Spoiler içeriyor
Öncelikle, genelde hayatımızda ve hayatımızın yansıdığı yapımlar olarak filmlerde, eğer ortada aşk varsa, cinsellik onun getirisi oluyor. Yani olaylar, aşkın etrafında dönüyor ve s*ks sadece bir parçası oluyor. Buna alışmış kişilerin, “sadece s*ks vardı ne aşkı yav” gibisinden yorumlar yapmaları…devamıÖncelikle, genelde hayatımızda ve hayatımızın yansıdığı yapımlar olarak filmlerde, eğer ortada aşk varsa, cinsellik onun getirisi oluyor. Yani olaylar, aşkın etrafında dönüyor ve s*ks sadece bir parçası oluyor. Buna alışmış kişilerin, “sadece s*ks vardı ne aşkı yav” gibisinden yorumlar yapmaları oldukça normal.
Alışılmışın aksine, bu filmde göründüğü üzere tüm çıplaklığı ile cinsellik ön planda, adının Love olduğuna bakmayın, öyle romantik sahneler beklemeyin.
Gaspar Noe’nin Love’da anlattığı saf bir aşk öyküsü değil. Günümüz ilişkilerinde cinselliğin ön plana çıkması ve seksin tek düze bir hal almaya başlamasıyla da çiftlerin yeni arayışlara girmesi zaten cinselliğe dayalı yaşanan ilişkileri tüketiyor. Murphy ile Electra’nın ilişkisi tam da böyle. Aşklarını ilk günkü gibi taze tutmak için yeni arayışlara giriyorlar. Ancak hesaba katmadıkları bazı şeyler var. Erkeğin kıskançlığı ve korumacı yapısıyla kadının sadakat arayışı… erkek ile kadın doğasındaki farklılıklar sebebiyle sarsılan ilişki, daha tutkulu yaşanan bir seksle onarılmaya çalışıyor. Filmin düğüm noktası ise Murphy’nin yanlış kadını hamile bırakması denilebilir. Noe, üçlü bir aşk yumağına dönen ilişkiyi kronolojik bir düzlemde anlatmıyor. İstemediği bir hayatı yaşamak zorunda olmasının huzursuzluğuyla yaşayıp giden, unutamadığı biricik aşkına duyduğu özlem ve elinden bir şey gelmemesinin yarattığı çaresizlik duygusuyla iyiden iyiye depresif bir ruh haline bürünen aile babası Murphy’nin yaşadıkları hikayenin bugünü. Murphy’nin flashback sahneleriyle verilen özlemle anımsadığı hatıraları ise hikayenin dünü. Dün ve bugün arasında git gelli bir yapı kuran Noe, tutkuyla yaşanan aşkı ve aşk acısını birlikte izletiyor bize. Birkaç sahnede, Murphy Electra'ya onu sevdiğinden bahsederken, Electra'nın cevap olarak ''Aşkın ne demek olduğunu bilmiyorsun' dediğini ve hatta, Murphy'e defalarca beni seviyor musun diye sorduktan sonra her seferinde evet cevabını almasına rağmen, yine Electra'nın aynı cevabı verdiğini görüyoruz, arzuları ve duyguları aralarında git-gel bile yaşamadan, tamamen arzuları üzerine hareket ediyorlar ilişkide, artık aşk kelimesi, sadece lafta kalıyor. Ve bu durumdan olsa gerek defalarca duysa da inanmıyor, hayır aşk bu değil diyor, Electra. Aşk, evet konu aşk. Filmde belirtildiği üzere, zaten az olan repliklerin bir çoğunda geçtiği gibi, aşk en önemli şey olarak görünüyor karakterlere. Buna rağmen ikisinin de, birbirlerini, aşık oldukları insanı defalarca aldatmaları, fazlaca çelişki tasıyor. Ne yani bu mu aşk? dendiğini de duyar gibiyim. Ve evet, onlara göre aşk tam da bu. Filmin giriş sahnesinde, Murphy'nin kasım kasım kasılmasında var aşk. Yüzünde sürekli aynı ifadeyi, gözlerindeki o anlamsız bakısı Electra'da kaybetmesinde saklanıyor, kapısını ısrarla çalıp ağlarken, önce aç şu kapıyı bebeğim, ardından aşağılık or*spu seni derkenki sesinin tınısında, elinin o kapıyı okşayışında yatıyor, aşk. Sinemada pornografik düzeyde cinsellikten rahatsızlık hissediyorsanız pek size uygun olduğunu söyleyemem duygu dolu sanatsal açıdan zevkli bir baş yapıt olmuş.