kaçmazsınız be kardeşim derkeeen bizimkilerin kraliçeyle savaşmaları, o son olaylar animenin son 5 dakikada resim olarak gösterildi...
Rahat 4 sezon çıkacak anime nasıl heba ediliyor oynat bakalım.
Yazımı yapım şirketine olan ✨övgü✨lerimle bitirmek istiyorum.
İnşallah ayağınızın serçe parmağı masalara çarpmaktan helak olur. İnşallah çağırdığınız taksiye başkası biner. Siz cimriliğinizden bu kadar kısa tuttunuz ya, inşallah sonraki hayatınızda tavuk olursunuz da döner olursunuz. Teşekkürler iyi günler, iyi akşamlar, iyi geceler 🐩